2.1

82 6 0
                                    

Yüksek acıyla yattığım yerden sıçrayınca birisi elini omzuma koydu başımı hareket ettiremiyordum boynumda bir boyunluk vardı bacağımın bi tanesi sargıda bi kolum sargılı ve bi parmağın kırık olduğu için alçılıydı karnıma ise kalın bi sargı sarmışlardı çok kötü görünüyorum...

Elini omzuma koyan kişi elini çekerek karşı koltuğuma geçtiğinde elementim olduğunu gördüm fakat onu görmek istemiyordum onunla aynı odada aynı yerde bulunmak dahi istemiyordum

'Ada nasıl oldun?' Cevap vermeden gözlerimi tavanda gezdirdim iç çekerek ayağa kalktı ve kapıyı açtığında birisiyle konuştu 'benimle konuşmak istemiyor gir içeri de sen bir bak' konuştuğu kişi içeri girip kapıyı kapattı ve karşıma geçti bu çakır dı ona da sinirliydim ama elemntime daha çok sinirliydim çünkü o beni dinlemeyi reddetmiş ve bizi bildiğin ölüme götürmüşt gücümüzün de orda işlemediğini bildiği halde bizi oraya götürdü

Çakır da konuşmadan önce iç çekti 'nasılsın ada?' Tavandaki gözlerimi çakıra diktim 'nasıl olabilirim?' Sonra kaşlarımı çattım o da bana bakmaya devam ediyordu 'Anlat..neler yaşadın' 'hangi birini?' Sorusuna soruyla karşılık vermem onu delirtiyordu bunu görebiliyordum 'ada biliyorum her birimize ayrı sinirlisin fakat..' 'bunun fakat'ı mı var çakır şu halime bak bi ben oradaki 2 hafta neler çektim hiçbiriniz bilmiyorsunuz bilemezsini ve beni anlayamazsınız!' Çakır karşımda sakince beni dinliyordu ondan bir açıklama beklemiyordum fakat kendilerini savunması gerekiyordu 'yalan söyle...' gözlerim doldu 'yalan söyle ki sana inanayım çakır sizi içimde geri kazanayım öyle bir yalan söyle bana!' Dolu gözlerimden akan bir damla yaş yanağımda süzülerek boynuma düştü

'Yoksa ne ben ne de kalbim sizi affetmeyecek..' 'bırak affetmediğiyle kalsın ada gerçeği bilmene gerek yok önemsiz zaten' ne gerçek ne yalan ikisi de umrumda değildi 'elementin yerinde?' Ben burada ölüyordum adam element diyor 'elementim yerinde çakır!' Kafamı diğer tarafa hızla çevirdiğimde boyunluğu unuttuğum için canık çok yanmıştı inleyerek karşımdaki duvara baktım çakır hızla yanıma gelip boyunluğu kontrol etti bu süre zarfında hiç yüzüne bakmadım

Boynumla ilgili son kontrolleri yaptığında yine bişeyler söyleyip odadan çıktı ahh zaten uykum var sizinle uğraşamam!

2 gün sonra
Derhal bu yataktan çıkmak istiyorum ama izin vermiyorlar delirceğim ya tamam fiziksel durumum iyi olmayabilir fakat ben iyi hissediyorum hem boynumdaki boyunluk ve vücudumdaki sargılar çıkmışken neden ben hala yatıyorum ki??

Yattığım yatakta doğrularak kırık parmağıma baktım vücuduma baktıkca o adi adamın yaptıkları geliyordu aklıma ve bu daha da nefret duymama neden oluyordu ona bunların hepsinin hesabını soracağım

Yavaş adımlarla kapıya yöneldim ve kapıyı açar açmaz yine ece'yi gördüm 'neden kalktın yine ada geç yatağına hadi!' Beni içeri çekiştirdiğinde 'ece yeter yatmak istemiyorum sanki dövüşe gideceğim ya bi yürürüm nefes alırım artık bi rahat mı bıraksan?' Ece öfleyerek kenara çekildi sonunda o odadan çıktım ya çok mutlu hissediyorum kendimi

Bahçeye çıkıp çimlerin üzerine uzandım 'şu fani dünyada sen bile kasvetlisin be hava' cümlenin mizahıyla kendimde güldüm kara bulutlar da neydi böyle neden toplaşıyorlardı yağmuru sevmem 'kendi esprisine gülen birini de ilk defa görüyorum?' Gökyüzünden gelen küçücük güneş ışığımın katiline baktım evet oydu elementim

Bıkkınlıkla yüzüne baktıktan sonra hemen kafamı çevirdim güneşimi bana geri vererek yanıma oturduğunda bu kara bulutlar da güneşi benden gizlemeye yemin etmişlerdi sanki 'konuşmayacakmısın?' Evet konuşamyacaktım hem beni yalancı olarak gören biriyle konuşmanın ne anlamı vardı ki?

