BÖLÜM 2: Görev

72 23 32
                                    

O günden sonra birkaç gün silahlarımızı nasıl kullanacağımızı öğrettiler ben küçüklüğümden beri silah kullanıyordum o yüzden alışkındım, özel bir klandan geliyordum ve benim klanımdan gelenler uzun yıllardır insan yiyenlerle savaşıyordu... küçüklüğümden beri insan yiyen canavarlarla savaşmak için eğitim alıyordum o yüzden silahını düzgün kullanan ilk kişi bendim, benden sonra birkaç gün kimse silahında ilerleme kaydedemedi en sonunda siyah saçlı tırpan kullanan kız silahı ile nasıl savaşacağını öğrenmişti harika kullanmıyordu ama daha yeni öğrenen birine göre aşırı iyiydi, öğrenciler arasında silahlarını en iyi kullanan kişiler o siyah saçlı kızla bendim

o kız daha göreve çıkmak için acemiydi ama öğretmenler ikimizi göreve yollamaya karar vermişlerdi, drake öğretmen bize görev hakkında bilgi vermek için odasına çağırdı ikimiz kapıda karşılaştık ve aynanda içeri girip drake öğretmenin bize görev hakkında bilgi vermesini bekledik
"daha acemi olduğunuzu biliyorum ama insan yiyen canavarlar durmadan saldırıyor onları yok etmek için yeterli adamımız yok... sizin bu görevi başarabileceğinize inandığım için bu görevi size veriyorum iyi şanslar tek parça halinde geri dönün..." dedi drake öğretmen, görev hakkında bilgileri öğrendikten sonra yanımdaki kızla ben dışarı çıktık ilk konuşmayı başlatan kişi o kız olmuştu "merhaba, ben luna" dedi hafif bir gülümsemeyle
"Merhaba, ben maria" dedim onunla konuşmak yerine hemen göreve gidip o canavarı öldürmek istediğim için fazla umursamaz bir tavırda konuştum
"Umarım iyi anlaşırız dedi" luna

Ikimiz görevin olduğu göre gidiyorduk sessizlik oluşmuştu kimse konuşmuyordu bir süre sonra luna sessizliği bozmak için konusmaya başladı
"Sen kaç yaşındasın maria, ben 17 yaşındayım" dedi. Bunu duyduğumda doğrusu şaşırmıştım benden 2 yaş büyük olmasını beklemiyordum konuşma şeklinden ve görünüşünden dolayı ya benimle yaşıt olduğunu yada 1 yaş büyük olduğunu düşünmüştüm
"15 yaşındayım" dedim kısa ve net bir şekilde, doğrusu insanlarla veya mitolojik canlılarla samimi olmak veya onlarla arkadaş olmak gibi bir amacım yoktu ben sadece intikam istiyorum... ve intikamımı almak için ne gerekiyorsa yapacağım...

Ben zaten insanları sevmiyordum onlardan nefret ediyorum insanlar biz vampirleri her zaman canavar olarak görmüşlerdi ve yıllarca bizi öldürmeye çalışmışlardı bu hâlâ da devam ediyor... insanlar vampirleri öldürmeye devam ediyor... ben insanlara göre bir canavardım ama beni canavara dönüştüren de insanlardı... şuan insanlardan nefret ediyorum eskiden insan kanı içerken vicdan azabı çekerdim ve insan kanı içmek yerine hayvan kanı kullanmayı tercih ederdim ama artık umursamıyorum onlar benim gözümde sadece yemek kaynağı

Luna benim kısa cevaplarımdan rahatsız olduğu aşırı belliydi yol boyunca benimle konuşmaya çalıştı ben ya kısa cevaplar verdim ya da hiç konuşmadım
"Dostum neden böylesin seninle arkadaş olmaya çalışıyorum" dedi luna, yürümeyi bıraktım ve ona baktım yol boyunca ilk kez onunla göz teması kurmuştum
"Arkadaşa ihtiyacım var gibi mi görünüyorum" dedim ters bir şekilde, luna bu cevabıma şaşırmıştı bunu beklemiyordu
"Sadece arkadaş olmaya çalışıyorum arkadaş olmak bu kadar mı zor" dedi hafif sinirli bir sesle
"Arkadaşa ihtiyacım yok" dedim ve adımlarımı hızlandırdım onun önünde yürüyordum

