21. bölüm

16 2 0
                                    

2. flashback bölümümüz

Umarım beğenirsiniz

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

İyi okumalar

                          .......

                              .


2 ay önce;

Alperen'in ağzından;

Bugün onu dinleyip eve erken gelmiştim. Üstelik içmemiştim de. Evde bulunan sessizlik ile evde gezmeye başladım. Hiçbir yerden ses gelmiyordu. Neredesin Karan dedim içimden... Gezmeye devam ederken hiçbir yerde görmeyince merak etmiştim. Evde yoktu çünkü gitti mi sabah ki tartışmadan sonra gelmeyecek mi geri? Koltuğa doğru ilerleyip sıkıntılı bir nefes vererek oturdum. Telefonumu çıkararak Karan'ın numarasını bularak aradım. Kulağıma götürdüğümde 3 kere çaldıktan sonra meşgüle atıldı. Şaşkınlıkla telefonu kulağımdan çektim. Tekrardan aradım aynı şekilde meşgule attığında sıkıntı ile nefes verdim. O da mı böyle hissediyordu evde yanlız kaldığında, içime oturan kurt ile yine aradım meşgüle atılması ile vazgeçtim bir daha aramadan telefonu bıraktım sephanın üzerine.

saat 12ye geldiğinde hala eve gelmediğinde kendimi daha kötü hissetim. Gerçekten berbat bir duyguymuş ve bu karmaşa saatler geçtikçe geçmek yerine daha da artıyordu. Birkaç dakika sonra kapının önünde duyduğum hareketlilik ile hızla ayaklanarak kapıya doğru ilerledim. Kapıya gittiğim gibi kapıyı açtığımda kapının pervazına yaslanmış Karan'ı gördüm.

''Karan sen iyi misin?'' dediğimde kafasını hafifçe kaldırıp bana baktı. Yüzündeki şapşal gülümsemeye bakılırsa sarhoştu. Kafasını zar zor tutuyordu. Kapının pervazından ayrılarak içeriye doğru sendeleyerek yürüdü.

''Hemde hiç olmadığım kadar.'' dedi üzgün bir ses tonuyla. ''Hiç eğlenceli değilmiş.'' dediğinde anlamıştım, beni anlayabilmek için içmişti. Sıkıntılı bir nefes vererek ona baktım. Kendisini kapıdan girdikten sonra yere bırakmıştı. Olduğu yere çömelmiş bardaş kurmuştu.

''Karan kalk yerden.'' dediğimde omuzlarını silkerek oturmaya devam etti. Bir süre daha yerden kalkmadığında eğilerek belinden tutup kendime doğru çekerek kucağıma aldım. Bacaklarını etrafıma doladığında kollarını boynuma sararak kafasını omzuma yasladı. ''Neden yaptın bunu?'' dediğimde boş bakışlarla bana bakıyordu.

''Seni anlayabilmek için, ama anlayamadım çünkü hiç eğlenceli değildi.'' dedi gözleri kapalı bir şekilde konuşuyordu. O kucağımdayken koltuğa oturdum. Daha fazla yayılarak rahat bir pozisyonda yattı. Kafasını boynuma gömdüğünde kafamı geriye doğru attım daha rahat etmesi için. Nefesleri derinleştiğinde sızdığını anlamıştım. Ellerimi sırtında birleştirerek sarıldım ona. Ona sarılarak uykunun kollarına bıraktım kendimi. Kokusunu içime çeke çeke uyumuştum tüm gece boyunca.

Sabah yüzüme yediğim darbe ile uyandığımda hafifçe doğruldum. Kucağımdaki Karan hala uyuyordu. Uykusundayken bana vurmuştu muhtemelen. Kolumdaki saate baktığımda daha erken olduğuna kanaat getirip biraz daha uyumasına izin verdim. O uyanmadan yerimden kımıldayamazdım. Kafasını oynatması ile burnu boynuma sürtünmüştü, yaptığı bu hareket beni huylandırmıştı. Bende ona doğru dönerek çenemi yanağına sürttüm. Yaptığım bu hareket ile hemen kafasını kaldırarak uyandı. Alnına düşmüş olan saçları geriye doğru atarak bütün yüzünü açtım.

''Günaydın, başın ağrıyor mu?'' dediğimde gözlerini açamadığını gördüm. ''Anladım ama gözlerini açman lazım.'' dediğimde gözlerini kısık bir şekilde açtı. Etrafına bakındığında kucağımdan hemen kalktı. Hiçbir şey söylemeden banyoya doğru yönelerek duşa girdi. Çok ani bir tepki vermemiş miydi? Dünkü kavgamızdan beri benimle çok az konuşmuştu. Mutfağa doğru yöenelrek kahvaltı hazırlamaya başladım. Omlet yapmıştım çok severdi omleti. Elinde havlu ile saçlarını kurularken mutfağın kapısından bana bakıyordu.

''Kahvaltı etmeyeceğim çıkmam gerek.'' dediğinde saate baktım daha çok erkendi. Ne yani benim ona yaptığımı şimdi o mu bana yapacaktı. Gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.

