Kanlı Havuz

490 37 40
                                    

"Amirim, sorgu odasına aldık."

"Tamam Can, geliyorum." dediğimde odadan çıktı.

Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Sonuçta babamı sorgulayacağım.

Aşağı indiğimde sorgu odasında bekliyorken gördüm onu. Kalbim bile titriyordu.

İçeri girdiğimde kafasını kaldırıp bakmadı. Onun yerine yüzüne bir sırıtış yerleşti.

"Ne sırıtıyorsun, ayı mı oynatıyoruz?"

"Bu kadar asi olmanla bile bana çekmişsin."

"Bence sesini kesmelisin."

"Bana ne kadar benzediğini bilmiyorsun Lâl."

"Ben sana benzemiyorum tamam mı! Ben vatanı uğruna canını feda edebilecek biriyim. Sense para uğruna insanları öldüren, zehirleyen birisin. Biz farklıyız!" dedim masaya vururken.

"İşte tam da bu yüzden aynıyız. Sen doğru bildiğin şeyden vazgeçmiyorsun, ben de öyle."

"Senin doğru bildiğin şey bu mu? İnsanları öldürmek mi?"

"Evet." dediğinde sinir katsayım artıyordu.

"Nasıl bu kadar acımasızsın? O gençleri zehirlerken hiç yüreğin sızlamadı mı?"

"Gram sızlamadı." dedi sırıtırken.

O an kafasına sıkmak istedim. Kendi ellerimle öldürmek istedim onu.

"Şu an beni öldürmek istediğini de biliyorum. Mesela bir polis benim işime karışsa ben de öyle hissederdim."

"Nesin sen psikolog mu? Ne hissettiğimi söyleyip durma bana! Burada sorguyu ben yapıyorum. Şimdi anlat, depolarınız nerede, maddeyi nereden temin ediyorsunuz?"

"Sence bunca yıllık emeği iki bağırmaya anlatır mıyım sanıyorsun?"

"İlla işkence mi edeyim? Ben zekisin sanmıştım."

"Sen mi bana işkence edeceksin? Güldürme beni." diyerek bir kahkaha attı.

"Ne o, yapamam mı sanıyorsun?" dedim bu sefer ben gülerek.

"Yapabileceğini mi sanıyorsun?"

"Deneyelim mi o zaman?" dediğimde ciddi olduğumu yeni yeni anlıyor gibiydi.

"Kendi babana mı işkence edeceksin?"

"Sana birçok kez söyledim, benim senin gibi bir babam yok!"

"Gerçekleri değiştiremezsin Lâl. Ben senin babanım!"

"Kes sesini!"

"Sen benim kızımsın ve bana benziyorsun!"

"Kes dedim kes!" derken ellerimi saçlarıma götürmüştüm ve etrafta dolanıyordum.

Cümleleri beynimde yankılanırken duymak istemiyordum hiçbirini.

"Hırsını da annenden almışsın, keşke onu zehirlemek zorunda kalmasaydım."

"Kes ded- Ne dedin sen?" dediğimde gözlerim kocaman açıldı.

Ne demek zehirledim?

"Sana ne dedin dedim!" diyerek yanına gidip bir yumruk attım yüzüne.

Sağa doğru savrulan yüzünde bir sırıtma oluştu.

"Başkasına aşık oldu. Zorundaydım."

"Annemi sen mi öldürdün?" dedim titreyen sesimle.

"Bana cevap ver!" diyerek yakalarından tuttum.

Kalbimden Tenime | Kerem Aktürkoğlu Where stories live. Discover now