3- DENİZ KIZI

1.7K 93 3
                                    

Medya : Andrews Chris Brown

Şarkı: Consume
Chase Atlantic'in şarkısı

-DENİZ KIZI
(Andrews Chris Brown)

Metro da beni çizen deniz kızını burada görmem tamamen bir tesadüftü. Fransa'nın en büyük gizli istihbarat teşkilatında ajandım ve bu hastanede yapılan tedavilerin ilginç olması teşkilatın dikkatını çekmiş, ancak işin arka planında bakanlıklar dahi olması elimizi kolumuzu bağlıyordu.

Ona deniz kızı demem tamamen gözlerinin renginden geliyordu gözleri okyanusların, denizlerin en güzel tonuydu ancak bu neden benden izinsiz beni çizdiğini unutturmuyordu.

Hisseleri almam gerekiyordu çünkü tıpla alâkam gerçekten yoktu. Burada gizli dönen şeyleri ortays çıkarıp İtalya'ya gidip ara verecektim mesleğe.

Eğer bu hastanede işim varsa herkesi araştırmam gerekiyordu buna Deniz kızı da dahildi.
Benjamin Gregory: hastanenin kurucusu ve en çok hisse sahibiydi 68 yaşında olmasına rağmen kıvrak zekasına değinmeden yapamayacağım evlilik yapmuş ancak çocuk sahibi olmamışlardı bu kadar miras kime kalıcaktı asıl soru?
Linda Gregory: Benjamin'nin evlatlık olarak aldığı manevi torunu 23 yaşında olmasına rağmen hastanenin en iyi doktorlarından biri.
Daniel Dean: hisselerini satmak için can atıyordu sebebini söylemese bile Cerrahlığı bu kadar seven biri için önemli olmalıydı. Ülkeden ayrılmak için vize girişi yapmış iki kızı var eşi de avukat.
Mark Stewart: Esta'nın en yakın arkadaşı bir şeyler bildiğine emin olduğum kadar da boş bir insan daha önce bir evlilik yapıp boşanmış paragöz olan biri. 27 yaşında Göz doktorluğu yapıyordu hastane de.
Loris Esta Kate: Esta ismini sadece kimlik üzerinde kullanıyordu yıldız gibi parlayan demekti oysa 23 yaşında Linda ile aynı okullardan mezun olmuş ancak doktor ve cerrahlık olarak ikiye ayrılmışlardı. Annesi Ruh ve sinir hastalıkları Hastanesi'nde tedavi görüyordu babası hakkında pek bir şey bulduğum söylenmezdi
Emma Bennet: hastanenin baş hemşiresi büyün hastalar tamamen ondan izin alınarak tedavi edilir 29 yaşındaki genç bayan hakkında pek bir şey bulamamıştım
Alexander Cooper: hastanenin yönetim kurulunda kalp cerrahıydı 47 yaşında evli bir adamdı. Ancak sekreteri ile ilişkisi olduğu aşikârdı.
Laura Dawson: Benjamin'nin sağ kolu Alexanderın metresi ve sekreteriydi sır küpü olan bu kadın son zamanlarda tüm ilgisini bana vermişti. Bu sayede itedikleirmi elime alabilecektim.

Bunları dosyalayıp çekmeceme koydum yeni ofisimin düzeni oldukça karışıktı, toparlaması için kesinlikle Deniz kızını çağırmam gerekirdi, eziyet etmeyi seviyordum. Yalnızca ona karşı tabi ki. Odaya giren Asistan Maria polislerin geldiğini ve Deniz kızının götürüldüğünü söyleyince beklemiyordum.

(Loris Esta'dan)
Günün bitmesine az kalmıştı ki polisler tarafından sorgu için götürüldüm. Ne olduğunu dahi anlamadan sorgu şubelerinden birine alınmıştım. İçeri de başımda iki polis memuru önümde ki bilgisayardan bana bir hafta önceki nöbettimde yaptıklarımı izletiyorlardı 189. Hastaya iğnesini yapıp yan odaya geçiyordum ki videoyu durdurdular. Polislerden biri elini sertçe masaya vurarak konuştu

"Bu videodan sonra hasta kalp krizinden öldü verdiğin iğne de ne vardı?"
"Ben bir şey vermedim"
Ellerimin içi terliyor derin nefesler alıyordum ağlamamak için zor duruyordum
" Yaptığın iğne neydi dedim"
"Ben bir şey yapmadım"
Cümleleri söylerken bile boğazımda bir yumru oluyor korkarak cevap veriyordum
Nasıl ölebilirdi adam yeni kalp nakli olmuştu her şey düzenliydi iğneyi damar yolundan verdiğimde bile kalp atışları düzenliydi ağlamamak için dururken tekrar masaya vurdu polis
"O zaman adam niye gebersin?, niye kanında olmaması gereken maddeler çıktı?"
"Benden önce giren biri yapmış olamaz mı?"
"kanında ki madde 5 dakika içerisinde öldüren bir zehir ancak senden önce giren kişi yarım saat önce girmiş yani imkansız itiraf et ki çözelim"

O an ne yapacağımı düşündüm o gece ne oldu diye sorguladım ta ki aklıma gelen bir kişi ile tamamen elimdeki kan çekilmiş ellerim tiremeye başlamıştı hayır olamazdı değil mi bana bilerek yapmış olamazdı değil mi

- Olay gecesi -

Loris içeriye gülümseyerek girdi hastalarla ilgilenmek tamamen onu mutlu ediyordu ta ki o kadınla karşılaşana kadar onun soğuk ve acımasız suratı tam bir ikilemdi
"Bitti mi hastalar Loris?"
"Bitti sadece 189-193 hastaları kaldı efendim"

Elinde önceden hazır olan iğneleri bana uzattı iğneleri elinden alıp yapmacık bir ifadeyle başımı sallayıp odasından çıktım

-şimdi ki zaman-

Ellerim ve dizlerimin bağı çözüldü sanki o an sadece bir kaç harf bi araya gelerek onun ismini söyledim, o yaptı. kim diye bağırdılar, bana o iğneyi veren kişi Emma..

İMGE {LOTUSUN KOKUSU}>Where stories live. Discover now