3 | {Catboy Levi Ackerman}

93 10 0
                                    

Karşımdaki küçük simsiyah olan kediye hayranlıkla baktım. Küçük, el kadar bile olmayan bu kedi kalbimi resmen çalmıştı açıkçası. Ben ona parlak gözlerle bakarken o bana saniyelik olarak göz ucu ile bakmış, daha sonra arkasını dönüp oturmuş ve diğer kedileri izlemeye koyulmuştu.

Şuan petshopa kedi almak için gelmiştim. Aslında sokaktan sahiplenmek istiyordum ancak petshop'cu bir tanıdığım olduğu için bana bedavaya istediğim bir kediyi verebileceğini söyleyince reddedememiştin açıkçası.

Şuan ise karşımdaki, küçük, sevimli ve tatlı kediyi istiyordum. Yanımdaki görevliye parmağım ile siyah kediyi gösterip "bunu istiyorum!" Dediğimde görevli bana tuhaf tuhaf bakmıştı.

"Emin misiniz hanımefendi? Bu kedilerin arasındaki en hırçın ve huysuz olan. İsterseniz size önündeki beyaz kediyi de verebilirim" diyerek öbür kediyi işaret ettiğinde kafamı olumsuz manada salladım ve reddettim. "Hayır, ben onu istiyorum" diye ısrar ettiğimde görevli omzunu silkmişti ve "siz bilirsiniz efendim" diyip başka bir müşteri gelince oraya yönelmişti. Şimdi kara kedi ve ben yalnız kalmıştık diğer kedileri saymazsak.

Önümdeki cama yapışıp iyice siyah kediye baktığımda rahatsız olmuşçasına geri çekilip bana hafifçe tıslamıştı. Onu daha fazla rahatsız etmemek adına kasaya yöneldim ve yanında aldığım birkaç oyuncağın parasını ödemiştim. Daha önceden kedinin önemli eşyalarını aldığım için sadece oyuncak satın almıştım.

Parayı ödeyip geri cam fanusun önüne geldim ve camı açıp ellerimi soktum küçük kediyi alabilmek için. Ancak elimi uzattığımda tekrardan tıslayıp elimi çizmiş ve en köşeye çekilmişti. Refleks olarak elimi geri çekip baktığımda hafifçe kanadığını görmüş ancak pes etmemiştim. Tekrar elimi uzattığımda küçük kedi pençelerini cam fanusun zeminine tutundurup almamı zorlaştımış olsa da binbir zorlukla çekip çıkarmıştım.

Kucağımdaki kedi resmen cırlayıp etrafa çizik atmaya çalışırken onu önceden aldığım taşıma çantasına koyup kapağını kapattım ve elimi alnıma koydum. Derin bir nefes vermiştim. Beni oldukça zorlamıştı ancak sonunda onu yerine koymayı başardığım için mutluydum.

Daha sonra sekerek birinin geldiğini gördüm. Bana doğru gelen kişiye baktığımda Hange olduğunu farketmiş ve gülümseyip ona sıkıca sarılmıştım. İstediğim kediyi bedavaya verecek olan ve dükkanın sahibi Hange'ydi.

"Nasılsın Hange, işler yolunda mı?" Diye sorduğumda hemen cevap vermişti. "Ben iyiyim. İşler de gayet yoldunda. Eee, sen hangi kediyi seçtin? Yoksa kahverengi olan mı, ya da gri" dediğinde kafamı olumsuzca salladım.

"Hayır Hange, Hiçbiri." Dediğimde kaşlarını çatmıştı. "Nasıl yani? Hiçbirini seçmedin mi? Yoksa beğenmedin mi" diye ellerini ağzına koyup şaşkınlıkla baktığında güldüm.

"Hayır, hayır. Ben küçük siyah ve tatlı olanı seçtim" dediğimde gözlerini açmış ve bana hayretle bakmıştı.

"Levi'yi mi diyorsun? Aralarında en huysuz olanı. Ama sen bana ilgi seven bir kedi istediğini söylemiştin" dediğinde  gülümsedim. "Artık vazgeçtim. Hatta bak aldım bile" diyip elimdeki taşıma çantasının içinde olan ve adının Levi olduğunu yeni öğrendiğim kediyi gösterdim. Levi huysuzca etrafa bakıyordu.

Hange bana hala onaylamaz bakışlarla bakarken aklına bir şey gelmiş gibi bana baktı ve bir odaya girdi. Nereye gittiğini soramadan aynı hızla geri geldiğinde ona ağzım açık bakmıştım. O sırada elindeki minik kumaş parçasını salladığında gözüm beyaz kumaşa takılmıştı.

"Bu ne?" diyip elime aldığımda Hange o sırada açıklama yapıyordu.

"Biz aslında Levi'yi sokaktan bulduk. Onu fark ettiğimizde çöpün yanında ölmeyi bekliyordu. Son anda görüp veterinere götürdük ve onu kurtardık. Boynunda ise isminin yazıldığı bir kumaş vardı. O yüzden vermek istedim"

Anime ve Genshin X ReaderWhere stories live. Discover now