6》uzaylılar tarafından kaçırıldım

154 19 13
                                    

Minho'nun endişe dolu aurası kilometrelerce öteden dahi rahatlıkla hissedilebiliyordu. 

Yarın Jisung ile olan ilişkisinin birinci yıl dönümüydü.

Bu sebeple birlikte de her şeyin kusursuza yakın olmasını ve planlanan tek bir şeyin dahi eksik olmamasını istiyordu.

Adamları büyük parlak görünümlü duvar fayanslarını ve yer karolarını bahçedeki devasa çadırın içine taşımaya çalışırken Minho da elleri belinde bir şekilde onlara emirler yağdırıyordu.

''Fayansların arasında milim fark olmasın, derzi de güzelce çekin.'' şu anda davranışsal olarak tıpkı yazlık tarlada işçilerin başında gezen eynerciler ya da kola bağımlısı bir inşaat ustası gibiydi.

Davranış ve yapı itibariyle onların tüm özelliklerini taşıyor olsa da elbette ki görünüş olarak onlara kıyasla çok fazla eksiği vardı.

Onların statüsüne ulaşabilmek için taş fırınlarca pişirilen ekmeklerden kasa kasa yemesi gerekiyordu.

Atlet veya lastik çizme giymiyordu, göbeği veya başının ortasında açık bir keli, hafifçe kırlaşmış olan saçları yoktu.

Kulak arkalarına bakıldığında mürekkebi tükenmiş bir kalem ya da kırık bir sigara sıkıştırılmamıştı. Vücudunda ise amele yanıkları oluşmamış, vücut tüyleri kıvrılmamıştı.

Tam aksine gıcır gıcır ütülenmiş parlak siyah takım elbise ve onlarla uyumlu siyah rugan ayakkabılar giyiyordu. Çeşitli ve hoş görünümlü kaslara, kahve tonlarında ipek gibi olan gür saçlara sahipti.

Kulaklarında birkaç adet piercing vardı ve vücudunda da herhangi bir güneş yanığı izi yoktu. Ten renginde herhangi bir eşitsizlik söz konusu değildi, üstelik teni de pürüzsüzdü.

Adamlarından biri sordu ''Efendim, ışık kaç kelvin olacak?'' Minho aldığı soruyu birkaç saniye boyunca düşündükten sonra yanıtladı ''6500.''

Adamı aldığı bilginin ardından koşa koşa ışık ayarlamaya gittiğinde Minho da iç çekti.

Bir yılın nasıl geçip gittiğini anlayamamak onu üzüyordu. O, Jisung yanındayken zamanın durmasını istiyordu.

Şu anlık bir sır olsa da o çoktan bu konu -zamanın durması- üzerinde çalışması için birkaç bilim insanını kaçırıp konağının gizli bir bölmesine hapsetmişti. Ama dedik ya işte, şu anlık bu bir sır!

''Efendim!'' kendisine seslenildiğini duyduğunda bakışlarını uzamış çimenlerin üstünden çekerek sesin geldiği yöne doğru baktı.

Birkaç saniyelik sessiz bakışmanın ardından da Minho'nun yüzü nihayet güldü.

Adamları uzaylı kostümleri giymişti ve oldukça komik görünüyorlardı.

Bir başka adam kendi etrafında dönmeye başlarken sordu ''Nasıl olmuşuz efendim?'' Minho gülümsemesini bozmadan içtenlikle yanıtladı.

''Harika görünüyorsunuz. Jisung kesinlikle sizi çok beğenecek.'' adamlar patronlarının sözleri karşısında kendilerinden gurur duydular.

Minho'nun sol kolu olan adam sordu ''Efendim, Bay Han yarın saat kaç gibi gelecek?'' Minho doğruca yanıtladı ''Hastanedeki işi biter bitmez buraya gelecek. Tahminimce öğleden sonra üç gibi.''

Sol kol olan adam başını anladım dermişçesine sallarken bir başka soru daha sordu ''O vakte kadar her şeyin hazır olduğundan emin olacağım efendim. Özel bir isteğiniz var mı?''

Minho aldığı soruyu birkaç saniye gecikmeli olarak yanıtladı ''Şu anlık herhangi bir isteğim yok. Yalnızca gösteri için biraz antrenman yapmaya ihtiyacım var.''

K(¡)ll ør K(¡)ss | MinsungWhere stories live. Discover now