160 33 22
                                    


sonunda taehyun'un aklindaki yere ulastilar. kucuk bir kafeydi burasi. iceri girisle birlikte calan kapinin ustundeki hos tinilar cikartan ziller, los isiklarin dukkani aydinlatma bicimi, duvardaki tablolar, posterler, raflardaki kalin, eski ciltli kitaplar, kucuk masalarin ustundeki renkli sofralar, gramofonda calan, eski oldugu bariz belli olan bir sarki, duvarlarin uzerine cizilmis yaratici resimler, ve guler yuzlu bir calisan. dibi gelmis sari saclari, kemikli burnu, uzun boyu, beyaz teni ve giydigi calisan onluguyle mukemmel duruyor olusu yasamini bir kez daha sorgulatmisti beomgyu'yu. ne guzel insanlar vardi gercekten. afrodit torpil gecmisti anlasilan.

"selam huening!"

"ooo! hos geldiniz, gelin sizi soyle ortaya alayim."

calistigi tezgâhin arkasindan cikip bize masayi tarif etmesiyle oturduk masamiza. duvardaki raftan menu alip yanimiza geldi.

"ben de sizi bekliyordum. yemeklerinizi guzel secin, mukemmel yapmaya cabalayacagim."'

"her zamanki gibi harikasin huening, tesekkurler."

adinin huening oldugunu ogrendigim cocuk bu sefer de tezgâhin arkasindaki odaya girdi. biraz sonra elinde nar kirmizisi bir ortuyle cikiverdi. yanimiza gelip serili olan ekose desenli ortuyu kaldirip yerine yeni getirdigi ortuyu serdi.

"kirmizi, bildiginiz uzere askin ve tutkunun rengidir. sizin icin manifest malzemesi olsun diye serdim."

dusunceli biriydi huening, arkadasina deger veriyor olmaliydi. taehyun gulerken huening'in karnina vurdu. gulustuler.

"ne yiyeceginize karar verdiniz mi?"'

"ne yiyelim beomgyu? acikcasi dusunemedim pek."

menuye tekrar bir goz gezdirip hizla kafami kaldirdim.

"tavuk sote ve pilav nasil olur?"

"super olur, bir de yanina ayran! mis gibi olur."

"tamamdir getiriyorum hemen siparislerinizi. yalniz biraz beklemeniz gerek, enisteniz gec kaldi. marketteydi gelir simdi."

taehyun'un kikirdamasiyla ben de kikirdadim. sanirim sevgilisiyle beraber isletiyorlardi bu guzel yeri. ne kadar hos, umarim omur boyu mutlu yasarlar.

huening mutfaga gitmisti ve yalniz kalmistik. taehyun hafif gulumseyerek bakiyor, bense gergince ellerimi ovusturuyordum.

"cok guzelsin, beomgyu."

ani iltifatiyla oldugum yerde donakaldim. surekli boyle yapacaksa simdiden kalp krizi tetigi gecirebilirdim. biraz zaman gecmesiyle yukari kalkan kaslarimi indirdim ve buyuyen gozlerim kuculdu. gulumsedim.

"tesekkurler."

masaya biraz yaklasip kolumu uzattim taehyun'a dogru. yakasina dokundum ve oksadim biraz orayi. gulumsemesi daha da genislemisti.

"sen de cok yakisikli olmussun."

kucuk bir kahkahanin ardindan kapinin ustundeki kucuk zillerin sesi geldi. ikimiz de o tarafa yonelmistik. ipek gibi gorunen kahverengi saclariyla yuzunde olusan samimi gulumseyisi insani kendine ceken turdendi. elindeki posetlerle kapiyi zar zor kapatmasiyla hizlica yanimiza gelmisti.

"selam! ben jaeyun. siz de bugunku degerli ciftimiz olmalisiniz."

"tanistigimiza memnun oldum, ben taehyun. bu da beomgyu."

"huening senden cok bahsetmisti.. bir ara bulusup konusuruz, simdi keyfinize bakin."

"tamamdir jaeyun. kolay gelsin size."

basini sallayip yanimizdan ayrildi. sanirim huening'in sevgilisiydi, iyi bir cocuga benziyordu.

-

yemeklerimiz coktan gelmisti ve neredeyse bitirmek uzereydik. tadi enfesti, annem de boyle guzel yemekler yapardi. keske yanimda olsaydi su an.

huening'in yanimiza gelmesiyle bakislarimizi ona cevirdik.

"nasil, begendiniz mi?"

buyuk bir umutla sormustu, cevap tabii ki evetti.

"cok lezzetli olmus, ellerine saglik huening."

"o kadar guzel olmus ki.. bir ara bana da ogretirsin degil mi? ileride lazim olacak sanirim.."

son cumlesini soylerken gozlerini ustumde hissettim ve ona dondum. yaptigi imadan dolayi utanmistim, huening de kikirdamisti.

"aslinda ben biliyorum birkac bir seyler. yine de huening'ten tarifleri alabiliriz, haklisin."

"cok ustaymisim gibi davraniyorsunuz.. yine de tesekkur ederim. afiyet olsun."

yanimizdan ayrilmis ve biraz sonra tekrar gelmisti. elinde iki tane tabak vardi.

"bunlar da muessesemizden ikram olsun."

onumuze koydugu tiramisu tabaklariyla yuzumdeki kocaman gulumsemeye engel olamadim. yemek yemektense tatli yemeyi tercih ederdim ve tiramisu ilk beslerimin arasindandi.

"cok severim, cok sag ol huening."

taehyun da beni destekler bicimde kafasini sallamisti.

"afiyet olsun, gorusuruz!"

"hadi baslayalim yemeye. daha cok isimiz var."

"ne isi?"

"ihmm, surpriz?"

gulumseyip onumdeki tatliya dondum. enfes gorunuyorlardi, bir an once bitirmem gerekiyordu sanirim.

↬noćnik

firework, taegyuWhere stories live. Discover now