Bölüm 24: Daha Yakına

4.7K 320 8
                                    

Yanı başımda hissettiğim kıpırdanma ile uyandım ve çökmüş omuzları ve dağılmış saçları ile küçük adımlarla uzaklaşıp koridordaki bir kapının arkasında kaybolan bedeni izledim. Arkasında kaybolduğu kapıdan bir kilit sesi yükseldiğinde olduğum yerde doğruldum ve bedenimdeki sızlama ile gerindim. Kilit sesinden birkaç dakika sonra duyduğum su sesi ile genç kadının yıkandığını anladım. 

Olduğum yerde bir süre oturup bedenimdeki sızlamalara ve duyduğum su sesine odaklandım. Ayağa kalktıktan sonra etrafta gözlerimi gezdirdim ve daha sonra Çelebi'nin arkamıza yığdığı yastıkları toplayıp kanepelerden birinin üzerine yığdım. Battaniyeyi de düzleyip yastıkların yanına koydum. 

Gözlerim merdivenlere, bir pastane olan alt kata yöneldi. Alt katı pastane olan bu yapının üst katı bir daire olarak döşenmişti ve kuşkusuz genç kadın burada yaşıyordu. Müşterilerinin kolayca bu kısma ulaşabiliyor olması pek güven vermiyordu ve dün gece yaşananlardan sonra bu güvensizliği genç kadının da en sonuna kadar hissedeceğine emindim.

Banyonun olduğu koridorda kapalı olan iki kapı vardı. Diğer bir kapı ise açıktı ve mutfak olduğu belli oluyordu. Koridorda ilerledim ve bu iki kapıyı da açıp kontrol ederek tuvaleti buldum. Tuvaletten çıktıktan sonra oturma odasına geçtim. Ne yapacağımı bilemeyerek bir süre alanın tam ortasında dikildim. Genç kadına veda etmem gerektiğini düşündüğüm için bir süre burada oyalanmaya ve onun banyodan çıkmasını beklemeye karar verdim.

Birkaç dakikanın ardından su sesi kesildi ve banyonun içerisinde hareket ettiğini duydum. Dışarı çıkmasını beklerken kanepeye oturdum ve duyduğum ağlama sesi ile içimin burkulduğunu hissettim. Dakikalar geçti ve sonunda bornozunun içerisinde dışarı çıktı. Benimle göz göze geldiğinde kızarmış gözlerini hızla kaçırdı ve aceleci adımlar ile yatak odasına girip kapıyı arkasından kapattı. 

O benden kaçınırken ona pek yardımım dokunmazdı ama dışarıya çıktığında ona bir şeyler söylemem gerekiyormuş gibi hissettim. Onu rahatlatmak için uygun kelimeleri kafamda toplamaya çalıştım ama kelime bulmak imkansızdı. Çünkü böyle bir durumda ne söylenirdi, bilmiyordum. Yaşadığı o korkunç anları unutturmaya kelimelerin yetmeyeceğini ön görebiliyordum. Hatta dün gecenin izlerini bütün ömrü boyunca üzerinde taşıyacaktı.

Alt katta duyduğum sesler ile beni boğan düşüncelerimden sıyrılıp dikkatimi oraya verdim. "Güneş?" İlk başta sesleri Çelebi ve Sinan'ın yaptığını sanmış olsam bile bu ses başkasına aitti. Alt katta yankılanan bu tanıdık sesin sahibi Ayaz'dı. Onun burada olması yüzünden şaşkınlık hissederken Ayaz yine konuştu. "Güneş neredesin?" Sesi endişeli geliyordu. 

Ayağa kalkıp tereddüt ederek merdivenlere ilerledim. Onlardan biriyle burada karşılaşmak hiç aklıma gelmediği için ne yapacağımdan emin değildim. "Bu sabah poğaça da çıkarmamış. Biz ne yiyeceğiz şimdi komutanım ya?" Selim'in sesini duymam ile alt katta daha fazla kişinin olduğunu anlamıştım. Merdivenlerin başında durmaya bir son verip aşağıya inmeye başladım. 

"Selim, salak saçma konuşup beni sinirlendirme. Kız bugün poğaça çıkarmamış neden acaba, bir sorun mu var diyeceğin yere, ben ne yiyeceğim diye derde düşüyorsun. Senin o doymak bilmeyen mideni söker çıkarırım içinden, delirtme beni." Yiğit'in sesi ile merdivenlerde bir an duraksadım ama hemen ardından inmeye devam ettim. Sonunda bedenleri görüş alanıma girdiğinde Selim'in "Emredersiniz komutanım." dediğini duydum.

Ayak seslerimi duyan timin bakışları bana döndüğünde gözlerindeki şaşkınlığı fark ettim. Onlar da beni burada görmeyi beklemiyordu. 

Karşılarına geçip durdum ve üzerlerinde bakışlarımı gezdirdim. Hepsi sivildi ve Halit ile Murat da onların arasındaydı. O ikisinin son hallerini hatırlayınca şimdi iyi olduklarını görmek kalbime su serpmişti. Savaş göz göze geldiğimizde göz kırptı ve hafifçe gülümsedi. Neden burada olduğuma onun da anlam veremediğini biliyordum ama beni gördüğüne sevinmiş gibi duruyordu. Selim'in yüzü ifadesizdi ama bakışlarında sıcaklık vardı. Ayaz ve Doğu ise hala aynı şekilde bakışları ile beni öldürmeye ant içmiş gibi bakıyorlardı. Hemen onların arkasında olan Tolga ise olayla diğerlerinden daha az ilgili görünüyordu.

SESSİZ SİPERحيث تعيش القصص. اكتشف الآن