''Tamam anladım ben 1 günde ne hissettiğini devam etme lütfen. Bir daha yapmayacağım emin olabilirsin.'' dediğimde dudaklarını büzerek bana baktı. Tek kaşını kaldırarak düşünür gibi yapmıştı.

''Ne yapıyormuşum ben?'' dejavu yaşıyordum resmen. Dün yaptığımız konuşmanın aynısını yapmazdık umarım. Derin bir nefes alarak gözlerinin içine baktım.

''Benim sana yaşattığımı bana yaşatmaya çalışıyorsun'' dediğimde güldü. Gülüşü kahkahaya döndüğünde sertçe yutkundum bu halleri hiç hoşuma gitmiyordu.

''Sen kimsin ki sana yaşattığını yaşatayım? Ne sanıyorsun sen kendini?'' gözlerimi kapatarak sertçe yutkundum dün benim ona yaptığımın aynısını bana karşı kullanıyordu.

''Ben bir hiçim.'' dediğimde gözlerimin içine baktı. Tepkisi ne olacaktı acaba çok merak ediyorum.

''Evet öylesin.'' dediğinde kalbim kırılmıştı gerçekten de. O da böyle mi hissetmişti acaba? Daha fazla üzerine gitmemek için onaylar bir şekilde kafamı salladım. O da aynı şekilde kafasını salladığında arkasını döndü.

''Gitme...'' dedim sesim fısıldar gibi çıkarken. Omzunun üzerinden dönerek bana baktı.

''Kalmam için bir sebebim var mı?'' dediğinde o sebebe baktığının farkında mıydı acaba? ''Kendini ne zaman düzeltirsen o zaman geri gelirim Alperen...'' dediğinde sözünü keserek konuşmaya başladım.

''Ne yani terk mi ediyorsun beni?'' dediğimde gülümseyerek bana baktı. Gerçekten veda eder gibiydi.

''Böylesi ikimiz için de daha iyi.'' dediğinde kapıya doğru yöenldi. Hızla arkasından ilerleyip elini yakaladım.

''Dur bir dakika, neden bırakıyorsun beni?'' dediğimde elini elimden kurtararak bana döndü. Gözlerimin içine bakarak gülümsedi.

''Dün de dediğim gibi yoruldum artık. Kendine ne zaman çeki düzen verirsen o zaman geri gelirim. Senden daha fazla soğumak istemiyorum, anlıyor musun?'' dediğinde kafamı sallayarak onu onayladım. Beni hala seviyordu ve soğukmak istemiyordu.

''Sana bunları yaşattığım için özür dilerim ama gitme düzeleceğim bak gerçekten düzeleceğim ama gitme lütfen.'' dedim yalvarır gibi gözlerime bakarak dudaklarını yaladı.

''Ne zaman düzeldiğini görürsem o zaman geri gelirim.'' dediğinde kafamı sallayarak onu onayladım. Aklımı kurcalayan birkaç şey vardı kafamda tartarak dudaklarımı araladım.

''Ne yapmam lazım nasıl ispatlarım sana değiştiğimi değişebileceğimi?'' dedim. Kafamı kurcalıyordu bunlar kendim bulmam gerekiyordu hatalarımıaklım çalışmıyordu şuanda.

''Bana beni sevdiğini hissetireceksin, benim seni sevmem hiçbir şey ifade etmiyor. Çok mu şey istiyorum senden? Ben de sevilmek istiyorum, sevildiğimi hissetmek istiyorum.'' sonlara doğru sesi kısılmıştı. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. ''BENİM SANA KARIŞMAYA HAKKIM YOK ama o arkadaşlarınla görüşmeni istemiyorum. Eve vaktinde geleceksin, içmiyeceksin sporcu adamsın kendini düşün biraz da. Beni boşver kendi hayatını da riske atıyorsun farkında bile değilsin.'' bazı noktalarına vurgu yaparak söylemişti çünlüyi.

''Tamam deniyeceğim yavrum gerçekten deneyeceğim. Ben sana seni sevmiyorum demediğim sürece seni sevmeye devam edeceğim. Seni seviyorum ben.'' hiçbir şey söylemeden kapıya doğru dönerek yürümeye başladı. Arkasından bakakalmıştım öylece. ''Seni seviyorum...'' dedim tekrar fısıltı ile. Kapıyı açtığını duyduğumda gözlerimi kapattım. ''Söz veriyorum, erkek sözü'' dedim sesin titrerken ayakkabılarını giyerken hiç ses çıkarmıyordu. Hiçbir şey söylemeden ayağa kalkıp kapıdan çıktığında orada öylece kalmıştım. 

                                ......

                                    .

Alperen değişmediğini hepimiz biliyoruz ne yazık ki

Peki tekrar nasıl bir araya geldiler?

Umarım beğenmişsinizdir

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Sizleri seviyorum <3

rüzgar'ın çocuğu (bxb)Where stories live. Discover now