5.BÖLÜM

59 39 0
                                    

İyi okumalarrr

"Keremden"

Hayat bazen insana istediği tercihleri sunmayabilir ya da ona başka tercihler seçtirebilir. Bende hayatın kurbanı olmuştum. Hayatın acımasızlığına şahit olup,hayatımı buna adamıştım. Aileme adamıştım. Ama ailemi kaybetmiştim. Hayatı tam bırakmışken,tutunma sebebimi kaybetmişken, kendi ailemi bulmuştum. Onu da kaybedemezdim..

Kaybetmek için çok çaba vermişken,bir şey olmasın diye yakınımda tutmak istemiştim.  Oysaki bunu yaparak ona daha fazla zarar vermiştim. Babam haklıydı, olduğum her hikayenin suçlusu ben olacaktım..

Hayat bana asla seçmek istemeyeceğim bir tercih sundu. Ve beni seçmeye zorladı. 10 yaşında ki bir çocuğun hayatı kararmıştı ve o çocuk bendim. Ben hiç çocuk olarak hissetmedim. Babam hayatımı mahveden etkendi. Peki ya annem... Yaptığı ve yapmak istediği her şeye rağmen ben onun için yaşamak istemiştim. Onun, benim yaşamamı istemeyeceğini, acı cekmemi istemedigini bile bile.

Bu zamana kadar ailem için yaşamıştım. Ama onları da kaybetmiştim daha doğrusu onlar gitmişti. Artık yaşama hevesim yok dedim kendime,artık bir hayatım yoktu. Ta ki bir kızı görene kadar. Kalbimi kaptırana kadar.

 
Hayatım yapana kadar....

/Hastane/

Günler geçmiş ama Efsun uyanmamıştı. Neden uyanmıyordu bu kız? Hayat onu da mı elimden alıcaktı?

O da mı gidecekti yani?

3 saat sonra 3-4 kişi içeri girdi. Telaş vardı.. Heyecan vardı...Korku her zamanki gibi vardı. Oysa sadece küçük bir kurşundu bu. Bu kadar şey fazla değil miydi?

Ne olduğunu anlamadan gözlerim kapanmıştı. Gözlerimi açtığımda yanıma Poyrazın geldiğini gördüm. Ve aklıma o an geldi. Doktorların telaşla Efsunun odasına girdiği an. Ölme ihtimaliyle uzandığım yerden ani bir şekilde kalktım. Canım acıdı ama umursamadım. Çünkü benim canım belki de şuan ölmüştü. Bedenimin ağrısı umrumda mı olacaktı?

Poyraz beni oturtarak konuşmaya başladı ama canı sıkkındı.''Sıkılan kurşun zehirliymiş ve bu zehir yüzünden uyanma ihtimali yokmuş ama artık zehir temizlendiği için uyanacak'' dediğinde dünyada ki en güzel haberi almış gibi olmuştum ki bu benim için böyleydi..

''Ama..'' dediğinde durdum. Kötü bir şey vardı.

'' Yere düşerken kafasını vurduğu için hafızasını son yıllarının bir kısmını hatırlamayacak'' dediğinde dünyada ki en kötü haberi almıştım belki de...

 Sanki bedenime binlerce kurşun girmişti. Bedenim her an daha fazla yaralanıyor ve umudunu kaybediyordu. Kaybedeceğim umutlarım olacaktı belki de ama Efsunu da mı kaybedecektim?

"efsundan"

Bir parktaydım. Çimenliklere oturmuştum. Hiç çocuk yoktu. Hiç kimse yoktu. her zamanki gibi...

Normalde parkta çocuklar olmaz mıydı? Ben gelince olmazdı. Oysa ben onlar olduğu için gelirdim ama artık istenmeyince onları görünmeden izlerdim. Görünce hemen gider ailelerine derlerdi. Tabi ben bunu bilmezdim.

Eve gidince babam döverdi. Saatler boyu. Neden baba?

Neden ya neden? Neden yaptın baba? Ya ben kötü biri değildim ki. Bende onlar gibi masumdum baba. Sen neden beni görmedin. Neden anne? Herkese sesin çıkardı da babam beni döverken sadece gülerek izledin. 

Oturuyordum yine. Yine oturuyordum. Kaydıraktan kaymıyordum. Salıncakta sallanmıyordum. Zaten sallayacak kimsem de yoktu. Benim kimsem yoktu..

BİTİK MEKTUPLARWhere stories live. Discover now