•GEZELLİGHEİD•Jirose

0.5

Kapının kapanma sesi arkamda canlandığında etrafa göz atma isteğim ile birlikte bakışlarımı öne sürdüm.

Lalisa ve yanında sırıtan jungkook arabanın içinden bana el sallıyorlardı. İçimde uyanan sinir ile yanlarına varıp, kapıyı açarak arka koltuğa yerleştim.

"Bu beklediğimden kolay oldu?" Jungkook un sorgulayıcı bakışları beni bulduğunda lalisa da konuştu.
"Dengesiz biri. Bir an gelip, saçıma yapışacak sanmıştım."

Gözümde canlandırdığım lalisa nın sözleri, suratımı buruşturmama yön verirken, "Off gidecek miyiz?" dedim. Gazın köklenmesiyle telefonu açıp, sarı saçlarımı düzelttim.

Dakikalar sonra okulun önünde durduğumuzda, Seulginin de taksiden inişini gördüm. Üstelemeden okulun içine girip, lalisalar ile birlikte, kafitarya da yer edindik.

Onlarla takılmak bir yandan hoşuma giderken, öteki yandan diğer insanları kendilerinden alçak derecede görmeleri, içten içe sıkılmama neden oluyordu.

Lalisa hızla koluma vurduğunda, yerimden sıçradım.

"Nereye bakıyorsun sen?" manalı söylediği şeye anlam verememişken az önce gözümün takılı kaldığı yere dikkat vedim. Jimin? Bir kaç sıra önde, yanında jungkook ile oturan jimin'e takılmıştı gözüm. Onun da benden bir farkı yoktu.

Lalisa ya kesik bir bakış attıktan sonra;

Gözlerimiz yeniden kesiştiğinde, onun donuk bakışlarıyla karşılaştım. Kendimi onun bakışlarından korumak adına eğilip, lalisanın bileğini tuttum.

"Ya takılı kalmış gözüm, istemsiz yani." Lalisa ciddi bir ifade takınıp, elimi doladığım bileğinden kurtardı. Gözlerini yüzüme kenetleyip, sert ve bir o kadar tedirgin bakışları iki gözüm arasında gidip geldi.

"Jimin, Seulginin. Biliyorsun, değil mi Roséanne? Jimin'e yaklaşman, bakman veya dokunman, olanak dışı. Ondan uzak dur Park Roséanne, ondan uzak dur!"

Bozulmuş suratı ile masadan kalkıp, kafeteryadan ayrıldı. Jungkook ta onun peşinden, gittiğinde jimin in de çalan zil ile ayaklanması birebir olurken, yaşadığım olayın şokuyla yavaş adımlarla bende masadan kalkabildim.

Yanlızlığım, kalabalık ortamda beni durmadan, bir yerlere çeken insanlar gibiydi. Varlardı, ama ben tektim. Çantamı masada unuttuğum aklıma gelince adımlarımı, zar zor durdurup, geride bıraktığım masaya adımladım.

Siyah, çantamın gözüme çarpan parlak logosu ile elimi uzatıp,  kontrol altına almak için içinde gezdirdim.
Bir eksiklik sezdiğimde, telaşlanıp içindekileri çıkarmaya başladım. Telefonum bir türlü gözüme ilişmediğinde, etrafa bakındım.

Biri almış olabilir mi? Ancak etrafta kimsenin olmayışı, çalındıysa bile bulamayacağım anlamına geliyordu. Kafeteryada kimse kalmamış, çalışanlar bile gitmişti.

Göz devirmeden edemediğim bu ortamda, yanlızlığın da verdiği içimi kemiren korku, telefonu ve dahasını bırakıp gitme isteği yarattığında, geri çevirmedim.

Adımlarım, ezberlediğim sınıfın yolunu tuttuğunda, başlamış dersin başında olan hocayı hatırlamaya çalıştım. Hocalara pekte hakim olmasam da, gözlüklü, kısa, ve cırtlak sesli ingilizce hocası olmamasını diledim.

Sınıfın kapısını üzerimi düzeltip, çaldığımda içeriden gelen 'gir' sesi işittim. Tanıdık olan bu sesle, bir anlık bırakıp kaçabileceğim aklıma gelsede, bu düşünceyi geri çevirip, kaderimle yüzleşmeyi tercih etmiştim. Aptallık..

Kapıyı araladığımda, çatık kaşları büzük anlı, kemik gözlüğü ve özenle maşalanmış siyah saçlarıyla tam da beklediğim hoca karşımda belirdi.

"Bu saate kadar neredeydin Roséanne?"

Hadi Rosé salla bir şeyler!

"Çöpü atmaya gitmiştik, hocam" saçma hareketler yaparak söylediğim şey hocayı pekte tatmin etmişe benzemiyordu.

"Gitmiştik derken? Kiminle gittin?" Siktir.. koca bir siktir. Şimdi ne yapacaksın Roséanne? Gözümü sımsıkı kapatıp, kendimce o kişiyi bulmaya çalıştım.

"Benimle gitti hocam." Gözümü aniden açıp sesin sahibine döndüğümde, sırıtan bir jimin ile karşılaştım. O da bana baktığında minnettar bakışlarımı gönderip, hocaya döndüm. Hocanın gözleri Jimin ile benim aramda gidip geldiğinde, kafasıyla onayladı.

"Peki Jimin, hadi geçin yerinize."
Gülümseyip, hocanın karşısında saygı amaçlı eğildim. Yerime geçtiğimde, seulgi elindeki telefonu bana uzattı. "Bu sana ait galiba, yerde buldum"