Karanlık

1K 55 28
                                    

"Cevap versene, dilini mi yuttun?" diyen Kereme bakıyordum öylece.

O ise oflayarak kapıya yöneldi.

"Barış açın şu kapıyı."

"Önce Lâli dinlemek zorundasın Kerem!" diye bağırdı İpek.

"Açsanıza!"

"Açmayacaklar Kerem." dediğimde geldi ve önümde durdu.

"Ne anlatacaksın Lâl? Ben senin yalanlarını dinlemek istemiyorum."

"Barış ve İpek yalan olduğunu düşünse beni buraya getirmezlerdi herhalde."

"Onları da kandırmışsındır."

"Bak Kerem, sen beni dinleyene kadar buradan çıkışımız yok. Dinlemek zorundasın."

"Peki dinliyorum, anlat bakalım." dedi oturup. Kollarını da göğsünde birleştirmişti.

Ben de karşısındaki küçük koltuğa oturdum.

"Nereden başlasam bilmiyorum ama bilmeni istediğim ilk şey seni aldatmadığım. Hepsi bir oyundu Kerem."

"Niye oyun yaptın?"

"Benden ayrılman için."

"Şunu düzgünce anlatacak mısın artık?"

"İzin verirsen anlatacağım." dediğimde sessiz kaldı.

Titrek bir nefes verdiğimde konuşmaya devam ettim :

"Ben normal bir polis değilim, özel ajan birliğinde çalışıyorum hatta çalışıyordum. Hatırlamıyor musun, her görevimde yaralar alıyordum. Çoğu zaman elim tetikteydi."

"Çok net hatırlıyorum." dedi gözlerimin içine bakarak.

"İşte bir gün senin sevgilim olduğunu öğrendiler. Beni seninle tehdit ettiler. Sana bir zarar gelmemesi için senden ayrılmayı en doğru yöntem olarak gördüm. Ama öylece senden ayrılırsam beni bırakmazdın, kurcalardın olayı. Benden nefret etmeni sağlamak senin için en iyisiydi. Zarar görmeyecektin. Sonrasını da biliyorsun işte." deyip dolan gözlerimi sildim.

"Sana inanmak istiyorum Lâl." dedi titreyen sesiyle.

"Bana inanmalısın zaten Kerem. Yalan söylemiyorum." dedim ağlamaklı sesimle.

"Peki neden şimdi? Neden daha önce değil?"

"Seninle davette karşılaştık ya. İşte o gün bana söylediğin o cümle hayatımı mahvetti. Benden böylesine nefret ettiğini görmek benim çöküşüm oldu Kerem. O günden sonra aldığım görevleri doğru düzgün tamamlayamadım. Sonra patron da beni sürdü işte."

"O yüzden bizim güvenliğimizsin."

"Evet, hayatımda yaptığım en sıkıcı iş galiba."

"Benim yüzümden işinden de oldun yani?" dedi gözünden akan yaşla.

"Hayır benim yüzümden oldu. Her şeyi mahvettiğim gibi işimi de mahvettim. Kendi hayatımı kendi ellerimle berbat ettim." dedim ben de ağlayarak.

Ayağa kalktığında sinirlendi diye korkup ben de kalktım.

"Her şeyi tek başına yaşamak zorunda değildin." dedi yanıma gelip karşıma geçerek.

"Seni korumak için yapmak zorundaydım. Özür dilerim Kerem."

"Yanımda olarak da koruyabilirdin beni. Hep öyle yapmadın mı zaten?"

"Bu farklıydı Kerem. Eskiden hedef bendim ama işte hedef sen olunca mantıklı düşünemezdim. En iyi yolu buydu."

"Şimdi anlıyorum seni Lâl." dediğinde kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım.

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin