4. Bölüm (668 KİŞİ)

67 7 0
                                    

*

Herikopterden ilk önce Enen indi. Ardından Efe hoplayarak indi herikopterden. Biraz deli bi çocuktu. Enen'nin büyük bi sıkıntısı vardı. Çantayı komutanla geldiği arabada unutmuştu ve halen farkında değildi. Bu deli çocuk onda akılmı bırakmıştı. Efe sırtını herikoptere dayadı ve ellerimi gösünde bileştirdi.

"Eeee asabi bi teşekkür edersin her halde." Enen sinsi bi gülüş attı ve Efe'ye doğru yakalştı. Yumruk yaptığı elini Efe'nin yüzüne indirdi. Enen'nin içi rahatlamıştı. Çocuğa arkasını döndü ve uzaklaşmaya başladı.

"Teşekür anlayışı baya iyiymiş." dedi. Bu çocuğun beyni bi değişik çalışıyordu. En azından her şeye ramen gülüyordu. Zaten bunu başarabilenler hayatı kularlarına göre oynayabilirdi.

***

HABERLER

Oliver Taylor' dan açıklama=>>>"Bi savaş suçu işlediğimizi düşünmüyorum. Bi ev sahibinin evini geri almak istediği bi şuç olmadığı gibi."

Yunanistan'dan destek açıklaması=>>> "Her zaman olduğu gibi YANINIZDAYIZ."

Fransa'dan destek=>>> "Her koşulda İngirtere'nin yanındayız."

"İngirtere ENEN'i kendi toprağı olduğunu ida ediyor."

"Şu an ki sardılılarda 668 kişi hayatını kaybeti sayın seğirciler 1293 kişi ise yararı."

"Türkiye'den savaşı durdur çarısı"

"Amerika 5 günün ardından ilk defa konuştu. Davies'ten barış çarısı"

***

"Böyle..."

"Aslına bakarsan Enen, biraz abarmışsın."

"Adam deli diyorum sana Jisung."

"Doğru."

İkiside susmuştu. Enen biraz düşündü. Şimdi ne yapacaktı? Yapacak bi şey kaşmamıştı. Her gün Jisung'la sürekli bombalardan kaçıp yeni mahale arayışına geçiyorlardı.

Jisung kısa boylu, kilolu, haliyle gözleri çekik bi gençti. Güney koreden geliyordu. Enen'nin en yakın arkadaşlarından biriydi. Ünüversetede tanışmışlardı ve halen arkadaşlardı.

"İngirtere su vanalarını kesecekmiş diye duydum."

"Endişelenme, bi depo biliyorum." Yine susutular. Ve Jisung yine konuştu.

"Keşke annemgille bende gitseydim bu durumlara düşmezdim." Jisung'un annesi ve babası kendi ülkelerine gitmişlerdi. O kabul etmemişti çünlü burda yeni bi hayat kutmuştu. Ama şimdi bakıyorda... Keşke onlarla gitseymiş. Ülkeler ENEN'de kalan halkındaki insanları çıkarmanın bi yolunu ararken İngirtere bu işe izin vermiyordu. Jisung bi süre daha burda kalacaktı.

Enen oturduğu kayanın üzerinden aşağıya atladı. "Gidelimde şu Hüya'yı bularım."

"İmkansız." dedi Jisung. Daha öncede söylediği gibi. Enen imkansız hayaller peşimde koşmamalıydı, sonunda üzülecekti.

"İmkansız diye bir şey yoktur."

Jisung'ta o tonbul bedenini kaldırdı. "Doğru diyorsun ya. Nerde arayacağını biliyormusun?" Tabikide bilmiyordu. Sıkıntıda ordaydı. Nerden başlayacağınıda bilmiyordu nasıl son bulacağınıda. Tek bildiği o Hüya'ya katılması gerektiydi. "Sokaklarda gezen Hüya askerlerinin arasına sızmak gibi mi?"

"Evet, evet doğru. Bende tam onu diyecektim." (öyle bir şey demiyecekti)
Bazen Jisung gibi bi arkadaşı olduğuna sevimiyordu. O çok zekği bi arkadaştı.

"Ama sen sızabilirsin sen alışkınsın girip çıkmaya. Ben dikat çekerim." Enen düşündü.

"Araya kaynarsın görmezler bile." O sırada bi bonba sesi daha geldi. Alışmaları gerekiyordu. Beş gündür aynı sesi duyıyorlardı her gün. Bina yıkılma sesleride buna dahildi.

Boş araziden çıkıp karmaşık, bonbaların altındaki şehire doğru ilerlediler.

"Eeee nasıl sızıyoruz?"

"O iş kolay. İniformalarını almak için iki askeri bayıltırız. Sonra giyeriz. Ardından bi asker gurubunun arasına katılırız onlarla beraber gizli üstlerine gideriz bu kadar basit." Bütün bu söylediklerini azı açık dinledi Jisung.

"Bu savaş bitene kadar sen erkek kılığında ben ise yakalanma korkusu ile mi baş başa kalacam?" Enen cevap verdi.

"Hayır tabiki. Bi zamandan sonra söyleriz." Kendi bile inanmamıştı bu dediğine. Bi sızsınlar sonra bakardı sonuna. Hep böyle yapıyordu. Sonunu hiç düşünmüyordu.

Sokağın içine doğru ilerlediler. Sokağın yarısı boştu. Bu sokağa hiç bonba düşmemişti. Hüya tahliye yapmış olmalıydı. Yani her an bonba düşebilirdi.

"Jisung..."

"Efendim."

"Ben asker falan görmüyorum."

"Daha dur yeni girdik."Haklıydı. Biraz daha uğraşmaları gerekiyordu. Sokakta sadece birkaç insan vardı ama asker denen şey yoktu.Sokağın köşesinden sola döndüler. Bu sokaktada pek kimse yoktu. Ama sokağın köşesinde bi hareketlirik gördü Enen. Biraz daha ilerlediler.

"Evet teyze bu sokağı tahliye ediyoruz." Enen hemen durdu. Jisung'uda durdurdu.

"Duydunmu, duydunmu?"

"Evet, bu sokağa bonba düşebirirmiş."

"O da varda.. Ben sana şu iki askerden bahsediyorum. Onları gizlice bayıltıp yerlerine geçebiliriz şaşkın."

"Bak bak o iki ara sokağa girdiler."

"Yürü. Koş koş Jisung." İkiside koşmaya başladı. Onların peşinden girdiler o ara sokağa.

ENENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin