Sevgili günlük,
Henüz Max'e mesaj atmadım, konuşmamızın üzerinden iki gün geçti. Kafam hala karışık. Ona ne cevap vereceğimi bilmiyorum. Onu affetmek istiyorum ama Emily gözümün önünden gitmiyor. O kızın Max'in çevresinde oluşu canımı sıkıyor.
Eğer Max'i affetmezsem seçeceği yol beni korkutuyor. Max orduyu her zaman hayatından vazgeçmiş insanların seçtiği yol olarak görürdü çünkü ordudan çıkmanın tek yolu ölüm. Hep dalga geçerdi " kalbimi kırdın orduya yazılacağım ve bir daha beni göremeyeceksin." diye. Bir gün bunun gerçek olacağını hiç düşünmemiştim.
Max'ten ayrılmak istemiyorum ama onun ileride beni yarı yolda bırakmayacağından emin olamıyorum. Yine giderse, yine biterim. Net.
Diğer tarafta Samuel benden hoşlanıyormuş. O gerçekten nazik biri ama Max'te başta böyle değil miydi?
Yaralarımı saran adamın şuan beni delik deşik etmiş olması kulağa komik geliyor ama bu gerçek. Max bende derin yaralar açtı.
Olanları Thomas'a anlattığımda Samuel'in tarafını tuttu. O kadar yıllık arkadaşlar, Max'i savunmasını düşünmüyordum zaten. Hele birde birbirlerinden hoşlanmadıkları halde.
Dani ile konuşmak isterdim. Annem de Samuel'in tarafını tutuyor ama ben neden hala kalbimi delik deşik ettiği halde doğru olanın Max olduğunu düşünüyorum?
Sevgilerimle,
Alexis.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Max
Short StoryVe herşey bu lanet hayatı seçtiğim zaman başladı. Başka biri olmak bizi mutlu etmezdi, bunu geç anlamıştım.