1.9

84 7 7
                                    

Gece dudaklarımın kuruluğuyla kalktım ve yarım yamalak yataktan kalkarak odamdan çıktım mutfağa ilerledim ve bardağa su doldurarak kana kana içtim ahh gerçekten çok susamışım

Bardağı tekrar bırakacağım sırada aniden duyduğum bi sesle tırsarak bardağı elimden düşürdüm ve bardak paramparça oldu ayağımın dibindeki kırık cam parçalarını aldırmadan etrafıma bakındım ve spor odasından ses geldiğini duydum o tarafa doğru bi adım atacaktım ki iki el yerle olan bağlantımı keserek beni tezgaha otutturdu kaşlarımı çatarak beni kaldıran kişiye baktım hava elementimdi 'camlara basacağının farkına varamadın mı?' Hayla uyku sersemi olduğum için tek istediğim yatağıma gitmekti 'ne yapıyordun orada?' 'Sence?' Biraz geri çekildiğinde fark ettim üstünde hiçbişey yoktu ve...terli vücudu bir kas torbası gibiydi kaç tane baklavası var onun??

Gözlerim üzerinde oyalandığında eliyle çenemi yavaşça ittirdi 'Hey beni utandırıyorsun!' Güldüğünde bende güldüm 'gel bakalım' beni tekrar kucağına alıp kırık cam parçalarından uzaklaştırınca yere tekrar koydu 'sana iyi uykular' elimi sallayarak hızla odama girdim çok uykumm varrrr

Sabah
Gözüme vuran güneşle huysuzca kalktım ensemi kaşıyarak odadan çıktığımda herkesin masada yemek yediğini gördüm sanırım biraz geç kalkmıştım

Önce bi lavaboya girdim daha sonrasında yanlarına geldiğimde kendi sandalyeme oturdum çakır şen bi sesle bana 'Günaydın ada biraz geç kalktın?' Başımla onayladım 'bu aralar çok yorgunum,geç kaldığım için üzgünüm' 'tamam tamam sorun değil fakat önümüzdeki iki gün daha  çok yorulacaksın' ahh 2 gün üst üste antreman yapacaktık ve bu beni öldürecekti

2 gün sonra...
'Daha sert!' 'Daha ne kadar sert vurabilirim?' Bu işten nefret ediyorum desem yeridir iki gündür canım gitmişti iki gündür her gün yatağa yatar yatmaz uyuyacağım kadar yorgun düşüyordum

Ve şu an da önümdeki adam beni o kadar zorluyordu ki yüzüm dışında her tarafım ağrıyordu 'ahh yeter lütfen yeter!' Hepimiz antreman yapıyorduk fakat en çok zorlanan bendim karşımdaki hava elementim bildiğiniz beni dövüyordu buna antreman denmezdi bildiğiniz dayak yiyordum

'Tamam yeter bu kadar herkes hazırlansın yarım saatte çıkıyoruz!' Çakırın uyarısıyla kendimi minderlere atarak nefes almaya çalıştım yüzüme hiç bir hasar vermemişti fakat yüzüm dışında heryerim ağrıyordu bu yarım saatte iyi dinleneceğimi düşünüyorum

Aradan bir 10-15 dakika geçmişti ve ben yemek yiyip hazırlanmıştım bile şu an kendimi iyi hissediyordum vücudumdaki ağrılar da hızlı kesilsin diye hap içmiştim bu iki günde elementim bana hem gücümü hemde vücudumu nasıl kullanmam gerektiğini öğretmişti tabii bu kadar yetmezdi ama bu ilk antreman bu gün içindi çünkü ne olacağını bilmiyorduk

Hepimiz yola çıktığımızda çakır yaklaştığımızı söylemişti fakat çok tenha bir yerdeydi buda içimde bir kuşku uyandırıyordu hafif bir rüzgar estiği anda ben durdum ve herkese durmasını işaret ettim ben gözlerimi kapatıp sesi dinlemeden önce elementimin de dinlediğini gördüm 'bu işin sonunda elimizdeler!' 'Ahh bu kadar acele etme!' İki birbirinden ayrı ses duymuştum gözlerimi açar açmaz elementimle göz göze geldik ve aynı anda bir cümle kurduk

'Bizi kandırıyorlar!'

'Hayır bu bir tuzak!'

