Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BŞ:
Aliye Mutlu, Seni Alırsa Fırtına. Gülnur Kaya, Geri Gelen Mektup.
🍀
-GEÇMİŞ-
TRABZON.
"Babam bilmeyecek bak!" diye yeniden uyardı sanki hiç uyarmamışcasına. "Tamam." dedi adam bezgin bir tavırla. Konuşmasından hemen sonra Sevda'nın yüzünün asıldığını gördü. Anlaşılan biraz sert tepki vermişti Savaş. Bir eli direksiyondayken gözünü bir yol bir sevdiğine değdirdi. En sonunda gözü sevdiğinde kaldığında, parmağıyla aşağıya düşen yüzünü çenesinden tutarak kaldırdı. "Bana bak," dedi yumuşacık bir sesle.
Sevda'nın gözleri çoktan dolmuştu. İçinden kendine küfür etti. Asla ayarlayamıyordu tavırlarını. Minik bir kızla konuştuğunu hep unutuyordu Savaş. "Sevgilim." dedi baskın bir sesle. Karşılık alamadı 'efendim' anlamına gelen ufak bir mırıltı dışında. Yetmedi Savaş'a. Arabayı zaten geldikleri yaylada kenara çektiğinde sevdiğine döndü.
Sevda da çoktan dönmüştü Savaş'a. "Gerginim, babandan sakladığımız için çok gerginim." Usulca başını salladı Sevda. Başka şansı yoktu, babasına söyleyemezdi. 'Baba ben Savaşla Savaş'ın memleketine gidiyorum.' demek öyle kolay değildi. O dabuyüzden, 'Okul gezisi varmış. Bahar, Leyla ve ben birlikte gideceğiz.' demişti.
"Aylarca ekmeğini yediğim, evinde yattığım adamın kızına aşık olup gizlemek zaten çok ağır. Bir de bu, anla beni sevgilim." Cihan Albaya şimdi söyle dese söylerdi Savaş. Sevda söyleyemiyordu. Savaş da Sevda için kaçak göçekşeylere razı geliyordu. Sevda eğer babasına söylerse babasının Savaş'ı ezmesinden korkuyordu. Babası Savaş'ı oğlu gibi seviyordu. Öğrenirse Savaş'a, 'Benim evimde benim kızıma göz diktin' iması yapmasından korkuyordu.
Aralarındaki bu anlaşmazlık bazı anlarda ikisini de çok zora sokabiliyordu. "Hadi gel." dedi Savaş en sonunda. Kalbini kırmıştı, farkındaydı. Ama elinden bir şey gelmiyordu çünkü Sevda bebek gibiydi. Kendi üzülür, seni üzdüğünü görürse daha çok üzülürdü.
Sevda elini uzattı, Savaş avuç içini öptü. Savaş arabadan indiğinde, Sevda da indi. "Burası mı?"
Savaş onaylayan bir mırıltı çıkardı. Kapılarıkapatıp arabanın önünde buluştuklarında ellerini birbirlerine geçirdiler. Saçlarının arasına minik bir öpücük bıraktı Savaş. Sevda ise bu anlarda geldikleri yerin güzelliğiyle ilgileniyordu.
