12

8.5K 661 137
                                    

Jungkook'un evine geleli yarım saat oluyordu gelir gelmez içmemiz için en pahalılarından bi şarap açmış, getirdiğim kurabiyeleri bir tabağa yerleştirmişti. Evi çok sade döşenmişti böyle bir adamın abartılı bi zevki olduğunu düşünürdüm, beni şaşırtmaya devam ediyordu.

Şaraptan bi yudum alıp yüzüne odaklandım. Bir kaç dakika önce gelen telefon nedeniyle çok ciddi bi yüz ifadesi ile balkonda telefon ile konuşuyordu.

Bense dizlerimi kendime çekmiş koltukta biraz daha rahat bi şekilde oturmuştum telefonla konuşurken anlık göz göze gelişimizin üstüne karşı taraftaki kişiye telefonu kapatacağını söyleyerek yanıma gelmişti.

Eve gelir gelmez gömleğinin bi kaç gülmesini açmış kravatını gevşetmişti. Bu adama yükselmemek elde değildi enerjisi bile farklıydı. Yanında nefes alsam hamile kalacağımı hissettiriyordu bana.

"Ee anlat bakalım çöl gülü iş nasıl gidiyor?"

Bıkkınlıkla bi nefes vermiştim. Buraya onun hakkında bir kaç bilgi öğrenirim diye gelmiştim ama konu benden ileri gitmiyordu bu çok rahatsız ediciydi.

"Bildiğin şeyler yarın peçeli olacağım. Biliyor musun peçem'in işlemesini bizzat ben yaptım. Çok güzel oldu."

"Yaptığın her şeyin başka bir boyut olmasının var mı bi açıklaması? Bilimle ilgili değilde sanırım seninki yaratılışsal." diyerek şarabından bi yudum aldı.

Yanaklarımın pembeleştiğini hissederken koltuktan aldığım yastığı kucağımın üstüne koyup başımı utançla eğdim. Beni pür dikkat izlediğinden habersiz.

"Hep benden bahsediyoruz bugün konu sen ol. Hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Haksızlık bu."

Beni almaya geldiğinden beri burnunun üzerinde olan kemik gözlüğü hafif öne çekerek bana döndü. Odağın üzerimde olması normalde beni rahatsız ederken şu an o kadar hoşnuttum ki bir çocuk gibi içimde çığlıklar atıyordum.

"Mücevher tasarımcısıyım ama bunun dışında birçok işle uğraşıyorum. Şirketler ve daha fazlası. Bir tane kız kardeşim var evli. Seoul'de tek yaşıyorum buraya 11 yaşında geldim. O yaşımdan beri çalışıyorum anlayacağın hayata erken atıldım. Şu an 32 yaşındayım ve hayatımın nerdeyse tümü çalışarak geçti. Sporla ilgileniyorum. Hobilerim resim çizmek ve şahsî tasarım yapmak."

Ağzım açık onu dinliyordum sanırım tanıştık tanışalı ilk defa bu kadar uzun konuşmuştu ve bu konuşma kendi hakkındaydı. Açılan ağzımı işaret parmağı ile hafifçe kapattı. Sesine nazar çok ince bir kıkırtı duyduğumda kalbim bir kez daha tekledi.

Gözlerime çok derin bakıyordu ve eminim Jeon gözlerime baksa beni anlardı. Bu bakışmayı kesen ben oldum tabağı kucağıma alarak ona bir tane kurabiye uzattım.

Önce elime sonra bana baktı yavaş yavaş üzerime eğildiğinde bana bakarak kurabiyeyi ağzına aldı. Nefes alışımın yavaşladığını hissediyordum. Kurabiyeyi bana bakarak çiğnerken gayet memnun duruyordu.

"Ne kattın sen bunun içine." yüzü garip bi hâl alınca endişelenmiştim her zaman yaptığım ve mükemmel tutturduğum tarifi heyecandan yapamadığımı düşünerek hemen ağzımı araladım.

"Kötü mü olmuş üzgünüm her zaman tam tuttururdum ayarını ama bu sefer sanırım bir-"

Lafımı kesen boynuma dokundurduğu soğuk dudakları olmuştu dudakları altında kasıldığımdan dudaklarının gerilişini hissediyordum. Gülümsüyordu.

"Çok lezzetli uzun zamandır el yapımı kurabiye yememiştim." dediğinde tuttuğum nefesi verip omzuna hafifçe vurdum oyuncu bir şekilde omzunu tutunca bende kıkırdadım.

fishtail - tk ✓Where stories live. Discover now