İkimizde zıt konuşmuştuk o sadece gücümüzün yanılgıya uğrayıp bizi yanılttığını düşünüyordu ben ise bunun bir tuzak olduğuna emindim

'Hayır saçmalamayın bu sefer kandırmıyorlar,kendi ayağımızla ölüme gidiyoruz!' Elementim bana sert çıkışarak bağırdı 'hayır eminim bizi kandırıyorlar planı bozmamalıyız!' Bana bağırınca ona anlamıyormuş gibi yaptım 'anlamıyorsunuz bu sef-' 'beğenmiyorsan dönebilirsin!' Hiçbişey diyemedim onları bırakamazdım o yüzden peşlerinden gitmek zorunda kaldım

Dedikleri yere vardığımızda kapıda bi takım adamlar gördük adamlar içeri girmemiz için yol açtığında hepimiz teker teker içeri girdik çakırın planına göre konuşacak ve kalkacaktık önümüze gelen şeyleri yemeyecek ve sadece onlarla sohbet edecektik herhangi ters bir şey olursa da ece ışıkları kapatıp bize kaçmamız için fırsat tanıyacaktı

Ortadaki uzun ve büyük masada en başta oturan bir kişi vardı ve çok garip birine benziyordu tek gözü bandajlıydı içeri girer girmez çakır ciddileşerek selam verdi ve hepimiz sandalyelere oturmaya başladık yanımda berkay vardı diğer yanımda ise ece vardı aksi bişey olursa ece koşup ışığı kapatacağı için yanında başka kimse yoktu benim karşımda ise elementim vardı hepimiz yerleştiğimizde çakır ayağa kalkarak hırsızın yanına gitti 'ayağa kalk' adam çakıra bakarak ayağa kalktı 'tabii.' Çakır adamın üzerini kontrol etti ve yerine geçti 'birbirimize güvendiğimizi sanmıştım?' Adamın sorusuna çakır arkadasına yaslanarak cevap verdi 'bende öyle sanmıştım?' Bizi de içeri girerken kontrol etmişlerdi çakır da bunu hatırlatmıştı

Masada 3 tane daha fazladan sandalye vardı neden onlar vardı bilmiyorum fakat şu an sadece adama odaklanmıştım bişeyler daha duymam gerekiyordu ondan en küçük bir şey daha 'eee sizinle önceden bir tanışmışlığımız var' bizim karşı elementlerimize konuşmuştu demekki bilindiklerdi 'aynen öyle' berkayın elementi cevap verince adam 5 6 saniye kızda takılı kaldı 'neden bu kadar gerginiz bişeyler içelim ne dersiniz?' Bizden kimseden cevap çıkmayınca garson gibi görünen adamlar hepimizin önüne birer içecek koydu ne olduğunu bilmediğim bişey

Adam içeceğini yudumlayıp bize döndü hepimiz sadece adama odaklanmış ne bişey içiyor ne bişey yiyorduk 'hmm söylemeyi unuttum 3 arkadaşım daha gelecekti' adam bardağını masaya bıraktığı anda kulağım çınladı bir dakika NE? gücüm?? Gücümü kullanamıyorum elementime döndüğümde ne denemeye çalıştığımı anlayıp bana eliyle durmamı söyledi

Bize bunu söylememişlerdi eminim bundan hiçbirimizin haberi yoktu 'B..Ben' ayağa kalkarak adama döndüm 'l..lavabo evet lavaboya gitmem gerekiyor!' 'Tabii arkadaşlar seni yönlendirsin' adam gözlerini bi süre üzerimde gezdirdikten sonra adamlarına işaret yaptı giderken elementime baktım bana 'ne yapıyorsun?' Dercesine bakıyordu burdan derhal çıkmalıydık

Adamlarla bir koridordan geçtiğimizde üzerinde lavabo yazan biryere geldik tek başıma içeri girer girmez gücümü denedim cebimden çıkardığım küçük bir tokayı tezgaha koyarak elimi uzattım normalde onu ittirmem gerekiyordu yada yere düşmesi gerekiyordu kendimi ne kadar zorlasam da tokayı hareket ettirememiştim evet cidden gücümüzü kullanamıyorduk bu bizim için çok kötüydü

Hızla lavabonun kapısına gidip sertçe açtım iki koruma daha ne olduğunu anlamadan birisinin ensesine elimle vurarak etkisiz hale getirdim diyeri baya kalıplıydı hemen elini omzuma attığı gibi beni koridordaki duvara yapıştırdı sinirle ayağımı bacak arasına geçirerek eyilmesini sağladım sonra ise kafasına tekme atıp onu fazlasıyla hırpaladım kalkması zaman alacaktı

Koşarak yemek yenen yere geldiğimde nefes nefese bağırdım 'BURDAN ÇIKMALIYIZ!' birisi beni sertçe içeri ittiğinde arkama baktım ve 3 kişi daha gördüm evet tuzaktı ve biz bu tuzağa düşmüştük ben onlara demiştim ama kimse dinlememişti 'Eveet sıra bizde sanırım?' Ece korumaları koşarak geçti ve ışığı kapattı sonra olan ondan sonra oldu içerde silah sesleri yükseldiğinde çakır bağırdı 'DIŞARI ÇIKIN!' zaten kapıya yakındım önümü görmememe rağmen kapıya doğru atıldım fakat iki el benim bedenimi ve ağzımı kavrayarak beni çekiştirdi ahh neler oluyor bu lanet yerde?

Sorunuz varsa ~~~~~~~~~~>

Elemental GrupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin