《Bölüm 2》Bu Kaptan'ın Bir Süre İyi Geçinmesi Gerek

10 1 0
                                    

"Kaltak." Jisung, Alex'i şoka sokacak bu kelimeyi fısıltıdan biraz daha yüksek bir sesle söyleyerek peşlerinden toplantı salonuna daldı. Nasıl olsa Jisung'un deyimiyle Prensipler İkilisi, OEB merkezinde kavga çıkarmaya kalkmazdı. En azından o böyle düşünüyordu.

"Şimdiye kadar o sivri dilini kesecek kimseyle karşılaşmamış olman çok acı. Neyse ki hemen burada, bunu büyük bir zevkle yapacak biri var." Leda, U şeklindeki masanın etrafındaki sandalyelerden birini çekip otururken, Jisung'un suratına bakma zahmetine bile girmemişti.

Jisung, hiddetle dilini dişlerinin üzerinde gezdirip önündeki sandalyeyi çekerek Minho'nun tam karşısına oturdu. "Genelde insanlar, dilimi kesmek yerine teninde hissetmek isterler."

Alex inanamayarak Jisung'a baktı. "Ji-"

"Sinekler, pisliği sever sonuçta."

Jisung, Leda'nın onu aşağılamak için kullandığı eski deyime dudak büzdü. "Hâlâ büyükannen ile mi yaşıyorsun?"

Sonuçta hiçbiri daha önce Dünya'daki sinekleri görmemişlerdi. Canlıların birçoğu kolinilere getirilip üretilse de, birçok canlı da geride kalmıştı. Jisung, Leda'yı evcil hayvanı Rasputin'in önüne atmayı hayal ederken, kendisine verdiği cevabı duymadı.

"Yeter." Minho gözlerini diktiği masadan ayırmadan, ikisinin laf dalaşına tek kelimesiyle müdahale ettiğinde Leda anında konuşmayı kesip agresifçe gözlerini kapıya dikti.

Jisung ise karşısında bir saniyeliğine bile başka yere bakmadan transa girmiş gibi oturan Minho'ya bakıyordu.

Kızıl saçları, kirpiklerine değecek kadar uzundu. Gözleri ise sert ifadesine rağmen her zamanki gibi insana kısa bir süre önce uyandığını düşündürürcesine mahmur bakıyordu. Minho gözünün ucuyla Leda'ya bakarken kirpiklerine takılan saçını parmağının üzeriyle hafifçe kenara itti. O bunu yaparken izlemeyi sürdüren Jisung, Minho'nun dudağının hafifçe titrediğini fark etti. "Ne yani bu aptaldan mı çekiniyor?" diye düşündü.

Leda ile arasında birkaç yıldır sebebini kimsenin bilmediği bir düşmanlık vardı. İşin aslı, Jisung da bu düşmanlığın sebebini bilmiyordu. Akademideyken samimi olmasa da arkadaş sayılabilecek bir muhabbetleri vardı. Fakat mezun oldukları dönemden sonra ilişkileri sebepsizce bozulmuş, birbirlerini gördükleri an boğazına yapışma isteği uyandıran bir hal almıştı.

Jisung bu konuda kendini oldukça haklı buluyordu çünkü gerçekten de Leda'nın kendisine karşı olan bu tavrına ilk başlarda hiçbir karşılık vermemişti. Yine de zamanla onun bu hareketlerini görmezlikten gelmeyi bırakmış, en az onun kadar saldırganlaşmıştı.

İçinden bir ses onda hoşuna gitmeyen bir şeyler olduğunu söylüyordu. Kısa bir anlığına tekrar Leda'ya baktı. Bu görevin son derece çekilmez ve sinir bozucu olacağını düşünüyordu.

Başını yanındaki Alex'in omzuna yasladı. Bu sırada karışısındaki kişiler onun bu hareketini fark etse de ondan tarafa bakmamışlardı. Jisung umursamayarak programını gözden geçirdi.

"Olaf ve Ras'ın kontrolleri için önümüzdeki hafta doktorla görüşmem gerekiyordu. Giderken gözüm arkada kalacak."

Alex, kolunu uzatıp Jisung'un saçlarını karıştırdı. "Daha 2 ayı var değil mi?" Omzundaki başın yukarı aşağı kıpırdadığını hissedince devam etti. "O zamana kadar dönmüş oluruz. Zaten sen yokken onlarla ilgilenebilecek çalışanın var."

Alex küçük bir tebessümle Jisung'un endişesini giderirken, Minho'nun kendilerini izlediğinden bir haberdi.

"Merak etme, her şey yolunda gidecek." diye fısıldadı.

Oxka'nın İki Kaptanı | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin