5- tamam... ben burayı sevdim...

37 4 35
                                    

Not: öbür bölümler gibi bunu yine kira anlatıyor
 
Quirk'lerimizi ilk keşfettiğimiz de.. hem heyecanlanmış hemde bütün odayı darma duman etmiştik.

Bu keşif tam olarak hastenede ki 8. günümüzde olmuştu. Akşam vaktiydi. İçeriye ay ışığı sızıydu. Yeni annemiz olan Hina Mizushima odada değildi. Zeynep şimdiki adıyla Nami Mizushima uyuyordu.

Bazen düşünüyordum. Keşke Zeynep kardeşim olsaydı diye. Şimdi ise o benim ikiz kardeşim. Gerçekten bu konuda ne hissettiğimden emin değildim...

Ben ise herkesin aksine uyuyamıyor boş boş tavana bakıyordum. Yeni ablam ( vay artık bir Ablam var) sıkılmayalım diye bize kitap getirmişti. Ne şanslıyım ki eski kira benimle aynı türleri seviyor.

Zaten bir çok kişi macera bilim-kurgu kitaplarını seviyor. Okumaya karar verdim. Yastığa kaldırıp yatakta oturur pozisyona geldim. Kitabı aldım.

Henüz hiçbirine başlamadım çünkü açıkçası aklım hala neler olduğundaydı. Artık en sevdiğim animenin bir parçası oldum...

Kitabın ismine baktım. ' bir umut ışığı '
Himm... Arkasında ise:

' 15 yaşındaki manu'nun ailesini kaybetmesinin üzerinde 1 yıl geçer. Manu her zamanki gibi sensei'yinin verdiği görevi yaparken görmemesi gereken bir şey görür..."

Pekâlâ ilgi çekici görünüyor. Kitabın ilk sayfasını açtığımda birşey fark ettim. Bir çok kez gece kitap okumuştum ve ilk defa bu kadar. Farklı... gece görüşüm var!

Ne olduğunu idrak etmem en az bir iki dakika aldı. Benim Quirk'im...

Orda rahatlıkla kitabı okuyabilirdim ama Quirk'imi keşfetmenin heyecanından okumayı unuttum. Belki sonra okurum...

Daha sonra geri kalan Quirk'lerimizi keşfetmemizde tam bir olay oldu. Nami ertesi gece çok üşüdü ve az daha odayı yakıyordu, bense çok daralmıştım. Yani bende odayı dondurdum. Sonra sıkıldığımız için nefes tutma yarışı yaparken nami görünmez oldu. Sonra karanlık ve ışık Quirk'lerimiz. Ve en sonda kedi Quirk'imi öğrendim.

Böylece tam 10 gün hastanede kalmıştık.
Sonunda eve gitme vaktiydi. Acaba nasıl bir evimiz var? Peki babamız?

Kira " hey ze-nami... nami heyecanlı misin?" Dedi ayaklarını yataktan sarkıtarak.

Namı taklit etti ve hoş bir gülümseme sundu " evet. Merak ediyorum... herşey hala çok tuhaf..."

Yataktan atlar gibi kalktım . Işık gibi parlak bir gülümseme ile " tuhaf? Hayır burası efsane! O kadar heyecan verici şey yaşayacagız ki! Nami... hayatımda hep böyle birşey yaşamak istedim. Artık o sıkıcı eski rutin hayatımı yaşamak zorunda değilim! Hiç heyecanlanmıyor musun?"

Nami yerinde kıpırdandi ve başını öne eğdi. Kısık tereddütlu bir sesle " aslında biraz korkuyorum..."

" merak etme ! Her daima yanındayım."

O sırada Hina Mizushima içeri girdi. Bayan'a tam olarak anne demek biraz tuhaf geliyor. Ayağa kalktığım için biraz azar yedim. Ardından ikimizide alıp dışarı çıkarıp siyah bir arabaya bindirdi.

Ben ve Zeynep(nami) arkaya binmiş ve ehliyet kemerlerini takmıştık. Hina bize baktı ama birşey demeden sürmeye başladı.

Yerimde duramadigimi itiraf edeceğim. Bir ileri bir geriye sallanıp duruyor dışarıyı seyrediyordum. Musutafu şehrindeydik. Ua'nin olduğu şehir . Acaba deku'yu görebilir miyiz. Dur ona deku diyemem çünkü şimdiki zamanda onun için bir hakeret. Ama yakında değilim. O zaman midoriya diyeceğim.

Işığın İçindeki Sırlar! Where stories live. Discover now