Ağlamaklı olmuştum erdeme sarılmayı bırakmıştım ama onun hala sarılmaya ihtiyacı var gibiydi ikimizde susmustum erdeme bugün gelen adamı söylemem gerekiyordu kafamı yere doğru eğip"bugün" demiştim erdem işe anlamamış gibi " bugün ne" demişti nefes alıp konuşmaya başlamıştım
: bugün... Biri geldi sen evde yokken
Erdem: kim geldi
: bir adam adamda değil yabancı biriydi seni sordu
Erdem: Ayça doğru düzgün anlat anlamıyorum
: 40 lı yaşlarında kumral saçı vardı ama kumral saçlarının arasında beyazlıklar vardı
Erdem şoka girmiş gibi "james bu" demişdi erdeme baktığımda gözlerini kapatmıştı
: adını bilmiyorum sormadım kimki o ?
Erdem: bizi koruyan biri ama eskiden büyük düşmanımız dı
: nasıl büyük düşmanınız dı
Erdem gözlerini açıp konuşmuştu
Erdem: ailelerimiz kavga etmişti sonra ben ailemden ayrılınca onunla ateşkes yaptık şuanda şirketi benden sonra o yönetiyor
: vay be ne macera
Erdem: macera sayılmaz zor günlerdi çünkü
: o dönemde ailen ne yaşadığını merak ettim
Erdem: bosver uzun hikaye
: peki birşey daha sorcam
Erdem oflayarak "sor" demişti
: james denilen adam eskiden fransa damı yaşıyordu burda mı
Erdem "bu ne biçim soru" dercesine bakmıştı
: ee hadi cevaplaa
Erdem: james eskiden Türkiye de yaşıyordu sonra sında Fransa'ya gitti
: ama adı yabancı
Erdem: annesi babası öyle koymak istemiş ismini
: James... aslında güzel isim mis haa
Erdem: AYÇA!!
:yalan mi güzel isim
Erdem: döverim seni hem erdem ismi daha güzel
: bana baksana sen
Erdem: baktım
: sen beni kıskandın mı
Erdem : ben ve kıskanmak güldürme beni Ayça
: baya kıskandın bence yoksa neden kızar bir insan
Erdemin eli saçlarıma gitmişti ve saçlarını karıştırmıştı
: yaa yapmasanaa
Erdem elini çekmişti saçlarımdan ve konuşmaya başlamıştı yine
Erdem: Aycacık birincisi erdem ismi bütün isimlerden iyi ikincisi ben senin neyin oluyorum da kıskanayım
: kıskanmadıysan james ile sevgili olabilir yanii
Erdem: AYÇA SAÇMALAMA
: aha kıskandın çok belli oldu şimdi
Erdem: sabırr
Erdem ayağa kalkmıştı ve camın önüne geçmişti ben işe hala erdem sinirlensin diye james ile ilgili birşeyler diyordum
: diyorum kii james ile evlenip çocuk yapayım ne dersin sencee
Erdem: james ile evlenirsen seni sikerim derim
: oo güzell
Erdem: güzel? Sen delirdin galiba
:evet delirdim napcan
Erdem: Ayça seni hastaneye yatırmamız gerekiyor bence
Gülmeye başlamıştım erdem işe bu delirmiş lan gibi bakıyordu oflayarak odasındaki küçük tezgaha gitmişti ve kahve makinesinden kahvesini katmaya başlamıştı ben işe bir yandan gülüyordum bir yandan erdemin götüne bakıyordum
Erdem: Ayça sen saf kızdın noldu sana
: benimle sevişecegin zaman kudurdum birazcık
Erdem: lanet olsun o gün
: neden öyle diyorsunn çok güzeldii
Erdem: Ayça senin devreler ölmüş bence umarım düzelir
