0.2

54 12 5
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda üstüme örtülmüş yorganı fark ettim. Dün gece yaşadığım garip mesajlaşmadan sonra kafam karışmış ve telefona bakarken uyuyakalmıştım. Büyük ihtimalle canım anam gelmiş üstümü örtmüştü.

Okula yetişmek için aceleyle hazırlanıp telefonumu alarak odadan çıktığımda annem mutfaktan seslendi.

"İklim, hazırlandın mı yavrum?"

Mutfak kapısından kafamı uzatarak cevapladım onu.

"Evet şimdi çıkıyorum. Bu arada dün üstümü örttüğün için teşekkür ederim donarak uyanabilirdim."

"Bırak teşekkürü de çantanı tam tam koluna ve o kadar geç saatte saçma sapan hallerde uyuya kalma bir daha. Anlamıyorum ki sana son zamanlarda neler oluyor İklim?"

Sorusunu omuz silkerek geçiştirip yanağına bir öpücük bırakıp evden çıktım.

Okula otobüs veya metroyla gidiyorum. Benim tercihim genelde otobüs oluyordu. Kulaklığımı takarak yürümeye başladım ağaçlı yolda. Durak beş dakika yürüme mesafesindeydi.

Kulağımda müzik çalarken mesajlarıma girdim. Dün gece son konuştuğum numarayı görmemle suratım asıldı. Dün gece onu engellemiştim.

Ben İklim. On birinci sınıfa giden sayısal yapamayan, sözel okuyan kendi arkadaşlarıyla ve çevresiyle günlerini geçiren sıradan bir kızım işte. Bir şeye yeteneğim yok, bir ilgim yok, bir özelliğim yok. Hayat ne sunarsa onunla yaşıyorum denilebilir. Seviyorum böylesini.

Sadece bir şey yapabiliyorum. Resim.

Resim küçüklüğümden beri hayatımın her anına vardı. Kursa gitmedim çok ısrar etseler de kendi kendimi geliştirdim öylesine kendi kendime resimler yapıyordum. Büyüdükçe tuval çizmeye, resimlerimi genişletmeye başladım. Resim yarışmalarına hep ben katılırdım.

En yakın arkadaşlarım; Barış, Şeyma ve Semihle lisede tanıştık. Liseye kadar hayatıma giren neredeyse her arkadaşım bir şekilde hayatımdan çıktı. Bağlarımız zayıfladı, daha az görüşmeye başladık, taşındılar veya başka bir sebep oldu. Ortaokuldan arkadaşlarımla nadiren görüşsemde en yakınlarım bizimkilerdi.

Düşüncelerimden sıyrılarak okula girdiğimde birinci kattaki sınıfıma çıktım. Sınıfa girdiğimde bizimkilerin çoktan geldiğini gördüm. Sınıftakilere günaydın diyerek sırama ilerledim. Yerime otururken selam verdim.

"Günaydın! Napıyorsunuz?"

"Günaydın İko! İyidir senden?" diyen Barıştı.

Onu görmemle aklıma yine dünkü mesajlaşma gelince suratımı ekşittim. Onlara bu olayı anlatmalı mıydım? Hiç bir fikrim yoktu.

"Hop! Daldın yine sabah sabah İklim. Burda mısın?" Şeymanın elini yüzüme şıklatmasıyla kendime geldim. Gerçekten neyim vardı?

"Ay kusura bakmayın ya! Dalmışım, ayılamadım hala ya sabah sabah okul mu olur?"

Semih, "Biliyoruz İko olmaz her sabah aynı şeyi söylenerek geliyorsun zaten." dediğinde kıkırdayarak üçüne de kötü kötü baktım. Anonimimizden bahsetmeye gerek yoktu.

Altınca dersten çıkınca kendimi kızlar tuvaletine atmış, Şeyma'yı da peşimden sürüklemiştim tabii ki. Aynada saçlarını düzelten Şeyma sonunda ısrarlarımla kendiyle uğraşmayı bırakınca tuvaletten çıkıp koridorda yürümeye başladık.

Şeymayla konuşarak yürürken yerdeki ketçabı son anda fark ettim. Basmamak için bir adım yandan yürüyecekken yerdeki not kağıdını gördüğümde durdum. Koluma girmiş olan Şeyma da benimle birlikte durunca neye baktığımı gördü.

Eğilerek yerdeki kağıdı merakla aldım. Kağıdı açıp okumaya başladım.

"Beni gerçek hayatta zaten kısıtlarken telefonda engellemen beni şaşırttı desem yalan olur. Ama bence bu hikaye başlamadan bitmemeli. Hadi ama bu kadar heyecansız olamazsın! Sen İklim Serensin kendine gel haha :)"

Notu okumamı merakla bekleyen Şeymaya çevirdim kafamı. Notu ona uzatıp yutkundum. O buradaydı hemde çok yakınımda. Okulda.

YİNE AYLARDAN KASIM | TextingWhere stories live. Discover now