Yol boyunca biz bidaha hiç konuşmadık sonunda görev yerine gelmiştik orası küçük bir kasabaydı iblisler insanlara saldırıyor onları öldürüp yiyordu luna bu manzara karşısında kusmamak için zor duruyordu
Bu kadarcık şeyde bile zar zor dayanıyor insanlar gerçekten zayıf dedim kendi kendime sinirli bir şekilde
"Maria! İblisler insanlara saldırıyor daha fazla insan ölmeden o iblisleri öldürmeliyiz!" Dedi luna
"Madem insanları korumaya bu kadar heveslisin sen önden gidebilirsin ben iblislerin özel güçlerinin ne olduğunu ve kaç tane olduğunu araştırıcam" dedim, kaç tane insanın öldüğünü umursamıyordum kasabadaki tüm insanlar ölse bile umrumda olmazdı ben sadece buraya iblisleri öldürmek için gelmiştim insanları korumak gibi bir amacım yoktu
"Hepsini tek başıma koruyamam! Sende yardım et maria, onları araştırmak çok uzun sürer o sırada bir sürü insan ölür!" Dedi sinirli bir sesle luna
"Sen savaşçı değil misin luna bir savaşcı "ben onları tek başıma koruyamam" dememeli gerçek bir savaşçıysan koruman lazım luna" dedim alaycı bir sesle luna'yı kışkırtıyordum
Luna bu duruma sinirlenmişti "iyi! Ne halin varsa gör!" Sinirli bir şekilde diyip koşarak iblisleri öldürmeye gitti, arkasından onu izledim sonra güneş beni rahatsız ettiği için bir ağacın gölgesine oturup onun iblislerle savaşıp insanları korumasını izlemeye başladım bende iblislerden nefret ediyordum ama insanları kurtarmak istemedigim için önce insanların ölüşünü izleyip sonra iblisleri öldürmeyi planlıyordum

Kasabayı kan kaplıyordu her yerde kanlar vardı ve güneş aşırı kavurucuydu ben vampir olduğum için güneşe karşı zaten hassastım ve bu havada kendimi daha da kötü hissediyordum, etraftaki kanları görmek beni susatmıştı kan içmek istiyordum ama kan içerken beni lunanın görme olasılığı vardı bunu göze alamazdım kimse benim vampir olduğumu bilmemeliydi bu görev bittikten sonra kanını içersin dayan maria tarzında biseyler dedim kendi kendime sonra tekrardan luna ya baktığımda zor durumda görünüyordu baya bir iblis öldürmüştü ama hâlâ iblisler o kasabada vardı luna acemi olmasına rağmen oldukça güçlü bir savaşçıydı, luna artık yorulmuştu bir iblis luna'nın hazırlıksız anını yakalayıp onu tam öldürecekken katanamı çekip gözün göremeyeceği bir hızda luna'nın önüne geçtim ve o iblisi öldürdüm, luna onun bu kadar hızlı olmasına şaşırmıştı,   dinlenmeyi bırakıp iblisleri öldürmeye başlamıştım luna iblisleri öldürürken biraz zorlanıyordu ama ben fazla  zorlanmadan öldürüyordum
"Güçlü değillermiş" dedim kendi kendime 10 dakika içerisindeki bütün iblisleri öldürmüştüm ve luna'nın yanına gidip konuştum
"Iyi misin, yaran var" normalde umursamazdım ama drake öğretmen odadan çıkmadan önce luna'nın sorumluluğunun bende olduğunu ve onu korumamı söylediği için onu korumuştum
"Oh iyiyim beni kurtardığın için teşekkürler" dedi luna

Etrafa göz attıktan sonra başka iblisin kalmadığını görürüm ve çantamdan ilk yardım seti çıkartıp luna'nın yarasına pansuman yapmaya başladım, kendi kendime daha acemi olmasına rağmen aşırı güçlü bu kadar fazla iblislerle savaşıp az yara alan bir acemi daha önce görmemiştim dedim onun yarasına pansuman yaparken yerler sallanmaya başlamıştı
"Ne oluyor buda ne?" Dedim yerler sallanmaya başladığında luna'nın gözleri büyümüştü sanırım o ne olduğu anlamıştı
"Maria tam olarak ne olduğunu  kestiremiyorum ama buraya çok tehlikeli bir canavar geliyor hissedebiliyorum" dedi

Yerler sallanmaya devam ediyordu, kasabada hala hayatta olan insanlar kasabadan uzaklaşmak için koşmaya başlamışlardı korku içinde kaçıyorlardı, çok geçmeden 4 metre uzunluğunda bir devi gördüm kocamandı yürüdüğünde deprem etkisi yaratıyordu o kocaman iblisi gören insanlar korkuyla kasabayı terk ederken luna ve ben onu öldürmeyi düşünüyorduk ama yapabilir miydik... bu benim için bile imkansız dı... diğer acemilerden daha güçlü olduğum doğru evet ama... ben bu iblisi yenecek kadar güçlü müyüm... bilmiyorum...

Iblis yerdeki kocaman kayayı eliyle parçalayıp kasabanın üstüne atıyordu luna taşlardan kaçabilmişti ama sivri bir taş benim karnıma saplanmıştı... gözlerim acıyla büyüdü...
"Kahretsin... bundan kaçamadım..."

Luna yaralanmış mı diye ona baktığımda yaralanmamıştı onun yaralanmadığını görünce nedense biraz rahatlamıştım..
Neden tanımadığım birini önemsiyordum ki...

Iblis bize saldırmaya devam ederken luna ve ben onun saldırılarından kaçmaya çalışıyorduk ilk başta onu yenebileceğimi düşünmek bile aptallıktı ben hayır biz onu bu halimizle yenemeyiz...

Savaşçılar arasında rütbeler vardır luna ve ben en altdayız yani acemiler kısmındayız
Elmas= En güçlü savaşçılar
Altın= En güçlü 2. Savaşçılar
Zümrüt= orta düzey
Gümüş= acemilikten yeni çıkanlar
Bakır=acemiler
Bunlar rütbemizi belirliyor hangi rütbedeysen o renkte bileklik takmamız gerekiyor luna ile ben bakır renk bileklik takıyoruz

O iblisi yenemeyeceğimi anlamıştım... onları biz yenemeyiz ama elmas bilekliği takanlar yenebilir, telsizimi çıkarttım ve bizi bu göreve yollayan drake öğretmeni aradım "öğretmenim kötü haber beklenmedik bir şekilde yaklaşık 4 metre uzunluğunda aşırı güçlü bir iblisle karşılaştık onu biz yenemeyiz yüksek rütbe savaşçılara ihtiyacımız var!"
"Tamam Anladım siz ölmemeye çalışın yardım yolluyorum" dedi drake öğretmen
"Tamam öğretmenim"

Luna ya döndüm "luna yardım gelecekmiş gelene kadar dayanmamız lazım" luna tamam anlamında kafasını salladı

Ikimiz iblisin saldırılarından kaçmaya çalışıyorduk luna çok fazla yara almamıştı ben ondan daha fazla yararlanmıştım...

Bu kız az önceki kızla aynı kız mı gerçekten... luna az önce o basit iblisleri öldürürken zorluk çekmiyor muydu şimdi nasıl iblisin saldırılarından kaçabiliyor... o kız gerçekten az önceki kişiyle aynı kişi mi... luna bu saldırılardan şans eseri mi kaçıyor yoksa güçlü olduğu halde güçsüz rolünü mü oynuyor du... luna da neyin nesi?...

Karanlık Evrenin İntikamıWhere stories live. Discover now