on dört

1.4K 98 27
                                    





cuma
saat 22.06

karizmAli
ulan delirdim mi ben
kafayı yedim gerçekten
abi valla istemeden oldu amk
ne diye girdiysem zaten dibine o kadar
illa bir şaklabanlık yapacağım ya
umarım fark etmemiştir
ya yanlış anladıysa
ya eşcinsel sandıysa beni
lan okula yayarsa ne yapacağım
gerçi okuldakiler sikimde değil de
anama babama giderse sıçarım
tamam dur çok abartıyorum şu an
sanki siktim çocuğu
ama düzgün tanımıyorum işte
ne yapacağı belli değil ki
tamam ali
çocuk sadece taklaya gelmesine şaşırdı
senin yakınlığına değil
aman amma boş yaptım ha
bunu senin söylemen gerekiyordu
senin yerine ben söyledim kardeşim nasılım
tamam sustum gidiyorum
(iletilmedi 22.13)

ali masanın üzerindeki kronometreyi durduğunda saat gece yarısını çoktan geçmişti. sınıf grubuna atılan cevap anahtarının fotoğrafını açıp kontrol etmeye başladı. ilk on sorudan sadece ikisi doğru çıkınca duraksadı. bu kadar kötü geçmemişti aslında. cevap anahtarına bir daha baktı. fark ettiği şeyle rahatladı. yanlış kitapçığın cevap anahtarına bakıyordu.

sonunda kontrol etmeyi bitirdiğinde sonuca pek memnun olduğu söylenemezdi. kötü değildi fakat uzun bir süredir artmıyordu da. yanlışlarını kontrol etmek o an içinden gelmedi. kitapçığı geri çantasına koyarken bugün yuşanın verdiği kitabı çıkarttı. kitabın kapağını aralayıp gelişigüzel bir şekilde sayfaları geçti. rastgele bir sayfayı açtığında altı çizili cümleye gözleri takıldı.

'yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. iyi hayat nasıl geçirilir, çok iyi biliyorum. ama ilgimi çekmiyor. yani yaşamaya büyük bir yeteneğim var ama ilgimi çekmiyor.'

biraz bu cümleler hakkında biraz da yuşa hakkında düşündü. düşüncelerini bölen şey ise telefonundan yükselen bildirim sesi oldu. günün çoktan aydığını odasının siyah güneşliklerinin de yardımıyla fark edemeyen ali bu bildirim sesine şaşırmıştı. telefonunu eline alıp bildirime tıkladı.

beren
uyanınca arasana beni
(görüldü 07.34)

aramak için rehbere girdiğinde cumartesi günü o saatte neden uyanık olduğunu sorarsa ne diyeceğini düşündü. birkaç çalıştan sonra açılan telefonla boğazını temizledi.

"ali?"
"bu saatte niye uyanıksın oğlum?"

"akşam çok erken uyumuşum ya. bir saattir falan uyanığım. ders çalışıyordum."

"aman sanki çok ihtiyacın varmış gibi. neyse neyse. ben ankaradayım da şu an. müsait olursan bugün ya da yarın buluşalım mı diyecektim. özledim seni."

"buluşalım kızım buluşalım da. sen niye geldin hayırdır?"

"kuzenim ameliyat oldu da benim. onu görmeye geldim."

"geçmiş olsun. önemli bir ameliyat mıydı?"

"yok ya hayati değil. burun ameliyatı."

"burnuna bakmaya geldin yani."

beren hafifçe kıkırdadı.

"sus sus çaktırma. ee müsait misin?"

"müsaitim ya. bir işim yok bugün. saat kaçta buluşalım?"

dokuza kadar onWhere stories live. Discover now