8

3.8K 248 136
                                    

hos geldinizz. ya ben sanki bu bolumleri yayinlamisim gibi hissediyorum hep ne alaka bilmiyorum ama ajsjsjd

neyse satir aralarinda bulusalim mi 😉😉 gercekten bu kurguyu da ayri seviyorum ama ikisinde de butun yorumlarinizi okuyorum mannyaklar gibi hajsjdjkf

oy vermeyi de unutmayin lutfen 💗
————

"Ayşe teyze ben galiba bir yerde ilmek kaçırdım." Elimdeki örgüye kaşlarımı çatarak bakarken Ayşe teyzeye seslendim.

"Defne bırak şunu da git bi elini yüzünü yıka. Kızım sabahtan beri yirmi tane ilmek kaçırdın. Ne düşünüyon bakayım sen?"

Ayşe teyze elimdeki örgüyü alıp kenara koydu. Kaşlarını çatıp yüzüme bakarken anlayacak diye korkup yüzümü yamacında oturduğum cama çevirdim.

"Ne düşüneceğim ya?" diye inkar ettim. "Beceremedim örgü işini de zaten."

"E bugüne kadar ne güzel örüyodun noldu ki annem şimdi?"

Bu eve geleli iki hafta olmuştu. Ayşe teyzeye de Talip amcaya da çok alışmıştım. Bir kez olsun el gibi hissettirmemişler, geldiğim günden beri sanki hep bu evdeymişim gibi davranmışlardı. Ama yine de bir buçuk haftadır içimde geçmeyen bir burukluk vardı.

Bunun sebebi de açık açık Bekir'in burada olmamasıydı ama ne kendime ne de evdekilere itiraf edemiyordum. Ayşe teyze de Talip amca da bir sorun olduğunun farkındaydı ama beni sıkboğaz etmemek için üzerime gelmiyorlardı.

Bekir, beraber uyuduğumuz gecenin sabahında beni uyandırmadan gitmişti. Uyandığımda yanım boştu ve baş ucumda bir nottan başka hiçbir şey yoktu.

Notta da "Uyandırmak istemedim. Görev için telefon geldi. Allaha emanet ol." yazıyordu sadece. O gün bu gündür Bekir'den hiç haber alamamıştım.

Hayır, aksi gibi oturup kimseye soramıyordum da. Biri çıkıp sen kimsin de Bekir'i soruyorsun, dese ne diyecektim?

Ama işte kimseye soramayınca da tüm gün oturup deli gibi onu düşünüyordum. İyi mi, başına bir şey geldi mi, yaralandı mı, görevi daha ne kadar sürecek, dönecek mi, döndüğünden nasıl haberim olacak... Bir sürü soru kafamda dolanıp duruyordu.

"Kız!" Ayşe teyzenin bana eğilip seslenmesiyle bir anda yerimden sıçrayıp ona döndüm.

"Defne valla korkutma kız beni. Deli olacan annem. Kalk kalk, arayalım Murat'ı da seni bir dışarı çıkartsın." Ayağa kalkıp salondan çıktı söylene söylene. "Dalıp dalıp gidiyor tövbe estağfirullah!"

Biraz temiz hava almak bana da iyi geleceğinden yerimden kalktım. Ayşe teyze Murat'ı ararken üzerimi değiştirdim.

Murat kapıya geldiğinde Ayşe teyze odama gelip haber verdi. Ellerini yanaklarıma koyup öptü iki yanağımdan da. Sonra gözlerimin içine bakıp yanaklarımı okşadı. Bana karşı olan koşulsuz ve karşılıksız sevgisine gülümsedim.

"Nolur dikkat et kendine." dedi merhamet dolu sesiyle. "Senin canın sıkılınca çok üzülüyorum. Eve geldiğinde o güzel gülüşünü göreyim olur mu?"

Başımı salladım. "Sen yorulma, ben gelince beraber hazırlarız yemekleri."

"Oyy, sus kız hadi yürü." Popoma vurup beni kapıya doğru ilerletti. "Yaşlanmadık daha. O Murat'ı da çağır madem yemeğe. Sevmiyorum ama ayıp olmasın."

"Ayşe teyze öyle deme ya. Duyacak çocuk."

"Aman duysun." diye elini salladı. "Yanına çok yaklaştırma. Bekir oğlum burada olsa hayatta bunu çağırmazdım da neyse."

SığınakWhere stories live. Discover now