27

374 8 3
                                    

Deniz: nasıl yani Ayça abla bizle gelmeyecek mi ben onsuz napcam yazık değil mi bana

Denizin yüzü yine ağlamaklı olmuştu koşarak yanına gitmiştim ve onun minicik ellerini tutup kendime doğru çevirmiştim

: deniz ağlama bak ben gelcem hem
güvenmiyor musun bana
Deniz: güveniyorum ama ben orda napcam tek başıma
:orda yeni yeni insanlar tanıyacak sın öyle deme sakın
Erdem:Ayça ablanda ağlar sen öyle dersen bak

Deniz ellerini çekip kocaman sarılmaya başlamıştı bende ona sarılmıştım

Deniz: sen ağlama Ayça abla geleceksin zaten yanımıza beni tek bırakamazsın ben seni tanıyorum

Denizin yanağına kocaman öpücük koyduğumda ayağa kalkmıştım

:ee hadi 20 sezonluk arka sokaklar mı çekiyoruz bu ne ikide bir ağlıyoruz

Erdem: Ayça haklı hadi aşağı inip oyun oynayalım bahçede

Deniz ellerini birbirine çarpıp aramızdan geçip aşağıya doğru inmeye başlamıştı erdem ile kısa bir süreliğine göz göze gelmiştim sonra bende aşağı inmeye başlamıştım arkamdan da erdem geliyordu
Bahçeye geldiğimizde deniz eline topu almış bizi bekliyor du yanına gittiğimiz sırada topu bana uzatmıştı elime alıp ona baktım

Deniz:yakar top oynayalım hadii

Erdem ile birbirimize bakmıştık erdem den cevap bekliyordum

Erdem: oynayalım babacım
: oynayalım denizcim

Deniz ortaya geçmişti ben sağa erdemde sola geçmişti deniz hazır olduğu zaman topu atmaya başlamıştım vuramamıstım top erdeme gittiği sırada deniz yerine bana vurmuştu

:bana ne vuruyorsun
Erdem:pardon güzele top vurursam nolur diye denemiştim
:bana iki de bir güzelim demeyi bırakır mısın

Biz erdem ile konuşurken deniz oyuna devam ediyordu bir ben atıyordum topu bir erdem ...

Erdem:neden güzelim değil misin
: değilim!
Erdem: inatçı keçisin kızım sen
:evet inatçı keçinin önde gideniyim hemde

Erdem gülmeye başlamıştı bunun nesi komikti ve evet inatçı keciydim napsaydım erdemin her dediğini kabul etcek kızlara mı benziyordum ben sanki kendisi hiç inatçı keçi değildi şerefsiz erdem tahmin edin nolduu  Ben miş gibi kendi kendime konuşurken kimin borazan sesini kulağımın dibinde duydum tabikide erdeminn

Erdem: Ayçaaaa!
:ne bağırıyorsun bee
Erdem:denizi vurdun geç ortaya
:vurdum mu?
Erdem:evet hadi ortaya

Ortaya geçtiğim sırada top denizdeydi deniz topu yavaş atmıştı kuvveti bu kadar yetiyordu ayağımla topu erdeme attığım sırada erdem eline almıştı topu sanki düşmanına atcak gibi hazırlanıyor du attığında tam kaçarken yere düşmüştüm ayağa kalkcaktım ki açıdan yürüyemiyor dum sol ayağımın bilek kısmı baya ağrıyordu orayı ovmaya başlamıştım erdem ve deniz yanıma gelmişti

Erdem: Ayça iyi misin
: ayağım açıyor kalkamıyorum
Deniz:al baba mutlu musun yürüyemiyor Ayça ablam
Erdem: içerde bakalım burkulmus mu yoksa kırılmış mı
: yürüyemiyorum nasıl gitcem icer- erdem lafımı kesmişti ve kucağına almıştı
Erdem: böyle gitcez içeriye

Bu sefer indir diyemezdim çünkü ayağım baya ağrıyordu içeriye geçtiğimiz sırada erdem beni koltuğa oturtmuştu ve sol bacağımı tutup dizine koymuştu ve ağrıyan yere dokunmaya başlamıştı acıyla dişlerimi sıkmaya başlamıştım

 bakıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin