Bölüm 6- Bileğimdeki İzler

9.9K 1.1K 1K
                                    

Keyifli okumalar canlarım...

Keyifli okumalar canlarım

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Yıldıray

Kalabalıktı. Etrafımda bitmeyen bir gürültü, durmadan koşuşturan insanlar vardı. Işıklar, insanlar, kalabalık o kadar yabancıydı ki alışmaya çalışıyordum.

Beni oturttukları sandalyenin üzerinde oraya buraya aceleyle yürüyen insanları izlerken bir anlığına her yeri yırtılmış kıyafetlerime baktım. Üzerimdeki üniformanın ceketini tutup iyice içine saklandım. Katladığı kolları açılmıştı.

Birden önümde bir asker diz çöktüğünde irkildim. "Ne oldu sana?" diye sordu, bir elini omuzuma koydu. "Ailen nerede?"

Ne diyeceğimi bilemeyerek bir kaç saniye yüzüne bakarken karşımdaki duvara yaslanmış Babür "Çek elini şu pislikten" dedi iğrenir gibi. "Teröristin eniğini getirdik"

Omuzumdaki elini ateşe değmiş gibi çekerken hızla oturduğu yerden doğruldu. "Ne?" dedi şaşkınlıkla. Suratındaki şefkatli ifade anında yerini öfkeye bırakırken "Çıkar şunu" diye tısladı, üzerimdeki askeri üniformanın ceketini çekiştirerek çıkarmaya çalıştığında zaten bana büyük gelen ceketin vücudumdan sıyrılmasına izin verdim.

Anında soğuk vücuduma çarparken ellerimi hızla bacaklarımın arasına sıkıştırdım, o asker arkasını dönüp Babürle konuşmaya gittiğinde dudaklarımı ısırdım. Buraya gelir gelmez o mavi gözlü Komutan bana bir defa dahi bakmadan bir odaya girmişti ve neredeyse bir saattir o odadan çıkmıyordu. 

"Mahi" Duyduğum kız sesiyle başımı çevirip başımda dikilen esmer kıza baktım. Bir elini omuzuma koydu. "İyi misin?" diye sorduğunda bir kaç saniye öylece yüzüne baktım. Merve buradaydı. Altında askeri üniforması, üzerinde beyaz bir tişört vardı. Kollarındaki yaraları böyle daha net gördüm, Kovan'ın bıraktığı morlukları.

Ağzımı açsam ağlayacak gibi hissediyordum bu yüzden sadece kafamı salladım. "Aç mısın?" diye sordu bu sefer, kalın kaşları çatılmıştı. "Herhalde açsın..." dedi daha sonra kendi kendine. Çekik gözlerinin altı çökmüş gibiydi. Yorgun ve uykusuz dursada güzel duruyordu.

"Meva, konuşma şununla" dedi Babür yine. Hitap şekliyle kaşlarım havalanırken "Meva mı?" diye mırıldandım, duymayacağını zannederek konuşsamda duymuştu. "Neden şaşırdın?" diye sordu ters bakışlarını Babür'den ayırırken "Merve değil miydi?" diye sordum kısıkça.

"Merve gerçek adım değildi, operasyon için o kimliğe büründüm sadece" dedi sakin sakin açıklayarak. "Meva ismim" dedi daha sonra, telefonu çaldığında onu cebinden çıkartırken. "Meva Öztuna" diye ekledi.

Telefonu cevaplarken hala omuzumu tutuyordu. Bakışlarım Komutan'ın girip çıkmadığı odaya dönerken omuzlarımı düşürdüm. "Efendim Asel" dedi Meva ve daha sonra karşı tarafı dinledi hafif bir gülümsemeyle. "Döndük evet, iyiyim"

leyl vaktiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora