İyi okumalar 🤍
Nasılsınız umarım iyisinizdir... Bölümleri atmaya çalışıyorum elimden geldiği kadarıyla kusuruma bakmayın sizi seviyorum ❤️❤️
(Duru'dan)...
(2 gün önce)
Yemekten sonra akın odaya gelmeyince Ece'yi aradım.
1 kere çaldıktan sonra telefon anında açıldı.
"Alo Duru iyi misin? Birşey yaptımı sana?"
"İ-iyiyim" diyebildim sadece konuşamıyordum. Hem Akın'ın geleceğinin korkusuyla hemde o anlık bir boşlukla sadece bunu diyebildim.
Tam birsey diyecekti ki telefon kulağımdan çekildi. Arkamı döndüğümde Akın'la yüz yüze geldim. Bravo bana ya tek bir fırsatım vardı onuda batırdım.
"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen. Sen beni salak yerine mi koyuyorsun. Hayır salak değilim sadece sana güvenmek istedim. Bakalım arkamı döndüğümde iş çevirecek misin diye. Ama aptallık bende SANA NASİL GÜVENDİM AMİNA KOYAYİM. Sen çok olmaya başladın. Yok bundan sonra telefon melefon. Ne halin varsa gör." dedi ve odadan çıktı.
Birşey yapmadığı için ve gittiği için sevinirken. Telefonumu kaptırdığım için de pişmandım.
Ozaman benim de başka kaçış yollarına başvurmam lazımdı.
...
Ben odada ne yapacağımı düşünürken. Kapı sertçe açıldı. Bu Akın mıydı? Leş gibi alkol kokuyordu. Kafası yerinde değildi. Çok sinirliydi. Siyah gömleğinin kollarını kıvırmış yanıma geldi, ve bileğimden tutup odadan sürükleyerek çıkardı. Neler oluyordu. Deli gibi korkuyordum ondan şuan. Aklı yerindeyken bana neler yapan insan Aklı yerinde değilken bana neler yapardı. Hele bebeğime... Evden sürükleyerek beni çıkarıp ön koltuğa oturttu. Arabanın etrafında dolaşıp hızlıca şoför koltuğuna geçip gaza bastı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Nefes alış sesi bile beni korkutuyordu. Ellerim ve bacaklarım sanki bedenimden kopacak gibi titriyordu. Belirginleşmiş olan karnımı okşayarak kendimi ve bebeğimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Yüksek derece de hızlı gitmeye başlamıştı. Frene basmıyor akşam olduğu için yollar boş olduğundan daha da hızlı gidiyordu. O konuşmuyordu bende konuşamıyordum.
"Ne olur yavaşla" diyebildim sadece. Gözümden düşen yaşlara engel olamıyordum. Birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. ellerim kapının tutunma yerini tutarak kendimi birazda olsa güvende hissediyordum ama nafile. Yavaşlamak yerine daha da hızlandı. Bir eli vitesteyken elimi elinin üstüne koydum.
"Yalvarıyorum yavaşla çok korkuyorum" dedim. Dinlemiyordu beni.
En sonunda karanlık bir arsaya getirdi beni. Öldürecek miydi beni? Hayır hayır bunu yapamazdı. Yapmazdı değil mi...
Arabadan hızlıca inip beni saçlarımdan çekiştirerek içeriye soktu. Boş bir depoya gelmiştik. Çok korkuyordum deli gibi korkuyordum. İçeriye girip merdivenlerden alt kata soktu beni. Burda da adamları vardı. Burası onun kirli işlerinin yeriydi demekki. Odaya girince kan kokusu midemi bulandirdi. Zaten yemek yiyememiş olmamın verdiği açlık ve mide bulantısıyla birde kan kokusu vardı. Beni buraya neden getirmişti. İçeriye girince hiç konuşmadan beni boş odanın ortasındaki sandalyeye oturttu. Ben ne yapacak diye beklerken yüzüme yediğim tokatla düşüncelerim durdu. Çenemi sıkıp kendisine yaklaştırdı.
"Ceza vakti güzelim. Bana çok acı çektirdin. Çok canımı yaktın. Bunların bedeli olmayacağını düşünmemişsindir umarım." dedi.
Ellerime cebinden çıkardığı kelepçeleri takıp sandalyenin arkasında birleştirdi.
Ben ağlamaya ve ona istemesemde yalvarmaya devam ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Kocam(+18)
ChickLit"Madem bu kadar rahatsın Gerçekten evli olmadığımız için" evlilik kelimesini bastırmıştı. "Ozaman gerçekten karım olduğunda sana söz sahibi olabiliyorum demek oluyor" dedi. Ben ne yapacak diye beklerken üzerindeki gömleği çıkardı.