Bölüm/5

98 15 9
                                    


...

En güzelide neydi biliyor musun? Ben sustum sen sustuklarımı da duydun...

-Rabia Eren Eşme

Yine aynı karanlık ve yine aynı ben. Ne ben bu karanlıktan kurtulabiliyordum ne de o benden vazgeçiyordu. Belki de farkında değildim bunu sevdiğimin.

Adımlarım kendinden habersiz ilerliyordu zihnim sadece tek bir bakışı algılabiliyordu. Bedenim bu boş sokaklardaydı belki ama ruhumu kaybetmiş hissediyordum. Ama biliyordum ruhum belki de ilk defa gideceği yeri bulmuştu. Ben ilk defa bu karanlıkta bu denli yalnızdım. Bende bir ben eksikti sanki.

Yine aynı yollar son buldu ve ben yine aynı evdeydim. Ruhsuz bedenime rağmen nasıl bu kadar iyiydim, anlam veremiyordum. Belki de ruhum gittiği yerde iyiydi.

Bu düşüncelerde kaybolmuşken Hilal kıpırdanmaya başlamıştı. Bunu görünce odaya geldiğimi farketmiştim. Galiba bir ilkti anneme bakmadan odama geçmem. Ben annemi unutacak kadar kaybolmuştum kendimde.

"Yeni mi geldin?"
Hilal'in sorusuyla ona doğru dönmüştüm.
Ne zaman geldiğimden bile habersizdim ben.

"Evet."dedim sesim belli belirsiz çıkarken.

Bir süre sessiz kaldık ama uyumadığını bliyordum. Soru sormadan uyuyamazdı.
Bu düşüncemi destekleyerek konuşmaya başladı.

"Beni öpmeni unutacak kadar ne dağıttı seni?"
Sorusu beni derinden vururken, ne diyeceğimi bilemedim.
Ben bile bilmiyordum galiba bu halde olmamın nedenini. Tek aklımda olan o adam olmuşken ne düşüneceğimi bile bilmez olmuştum.

"Bilmem iyiyim aslında, yorgunluğumdandır."dedim fakat ben bile ilk defa yorgunluğumu hissetmemiştim. Bu dediğime ben bile inanmazken Hilal'in inanacağını da zannetmiyordum. İçimde sadece tek bir istek vardı, sabah olmasıydı. Ben geceleri düşlerken bu isteğimin nedeni neydi anlamıyordum. Yorgunluklarıma yorgunluk eklenmişken niye sabahı istiyordum?
Bana ne oluyordu?
Belki de artık tek umudum gecenin bitişindeki ferfecirdeydi.

"Dememe rağmen öpmedin hala?"dedi beni kendime getirerek. Haklıydı öpmemiştim hala.
Başımı sallayarak ona doğru ilerledim içimden gelmeyen sahte gülümsemelerimden biriyle beraber. Ve ilk defa Hilal'e karşı sahte bendim, ilk defa onun yanında gerçekliğimden kaçmıştım. Artık dağıldığımın farkındaydım ve kendime gelmeliydim. Yoksa belki de kardeşlerime bile yetemezdim ve onlar benden ibaretti.

Yanağına kondurduğum öpücüğümün ardından üzerinide örttüm.
Diğer yatakta masumca her şeyden habersiz bir şekilde uyuyan Ülkü'ye baktım. Masumluğu kalbime ferahlık getirmişken ipek saçlarını seviyordum. Onunda tenine dudaklarımı narince değdirerek öptüm, yine sevdim kokladım, misk kokusunu tanıdığım kokusunu. Uyandırmak istemediğimden üstünü örtüp yanından ayrıldım.

Kendi yatağıma geçmeden önce gözüm aynadaki yansımamla buluşmuştu. Bakışlarımı ilk defa tanıyamamıştım, ilk defa bir yabancıya bakar gibi hissetmiştim. Saçlarımın renginin bile farklı olmasının nedeni neydi?
Tenim bile bedenimden değil gibiydi.

Bu görüntüyü es geçerek yatağıma doğru ilerledim. Bedenim yatakla buluşunca o rahatlığı hissetmemiştim. Aksine uykum bile yoktu yorgunluğuma rağmen. Gözlerim tek bir bakışı görürken zihnimde tek bir ses dolaşıyordu. Burnum tek bir kokunun özlemindeydi ve ben benim arayışımındaydım.

Gözlerimi yumdum uyumak istediğimden ama yine izin vermedi beni esir eden ben. Bu adamı kendime hapsetmemin nedeni neydi?
Kurtulmakta istemiyordum ama kaybolmamalıydım.
Ben ne yapacaktım, bana ne olacaktı bilmiyordum.
Bilmediğim bir yolda kendimden habersiz bir şekilde ilerliyordum ve biliyordum yolun sonu uçurumdu...

Sondan SonsuzaWhere stories live. Discover now