3:acımasız ve yaralı

206 26 16
                                    

Selam gençler ben geldim yine jdksjdks

Artık beni görmekten bıkmışsınız gibi hissediyorum ;-;

Buraya çok sık geliyorum çünkü mahkumun finalini hemen vermek istemiyorum... neden ben de bilmiyorum finali yazmaya elim hiç varmıyor açıkçası, o yüzden vaktimi boşa harcamadan kurgu tazeyken Kırmızı Cenneti yazmaya heveslendim

Belki mahkumu final yapmam öyle kalır

Belki mahkumu final yapmam öyle kalır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şaka şaka... (değil)

Neyse efendim, sizi çok tutmiyim

Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi eksik etmeyiniizzz

İyi okumalaaarrr 🩷🩷🩷

••••

Başı dönüyordu. Attığı her adımda gözleri kararıyordu ve her an bayılacakmış gibi hissetmekten kendini alıkoyamıyordu. İki gün bodrumda kaldığından mıdır nedir, sanki hâlâ her şey karanlıkmış gibi hissediyordu. Bu yüzden yürümekte biraz zorlanıyordu. Merdivenleri zar zor tırmanırken trabzana tutundu. Gözlerini son kez yumdu. İnsanlara bu yönünü göstermemeliydi. Zayıf biri değildi. Güçlüydü. Ve şimdi merdivenleri dahi zar zor adımlarken son derece aciz hissediyordu. Ve onun bu zayıflığından zevk alabilecek tek bir kişi vardı. Edebiyat öğretmeni, Erwin Smith.

Gözleri hâlâ kapalı haldeyken, Erwin Smith'i merdiven basamaklarının en tepesinde hayal etti. Ona alay dolu gülümsemesiyle bakarken, gözlerinde ki küçümseyici ifadeyi ve kendini ondan nasıl üstün gördüğünu belirten yüz ifadesini düşündü. Hayır, buna izin vermeyecekti. Bu yüzden gözlerini araladı ve merdivenleri çıktı. Sınıfının önünde dikildiğinde saati kontrol etti. Ders çoktan başlamıştı bile. Şimdi geç kaldığı için tüm ilgiler üzerinde olacaktı. Ona ulaşmaya çalışan arkadaşlarının endişesiyle beraber tam bir soru yağmuruna tabi tutulacaktı.

Derin bir nefes aldı. Onu strese sokan düşüncelerini bir çırpıda temizledi ve kapıyı çalmadan, direkt olarak açtı. Tüm gözler üzerine çevrilirken, ayakta duran ve elinde tuttuğu kitabından bir şeyler anlatan edebiyat öğretmeni ile yüzünü buruşturdu.

"Siktir ya."

Kısık sesle mırıldanırken öğretmenine gözlerini devirdi ve en arka sırasına doğru ilerlemeye başladı. Herkes onun saygısız ve umursamaz tavırlarına alışmıştı. Erwin Smith haricinde, herkes.

"Dersime katılabileceğini söyledim mi sana?"

Erwin, sınıftaki herkesi korkudan titretecek kadar sert bir sesle konuşurken, sesin asıl hedefi onu duymamazlıktan geldi ve defterini çıkardı. Defterini ve birkaç kalemini çıkardıktan sonra karalama yaptığı sayfalardan birini açtı. Ve beklenmedik bir şekilde ona karşılık verdi.

Kırmızı Cennet/eruriWhere stories live. Discover now