ÜÇ ADIM

5.3K 258 1.6K
                                    

Ne hasta bekler sabahıNe taze ölüyü mezarNe de şeytan, bir günahıSeni beklediğim kadar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan, bir günahı
Seni beklediğim kadar....

Gece ikiyi geçerken daha yeni biten hasta kontrolü ile Semih odanın kapısını kapatırken tüm gözler bendeydi.

" Biliyorsunuz, Tuba hanımın durumu kritik fakat kurtarılmayacak kadar değil. Eğer olduki kontrole gittiğinizde yine asabileşirse sakin olun ve onu da sakinleştirmeye çalışın. Ve oldu ki yine kola istedi sakın vermeyin. İyi akşamlar arkadaşlar."

" İyi akşamlar "

Küçük bir onaylama ile arkamı dönerken bakışlarım asansördeydi. Bugünlük görevim bitmişken artık yorgunluktan bir hal olmuştum.

Bindiğim asansör ile üçüncü katın düğmesine basarken sağ köşeye geçip beklemeye başladım. Tam asansörün kapısı kapanacaktı ki bir anda geri açıldı. İçeriye iki tane iri yarı adam girdi. Önümde dururken istemsizce konuşmalarına şahit oluyordum.

" Mustafa abi bu hastanede çalıştığını söylemişti. Fakat burada böyle birisi yok. Eğer patron duyarsa bizi mahveder. Ne yapacağız şimdi."

" Ne bileyim ben oğlum? Her şey o puşt Mustafa'nın yüzünden. Hep bir yerde tökezliyor. Sana demiştim. Diğer hastaneye gidecektik burası sadece bir zaman kaybı."

" Bilmiyorum offff Allah'ım of. Nerden çıktı bu mevzu şimdi. Arada bul şimdi. "

" Al benden de o kadar. Milletin koruması çatışmaya gider. Biz milletin kızını arıyoruz. Sanki her gün yeşil gözlü kahve saçlı bir kızla konuşuyoruz da patron da bu işi bize veriyor."

" Sus lan. İstersen biraz daha bağır tüm hastane duysun. "

Sarışın olan etrafına bakarken asansörde bir ben bir de tanımadığım o ikisi vardı.
Bakışları bende çok durmazken hemen önüne döndü. Bu arada asansörün kapısı da açılmıştı. Müsade isteyip ikisinin arasından çıkarken hemen koridorun sonunda kalan odama girdim.

Elimde ki hasta dosyasını masama bırakıp kapıyı kilitledim. Kıyafetlerimi değiştirmek için odamdaki dolabı açıp içinden giyeceklerimi çıkardım. Üzerime kırmızı bir kazak giyerken altımada beyaz bir bol paça pantolon attım.

Üzerime trençkotumu da giyip koltuğa oturup spor ayakkabılarımı altına geçirdim. Elime çantamı alırken odanın kilidini açıp odadan çıktım.

Ben Zühre Esin Çağlayan. Yirmi yedi  yaşında bir doktorum. İstanbul'da oturuyorum. İşimi aşkla yapıyorum. Çok mutluyum.

Herkese söylediğim en büyük yalanım. Ben Zühre. Daha altı yaşında annesinin ölümüne sebep olmuş kız çocuğu. Daha altı yaşında tüm hayatı değişen kız çocuğu. Daha altı yaşında ellerinde öz annesinin kanı olan kız çocuğu. Çok mutlu değildim. Mutlu bile değildim. Dışarıdan umursamadım. Fakat içim de öyle yangınlar vardı ki ateşi günden güne ruhumdan bir parça daha yok ediyordu.

ZÜHRE ( Ağa Serisi 1 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin