10. Bölüm - BALO

19 4 3
                                    

Uras beni odada utanç duygusuyla bırakarak çıktıktan sonra içimi bir korku kapladı. Neden mi? Aşık mı olmuştum ben? Uras hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Duyguları gerçek miydi? Gerçekten beni öpmek mi istiyordu? Umarım öyledir. Onu düşününce dünyam garip oluyordu. Onun da dediği gibi o benim hayatıma girdi ve hayatım mükemmel hale geldi. Umarım aynı duyguları hissediyoruzdur.

Yataktan kalkıp Uras'ın beğendiği geceliğimi çıkardım ve yarım yamalak koyduğum buruşmuş giysilerin arasından bir kot ve yarasa kol olan beyaz bir bluz aldım. Rahat olmayı seviyordum. Giyindim ve bir kolye taktım. Salık halde olan saçıma da çiçekli bir saç zinciri taktım. Güzel olmuştum ama bir şeyler eksikti. Makyaj. Bugün bir farklılık olsun diye vazgeçilmez bordo rujumu bir kenara attım. Onun yerine mat bir kırmızı ruj alıp , eyeliner çektim. Kapatıcı vs. uygulamıyordum çünkü gerek duymuyordum.

Kıyafetlerimi giyip , makyajımı yaptıktan sonra kıyafetlerimi ve eşyalarımı bavulun içine tıkıştırdım ve artık hazırım. Bavulu elime aldım ve tam odadan çıkacak iken Uras karşımda belirdi.

''Merhaba talı şey.'' diyip yanağımdan makas aldı ve ben yine tabi ki de utandım.

''Merhaba.''

''Bavulu bana ver ben taşırım.'' dedi ve bavulu çekiştirmeye başladı.

''Gerek yok.'' diyerek kendi tarafıma çektim. Bavul bir Uras bir ben arasında gidip geliyordu. Sonunda sonsuz döngü bozuldu ve elimden bavulu kaptı.

''Ne götürüyorsun bu kadar çok? Sanki oteli tamamen çantaya koymuşsun.'' dedi ve güldü. Bir tebessümle karşılık verdim.

Otelde duyurularının olduğu yerde bir şey dikkatimi çekti. Evet bugün balo vardı.

''Uras eve erken varır mıyız?'' diye sordum durarak. Bu sırada balonun olduğu afişe bakıyordum.

''Evet. Neden sordun?'' diyerek yanıma geldi.

''Sen ciddi misin? Baloya mı katılacaksın?'' dedi.

''Evet. Hem ne var bunda?''

''Gideceğin biri var mı ki de gidiyorsun?''

''Evet var.''

''Kimmiş o ge... Yani... Şey... Kiminle gidiyorsun?'' dedi nefretle. Ben de bu haline güldüm.

''Seeen!'' dedim kahkaha atarak.

''Ben? Bundan benim niye haberim yok?''

''Hadi gidelim. Yoksa geç kalacağız. Daha alışverişe gitmeliyiz.''

''Alışveriş mi? Ciddi misin? Ölsem de gelmem.''

''Hadi ama benim için.''

''Peki.'' dedi ve zafer benim.

O sırada Berk geldi ve arabaya binip eve gittik. Ev oldukça büyük gözüküyordu dışarıdan. Tuğlalarla döşenmiş duvarları vardı. Arka tarafta büyük bir bahçesi vardı ve bir de bahçenin içinde havuzu vardı. Ben böyle etrafı incelerken Uras ile Berk çoktan eve girmişlerdi. Ben de onların arkasından gittim. Evin içi dışarıda gözüktüğünden daha büyüktü. Ben bu evde kaybolurdum. Anlatılamayacak kadar çok şey vardı. En çok ilgimi oyun konsolu çekmişti. Çünkü ben oyun oynamayı seviyordum. Sonra Berk odamı görmeyi isteyip istemediğimi sordu. Tabi ki de istiyordum. Berk ile yukarı çıktık. Gözüm Uras'ı arıyordu. Ortalıkta yoktu. Berk odamın kapısını açtığında Uras çoktan yukarı çıkıp bavulu yatağın üzerine koymuş bir şekilde bizi bekliyordu. Oda acayip güzeldi. Manzarası , eşyaları, her şeyi mükemmeldi. Sonra balo aklıma geldi.

''Berk sen oteldeki baloya gidiyor musun?'' dedim.

''Evet gidiyorum. Sen?''

''Evet biz de Uras ile gideceğiz.'' dedim ve Uras'a bakarak sırıttım.

GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin