5 | look at the sky

138 29 2
                                    

Riki:
Hemen gökyüzüne bak, Seonwoo!

Acele et!
(20.07)

Seonwoo:
Bakıyorum zaten.

Riki:
Gördün mü?

Seonwoo:
Evet, dolunay var.

Fakat pencereden izlemesi o kadar da keyifli değil.

Riki:
Hayır, aptal! Uçağı görmüş olman gerekirdi!

Bazen zamansızca duygusal düşünüyorsun.

Eminim başka bir an olsa ve ben sana dolunayı göstersem, o yıldız değil uçak derdin.

Seonwoo:
Bu gece dolunayı izlemek istedim.

Riki:
Keşke beni izlemek isteseydin...

Seonwoo:
Ne?

Riki:
Uçaktan bahsediyorum.

Yoksa neden beni izleyesin?

Ah, gerçi yolumu gözlemeni beklemiştim.

Malum mektup bende.

Seonwoo:
Geldin mi?

Riki:
Neredeyse, evet.

Seonwoo:
Uçaktayken telefonunu kapatman gerekiyor.

Riki:
Söylediğin ilk şey bu mu gerçekten?

Seonwoo:
Ne bekliyordun?

Hava alanına gelip pankart falan açmamı mı?

Riki:
Hayır, gelmezsin.

Ama yine de mektup bende değil mi?

Seonwoo:
Mektubu artık okumaya ne dersin?

İkimiz de rahat edelim.

Riki:
Okuyacağım ama şimdi değil.

Ayrıca okumamı istemiyordun, neden rahatlayasın ki?

Seonwoo:
Şu mektuptan dolayı son günlerde çok fazla konuştuk.

Riki:
Bu iyi değil mi?

Biz eski yakın arkadaşlarız.

Seonwoo:
Fakat eski olarak kalması lazım.

Buna son verelim.

Okumak istiyorsan oku ve bana geri ver.

Bu gece yarısı, en yüksek ve en rüzgarlı üst geçitte olacağım.

Oraya gel.

Mektupla birlikte.

Riki:
Buna mektubu okuduktan sonra karar vereceğim.

Seonwoo:
Eğer okumak istiyorsan bu gece oraya gelmen lazım.

Riki:
Okuduktan sonra.

Seonwoo:
Peki, Riki.

Nasıl istersen.

•●•
İstikrarlı bir şekilde bölüm yayınladığım tek kitap.

Bugün finalini yazacağım, kitabı bitirdikten sonra yayınlamaya başlamanın faydaları.

Darısı Tempesta'nın başına.

Görüşürüz:

Hoş kalın!

ᴀᴄᴛ ғᴏᴏʟ • sᴜɴᴋɪWhere stories live. Discover now