'Ada böyle yapma geçerli nedenlerim vardı' sesinin bu kadar sakin gelmesi beni git gide sinirlendiriyordu 'seni...orda bırakmak zorundaydım' susması gerekiyor 'bi seçim yapmam gerekiyordu ve ben...seni seçemedim!' 'KES SESİNİ!' susması gerektiğini kendime söylemiştim fakat o susmamıştı en sonunda patladım herşeye katlanacak bir güçde de değilim artık

Ani bir reflexle sadece yüzüme odaklandı eminim böyle bir tepki beklemiyordu kendimi sakinleştirerek cevap verdim 'hiçbiri umrumda değil..bana bişey açıklamak zorunda değilsin' yorulmuşlukla kafamı eğerek arkamı döndüm onu yada diğerlerini kırmak istemiyordum ama onlara çok öfkeliydim

Elementim ayağa kalkarak içeriye girdiğinde ben ise üzerime gelen bulutlarla kalaladım evet herşey yetmiyormuş gibi bide onların öfkesini sinirini çekiyordum bir dakika! Ya bu bulutlar ve bu hava benim...duygularımsa? Ahh evet ya nasıl unuturum bir hava elementi olarak hava da benim duygu ve ruh halim afallayarak ayağa kalktım ve gökyüzüne daha dikkatlice baktığım sırada yüzüme bir damla düştü ağlıyordum...içim ağlıyordu bunu dışıma vuramasam da içim ağlıyor parçalanıyordu gülümseyerek eve doğru ilerledim belli ki yağmur yağdıracaktım

Yüzümdeki buruk gülümsemeyle eve girdiğimde bizimkilerin hararetle bişeyler konuştuğunu gördüm konuşmalarını dinlemek istemediğim için yanlarından sıyrılarak odama gireceğim sırada birisi sertçe kolumu tuttu önce kolumdaki ele sonra ise sahibine baktım berkay dı tek kaşımı kaldırarak ne olduğunu sorguladığım sırada beni çekiştirerek kendi ortalarına getirdi 'bırak! Ne yapıyorsun?' Beni iter gibi bıraktığında herkes bize bakıyordu 'gerçeği öğrenmezse bizi suçlayıp duracak!' Ne gerçeğinden bahsediyordu bilmiyordum ama o her neyse öğrenmek de istemiyordum

'Sizinle ilgili hiçbişeyi bilmek istemiyorum!' 'AMA BİLMEK ZORUNDASIN!' ecenin yanına giderek sağ kolunu tuttu ve öne doğru çekti 'berkay dur yapma!' Ece ne kadar itiraz etsede eceyi benim yanıma getirdiğinde sol kolundaki alçıyı gördüm 'DİKKATLİ BAK!' berkay her zaman bana karşı sert ve acımasızdı bunu bildiğim için susuyordum 'DİKKATLİ BAK ÇÜNKÜ BU SENİN HATAN!' bi adım geriye attım ona dokunmadan ona ulaşmadan onu görmeden nasıl ona zarar vermiştim ki? 'Hayır...' attığım adımla tek dediğim kelime buydu çakır berkaya seslendj 'berkay saçmalamayı kes onun hiçbir suçu yok!' 'ONUN NASIL SUÇU OLMAZ HEPSİ ONUN HATASI BİZİ BİRAZ ANLASAYDI BU KADAR ÜSTÜMÜZE GELMEZDİ!' sadece korkarak onlara bakıyordum nasıl ece'ye zarar vermiştim bunu ben bile bilmiyordum

'H..Hayır ada bu senin hatan değil lütfen üzme kendini' ece tittreyen eliyle bana doğru geldiğinde elini tuttum ve bana sarılmasını engelledim 'ne oldu?' Dolu gözleri bunu anlatmak istemediğini söylüyordu bana berkay tekrar beni çekerek yüzüne bakmamı sağladı araya çakır girerek berkayı çekiştirdi 'bu sinirle ona anlatamazsın' çakır ve berkay bir süre bakıştıktan sonra berkay tıslayarak geri çekildiğinde çakır hepimizi masaya davet etti

Masaya geçtiğimizde çakıra bakarak yutkundum 'o gün...ece ışığı kapattığında ilk dışarı atılan oydu ama...' devam etmesi için gözlerinin içine baktım 'ateş alan silahlardan biri ecenin omzuna girmişti dışarı çıktığımızda onu kanlar içinde yerde gördük ve ne yapacağımızı şaşırmıştık' çakır hâlâ siniri olan berkaya baktı 'ben eceye doğru gittiğimde iki üç adam eceyi zorla kaldırdılar ve bize bir seçenek hakkımızın olduğunu söylediler...' merakla devam etmesini istiyordum 'sundukları seçim ecenin hayatı karşılığı senin esir tutulmandı...' nası bir seçimdi bu böyle nasıl bir çıkmaza sokmuşlardı bizi 'ben ne cevap vereceğimi düşündüğüm sırada senin de yokluğunu fark etmiş olduk adamlar daha fazla beklemeden ecenin kolunu kırdılar senin elementin de bağırarak...eceyi seçtiğini söyledi' hayretle suratlarına bakıyordum evet seçimleri çok zordu ve bende olsam eceyi seçerdim fakat neden beni kurtarmaya gelmemişlerdi 'peki...neden beni kurtarmayı denemediniz?' Kafamı masaya eğdiğimde berkay sertça masaya vurdu ve ayağa kalktı 'AHH LANET ECE DURURKEN NEDEN SENİ KURTARMAYI SEÇELİM Kİ?' duyduğum cümlenin acı anlamıyla kafamı kaldırıp berkaya baktım çakır da bağırarak ayağa kalktı 'BERKAY YETER!' dolu gözlerimle ikisine bakıyordum üzerimdeki yoğun gözlerle rahatsızca elimle bir damla akan göz yaşımı sildim

Eveeeettt okurken bana sövdüğünüzü duyuyorum okurlarım ama acele etmeyin daha çok söveceğiniz noktalar var JDJDBRHFHHCXN

Elemental GrupWhere stories live. Discover now