Yataktaki yastığı elime alıp erdeme doğru atmıştım erdem işe kahve makinesinde olan kahveyi üstüne dökmüştü ve bağırmaya başlamıştı ben işe fena gülmeye başlamıştım erdem anında üstündeki gömleği ve altındaki kot pantolonunu çıkarmıştı eli boxerına gitmişti ve onuda çıkarmıştı gülmeyi bırakmıştım ve erdemin erkekliğine bakmaya başlamıştım erdem işe "ne bakıyorsun"dercesine bakıyordu omzumu aşağı yukarı indirmiştim ve ayağa kalkıp erdemin yanına gitmiştim ve ellerimi boynuna dolayıp cilveli bir şekilde konuşmaya başlamıştım
: diyorum ki sen ben sevissek mi
Erdem:ne sevişmesi be ben burda yanıyorum sen hala sevişmek diyorsun
Dudaklarımı büzmüstüm erdem kollarımdan kurtulmayı başarmıştı bu ama erdemin benden kaçış değildi yatağa geri oturmuştum ve erdemin bana dediği şeye alınmış gibi bakmaya başlamıştım bir kaç dakika sonra erdem dolabından yeni boxer ve kıyafetlerini almıştı ve giyinmeye başlamıştı ben işe hala küs gibi davranmaya devam ediyordum erdem üstünü giyinip yanıma gelmişti ve saçlarımla oynamaya başlamıştı ben işe küçük çocuk gibi "hıh" diyordum
Erdem:neyin var
:sen çok iyi biliyorsun
Erdem: canım ben öyle demek istemedim ki
: hıhı hiç öyle demek istemedin ben senin ne demek istediğini çok iyi anladım erdem bey
Bey kelimesini bastırarak söylemiştim bora işe affedeyim yanağımı sertçe öpmüstü
Hafif gülümsemiştim ama erdeme belli etmemeye çalışıyordumErdem: aha güldün gördüm
: hiçte bilee
Erdem: güldün güldün beni affettin sen bana küsemezsin seni Ayça en güzel Ayça benim Ayçam
: bu dediğin şarkı ile affetmem ben hiç boşa uğraşma
Erdem: Ayça hadi ama çocukluk yapmaa
: çocukluk yaptığım falan yok benim
Erdem beni gıdıklamaya başlamıştı gülmeye başlamıştım erdem işe gıdıklamaya devam ediyordu yataktan kalkmaya çalışıyordum kaçmak için ama imkansız dı nefes nefese "yapmaa yapmaa" diye bağırıyordum odanın kapısı anında açılmıştı ikimizde nolduğunu anlamayıp kapıya doğru bakmıştık bilin bakalım kim var kapıda burak tabikide
Burak: bu hangi aşama lan sevismenin
Erdem ile göz göze gelmiştik ve gülmeye başlamıştık Burak anlamamış gözlerle bize bakıyordu
Erdem: burakcım ne sevişmesi
Burak: kandıramazsınız beni
: burak senin kafa güzelmiş bana da versene bir ara kafanı lazım olur
Burak bana nah çekmişti ve dilini çıkarmıştı gözlerimi devirmistim erdeme kaş göz yapmıştım erdem işe ellerini karnımdan çekmişti ben işe hızlıca yataktan kalkıp buragın sırtına atlamıstım burak " yuh ayı bu ne ağırlık" demişti ben işe anırarak gülmeye başlamıştım burağın saçının iki tarafından tutup "boş yapma yürü köle demiştim" burak küfür etmeye başlamıştı bir yandanda erdeme bağırıyordu " indir belimden şu deli kadını" erdem yatağa oturmuş keyifce bize bakıyordu burağı zarzor yürütmeye başarmıştım Burak "yeterli midir ayı hanım belim koptuda" demişti bende" bir daha beni sinir edecek misin "demiştim burak'da "yok valla sinir etmeyecem seni "demişti aferin diyip burağın kucağından inmiştim erdem" benim yolumdan geliyorsun aferin "demişti bende erdeme bakıp gülümsemistim akşama kadar ben,Burak ve erdem ile erdemin odasında vakit geçirmiştik denizde bir ara yanımıza gelmişti onlada eğlenip gülmeye başlamıştık bugünde günümüz böyle gülerek geçmişti :)