thanksgiving dinner, rapprochements and love confession

539 73 66
                                    

silenced -
firefly lane by kristin hannah -
a horse with no name by america -

"bir şey diyeceğim, sizin ailede hiç dinsiz yok mu? böyle ailelerde genelde teyzeler falan ateist çıkıyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"bir şey diyeceğim, sizin ailede hiç dinsiz yok mu? böyle ailelerde genelde teyzeler falan ateist çıkıyor." dedi jungkook arabayı ortalama hızda sürerken. şu an şükran günü yemeği için taehyung'un ailesinin evine, yani portland'a gidiyorlardı. ve evet, kullandıkları araba daha bu sabah çalınan arabaydı.

taehyung pozisyonunu bozmadan, ki bu pozisyon başının oda arkadaşının omzuna yaslı olduğu pozisyondu, sorusuna vereceği yanıtı biraz düşündü. "sanırım... babaannem! babaannemin dinlere inancı çok düşüktür."

"babaannen? ben daha genç biri bekliyordum. babanın annenin kardeşleri falan."

"yok, onların hepsi katolik. yalnızca babaannem inanmıyor, hatta çoğu zaman senin gibi dalga geçiyor." dedi taehyung başını hafifçe kaldırıp jungkook'un gözlerine doğru bakarak. evet, bu pozisyondan sahiden de hoşlanmıştı. belki de bunu söylemesi yanlıştı ancak, oda arkadaşının gözleri buradan çok parlak gözüküyordu.

jungkook buna gülerken farketmeden kısa süreliğine taehyung'un elini tuttu. farketmeden. "o zaman babaannenle çok iyi anlaşacağız. bugün geliyordur umarım?" taehyung'un odağı elinde olduğu için oda arkadaşının sorusunu birkaç saniye geç yanıtladı. "tabii, geliyor."

onu bir baş hareketiyle onaylarken metrelerce ötede polis görmesiyle taehyung'u omzundan ittirdi. normalde karşısına çıkmayan polisler tam da taehyung varken ortaya çıktığı için şansına sövüyordu. taehyung ise hiçbir şeyden haberi olmayarak yalnızca kendisini itmesine üzülmüştü. "güzellik, yanında haç işaretli bir şeyler varsa versene."

jungkook'un her polis gördüğünde bunu neden kullandığını anlamasa da boynundaki ikinci haç kolyesini eline uzattı. sanırım polislerden korkma sebebi, ilk tanıştıklarında ona atılan 'iftira'ydı. "taehyung, sence takabilecek halde miyim? tak, polise yaklaşıyoruz."

bu sertçe çıkışmasına karşın kafasına yalnızca ufak bir sarsıntı oluşturacak şekilde vurdu. artık sinirlendiğinde ona vurabiliyordu, kim jungkook ile arkadaş olsa ona dayanamaz ve bir tane geçirirdi zaten. kolyeyi hızlıca taktı ve o sırada da polis tarafından durdurulmuşlardı.

-

"ablan fotoğraftakinden daha güzel," diyerek daha da sırnaştı taehyung'a. sonunda hiçbir aksilik olmadan portland'a gelmişlerdi. polis durdurmasını ise tamamen şans eseriyle atlatmışlardı. yan şeritteki arabanın polisi takmayıp hızla geçmesiyle polisin odağı onlardan uzaklaşmış, diğer arabayı yakalamaya dönmüştü.

oda arkadaşının omzuna hafif bir şekilde yumruk attı, geldiklerinden beri ablasını övüyordu çünkü. jungkook ise aslında ablasından çok abisinin bakışlarına takılı kalmıştı, korkutucu değildi fakat konuşmak istediğini gösteren bakışlardı. neyi konuşacaklardı ki? hırsızlığını bilmiyordu sonuçta.

from eden, tkWhere stories live. Discover now