9♤- Bilinmeyen Biri

53 17 6
                                    

FELAKET: AYRILAN YOLLAR

Ağlamaktan gözlerim şişmişti mektuptan sonra su içmeyi bile kesmiştim postacı neden bana gösteripte posta kutusuna atmıştı merak ediyordum. "Asil akşama ablan geliyormuş" teyzemin gözüne baktım "Bu kadar zamandan sonramı" başını olumlu salladı "teyze, bir kere bile aramayan ablam neden bir anda gelmek için yola çıktı" teyzem elindeki suyu masaya bıraktı yanıma oturdu "bilmiyorum güzelim..." lafını kestim "Bana güzelim deme" bana sadece Hazal güzelim diyebilirdi. "Bak Asil. Ablana şans ver neden geri geliyor bilmiyoruz" gözlerimi devirdim "Ben görüşmek istemiyorum" eliyle başımı okşadı bende dayanamayıp dizlerine başımı koydum. Annemin yaptığı gibi yapmıştı. "Okuldan mesaj geldi bir aydır okula gitmiyorsun" omzumu silktim "banane" başını bana çevirdi "Zeynep hoca merak ediyor tek o değil hergün Ateş diye bir çocuk geliyor 'kimseyle görüşmek istemiyor' deyip gönderiyorum" hemen ayağa kalktım "bana neden haber vermiyorsun" hemen üzerime montumu alıp dışarı çıktım Hazalın ölümünden sonra ilk defa dışarı çıktım dışarıda kar vardı. Otobüs durağına gelip otobüsü bekledim 5 dakika sonra otobüs geldi cam kenarında bir yere oturdum sonra yanıma bir adam oturdu bir durak geçince adam gitmek için kalktı ayağa kalkarken elime zarf sıkıştırıp gitti.
Adamın yüzünü görmemiştim. Hemen zarfa baktım üzerinde Asil'e yazıyordu, derin bir nefes çekip zarfı açtım içinden mektup çıktı hemen okumaya başladım

Bilinmeyen biri'den Asil'e

Hiç merak ettin mi? Annenin ölümünü, Hazalın ölümünü açıkçası ben merak ediyorum. Evden çıkmadığın hergün bütün ipuçlarını kaybediyorsun mesala az önce bir daha kaçırdın bu zarfı veren adamı.

Etrafındaki herkesi kaybediyorsun Asil.

Hazal'ı hiç aradınmı? Mezarına gittin mi? Hayır. Peki bir mezarı olduğunu nerden biliyorsun? Bilmiyorsun.

Bunu sana veren BİLİNMEYEN BİRİ, beni tanıyorsun ama bulamazsın etrafında o kadar insan varken beni bulman komik olurdu.

Bilinmeyen Biri

Kalp atışım hızlandı bana denilen mezarlığa gitmek için otobüsten indim.

Mezarlığa geldiğimde heryerde Hazalın adını aradım YOKTU! "Kızım kimi arıyorsun?" Arkamdan gelen sesle sıçradım arkamı döndüğümde kimse yoktu. Gözlerimi kapattım derin bir nefes çekip gözümü açtım yaşlı bir dede bana bakıyordu "ben...Ben Hazal Kaya'nın mezarını arıyorum" adam elindeki listeye baktı "burda öyle biri kayıtlı değil" başım dönüyordu "Sen mezarlıkları karıştırmış olabilirmisin?" Başımı olumlu sallayıp mezarlıktan çıktım.

...

Dalga sesleriyle gözlerimi kapatıp derin nefes çekip geri açtım "ya bu oyunda bize oyun oynalınırsa?" Deyip Hazala baktım. Hazal da derin bir nefes çekip "bilmiyorum" dedi. "Ya of bilmiyorum işte" dedi bir daha. "Ama" deyip sustu "ama ne?" Bana baktı "şöyle yapalım birimiz ölürsek yani ölmüş gibi rol yaparsak bunu diğerine belli edelim" sustum. Sessizlik. "Nasıl" dedim. "Bilmiyorum" gözlerimi gözlerinden çekip denize baktım "eğer ölmemişsek bir mezarımız da olmaz... ölümüzü, mezarımızı görmeden inanmayalım, gittiğimize" ve yine sessizlik.

...

Gözlerim okullu kapısına bakıyordu içeri girmek için hareketlendiğim sırada omzumada el hissetim arkamı döndüğümde Ateşi gördüm "senin için endişelendim neden telefonlarıma bakmadın" bana öyle bir baktı ki "şey...kusura bakma...Hazal yani..." lafımı bitirmeden bana sarıldı. Evet bana sarıldı! Kalbim küt küt atarken içimde kelebekler uçuşuyordu. Kollarında ağlıyordum içime karşılık dışım ağlıyordu. "Tamam geçti" diyordu Ateş, gerçekten geçmiş miydi?
"Bitmedi" diye sayıklıyordum ona hiçbir şekilde geçmeyecekti. Eliyle saçlarımı okşadı "gel içeri girelim" dedi bende karşı çıkmadım sınıfa sırama oturdum yanıma Ateş oturdu beraber aynı sırada ders işlemiştik bugün, ne yalan söyleyeyim beni güldürmüştü uzun zaman sonra gülmüştüm!

FELAKET:AYRILAN YOLLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin