5.Bölüm (Baba)

45 7 0
                                    

Merhabaa, güzel bir bölüm ile geldim, umarım seversiniz, umarım hoşunuza gider. Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, iyi okumalaar. 🩷🩷

_________________________________________

Hattın ucunda işittiğim ses ile zihnimdeki alarmlar çalmaya başlarken, mantığım tamamen devre dışı kaldı. Telefonu alelacele kapatıp, ne yapacağımı bilemeyerek, korkulu bakışlar ile etrafıma bakındım, gitmeli miydim, kalmalı mıydım, Mahir'e anlatırsam bana yardım eder miydi? Kesik kesik nefesler alarak, telefonu elimden düşürmemek adına komodine bıraktım. Bakışlarım masum masum uyuyan meleğim ile kapı arasında mekik dokudu, ona bizi bulamayacaklarına dair söz vermiştim, şimdi ne yapacaktım? Burada elim kolum bağlı oturamazdım, bir yolu olmalıydı...

Panik ile telefonumu elime alıp, odadan çıktım ve Mahir'in numarasının hâlâ aynı olmasını umarak, numarasını tuşladım. Mahir'in telefonu meşgul çalıyordu.

"Lanet olsun, bu saatte kim ile konuşuyorsun!?"

Telefonu kapatıp, koşar adım merdivenleri indim, gecenin bir vakti kapıyı çalacağım için Mahir'in annesi; Fazilet Hanım yüksek ihtimal, beni topa tutacaktı fakat bu acil bir meseleydi. Mahir'i evde bulacağımı umarak, sokak kapısını açmam ile Mahir'in araba ile mahalleden ayrıldığını görmem ve hayal kırıklığına uğramam bir oldu. Sanırım yapacak bir şey kalmamıştı, yarın sabah ilk işim polise gitmek olacaktı. Sokak kapısını bıkkınlık ile kapatarak, ağır ağır merdivenleri tırmandım ve yatak odasına girip, yatağa oturdum.

Kartal, benden hayatımın üç yılını almıştı, ona verebileceğim hiçbir şeyim kalmamıştı, benden ne istiyordu? Görüş alanım gitgide buğulanırken, omuzlarıma çöken ağırlık, elimi kaldırıp gözlerimi silmeme dahi izin vermedi. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken, tek yapabildiğim hıçkırarak elimdeki telefona bakakalmaktı.

"Ben ne günah işledim de bunları yaşıyorum."

Saat gibi geçen her dakikanın ardından, güneş alaca karanlığı dağıtmış, sabahın ilk ışıkları günü aydınlatmıştı. Ağlamaktan bitap düşmüş bir halde, yataktan kalkıp, banyoya girdim. Kısa bir duş alıp, dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıkıp, siyah boğazlı kazağımı ve buz mavisi kot pantolonumu giyip, beyaz salaş hırkamı da üzerime geçirdim. Saçlarımı gelişi güzel tarayıp, kelebek toka ile topuz yaptım. Ses yaptığım için uyanmış, yatakta oturarak beni izleyen Vatra'ya yaklaşıp, "Anneciğim şimdi seni giydireceğim ve beraber, Mahir amcanın iş yerine gideceğiz onu görmeye tamam mı?" dedim zoraki bir gülümseme ile. Bugünlerin onun hafızasında, annesinin bir adamdan kaçtığı değil, hayatımızın düzene girdiği zaman olarak kalmasını istiyordum. Vatra dudak bükerek başını yana doğru eğip, "Ama Mahir amca bizi sevmiyor ki." dedi kaşlarını çatarak.

"Prensesim."

Vatra'yı kucağıma alarak yere indirip, "Mahir amcan seni seviyor, sadece ara sıra, bizim aramızda anlaşmazlıklar yaşanıyor ama bizim ile bir derdi yok." sözlerime ben bile inanmazken, onu inandırmaya çalıştım. Mahir'in, Vatra'yı sevdiği doğruydu zira bir çocuktan nefret edecek kadar kötü kalpli biri değildi fakat benim ile bir derdi olmadığı kısmı, külliyen yalandı. Vatra'nın elini yüzünü yıkayıp, üzerini sıkıca giydirdim, bugün hava yağmurluydu ve hasta olması işten bile değildi. Bir taksi çağırıp, Vatra ile birlikte pencere kenarında, taksiyi beklerken, tedirginlikle sokağı baştan sona kolaçan ettim, her an her yerden çıkabileceği hissiyatı beni terk etmiyordu.

"Anne."

İrkilerek kucağımdaki kızıma dönüp, "Efendim bebeğim." dedim, sürekli indirdiği atkısını düzeltirken.

KARAR MERCİİWhere stories live. Discover now