39

12 2 4
                                    

Taehyung'un anlatımından;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Taehyung'un anlatımından;

Soojin beni yangın merdiveninden alıp da üst kata, Jungkook'un odasına götürene kadar yakalanma korkusuyla birkaç küçük panik anı yaşamıştık. Etrafta gezen yatma hazırlığı henüz bitmiş çalışanlardan birkaç tanesi köşeyi dönerken, beni yangın merdivenine geri iten Soojin, gecelikleri ile etrafta gezen iki kadına ayak üstü hala neden bu şekilde etrafta dolandıklarına dair azar çekerken ben panikle merdiven boşluğuna sakladığım bedenimle beklemiştim onları odalarına göndermesini.

Yakalanmaktan korkmuyordum. Umurumda değildi hatta. Kimse bana bir şey yapamazdı ama Jungkook'u göremeden buradan kovulmak istemiyordum işte. Bu yüzden yakalanmak da istemiyordum. Onun iyi olduğunu ve bundan sonra da hep iyi olacağını garantileyene dek elenmek istemiyordum bu oyundan.

Sonunda koridor boşaldığında yangın merdiveninin kapısı tekrar açılmış ve Soojin tarafından çağırılmıştım. Tekrar temkinli bir şekilde kapıdan çıkıp da ne yapacağımıza dair karşımdaki kadının yüzüne sorar bakışlar attığımda, kısaca "Gel benimle." demesi ve önden yürümesi bir olmuştu. Ben de çocuk gibi peşine takılmıştım. Her döndüğümüz koridordan önce temkinli bir analiz yapmıştık yolumuza çıkan engellere karşı.

Neyse ki çok uzun sürmemişti bu saçma aksiyon oyunu. Soojin bir odanın önünde durmuş ve başıyla kapıyı işaret ederek "Burası," diye fısıldamıştı. Bir ona, bir de kapıya bakmıştım. Şimdi bu kapının arkasında kalbimi deli gibi attıran adamın olduğu gerçeğiyle yüzleşmeye çalışmıştım birkaç saniye . "Ben odama geçiyorum, buralarda uzun süre görünmem şüphe çeker. İşiniz bitince bana mesaj atarsın ve seni buradan çıkartırım. Bu saatte kimse onu kontrole gelmez benim dışımda bu yüzden rahat olun. Ama çok ses yapmamaya dikkat edin lütfen. Tamam mı?"

Başımla onu onaylayıp samimi bir teşekkür etmiştim aynı ses tonumla. Ne kadar teşekkür etsem yetmezmiş gibiydi ama şu an elimden gelenin en iyisi de buydu. Bundan sonra bende sonsuz kredisi olduğunu da bi ara yüzüne söylerdim artık. Bana hayatımın iyiliğini yapmış ve bu uğurda da en çok kendini riske atmıştı sonuçta.

Soojin koridoru dönüp gözden kaybolmadan önce son kez kapının önünde dikilen bana dönmüş ve güven verici bir gülümsemeyle el sallamıştı. O gittikten hemen sonra ise kendimle baş başa kalmış, önümdeki kapıya bakarak derin bir nefes çekmiştim içime. Hesap kitap yapmadan, hiçbir şeyi planlamadan akışına bırakarak gelmiştim buraya. Bundan sonrası da böyle olacaktı anlaşılan çünkü şu andan itibaren beyin fonksiyonlarımı kaybetmiştim sanki. Kalbim deli gibi atarken bunun ikinci buluşmamız olduğunu düşünüyordum sadece. Onu bu kadar yakından görüp kokusunu alabileceğim, sesini bire bir duyabileceğim ikinci seferim...

Kapıyı çalmadan yavaşça kolu indirip açılan aralıktan gözlerimi içeride kısaca gezdirmiştim. Sessizliğin hakim olduğu loş odada düzenli atan kalp atışlarının kısık sesi az çok duyuluyordu. Kapıyı biraz daha itip de aralıktan kendimi içeriye çektiğim gibi aynı yavaşlıkla kapatmıştım kapıyı. Gözlerimin loş ortama alışması için kendime zaman tanırken bir tandan da kısık makine seslerinin geldiği tarafa bakıyor; yatak, komodin, dolap ve tekli bir koltuğun silüetini az çok seçmeye çalışıyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 26 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

who're u? 'taekook'Where stories live. Discover now