Kes Sesini

42 3 0
                                    



-Gözlerim yavaş-yavaş aralanmaya başladı..Kapatmak ve hayaller dünyama ya da diyer bir deyişle kendime özgü olan cennetime geri dönmek istedim.Ancak ne yazıkki odama her zaman tam vaktinde ışıklarını yayan lakin benim hayatıma ışık tutmak için epey bir geciken güneş bu işi bir hayli zorlaşdırıyordu.

Oh ve tabikide sevgili abimin günlük sabah rutini olarak önce tatlı sözleriyle sonra baktı ki yok uyanmıyorum bu defa da hoş mırıltılarından çok daha uzak ve sert terliyi ile amacına ulaşmasını saymazssak.

Ah....Allahım neden?

Öhöm neyse işimize geri dönelim.Nerede kalmıştık,Oh evet bu sefer gene şanslı günlerimden birinde olmalıyımki kendi kendime uyandım.

Bakmayın siz kendi kendime uyandım dediyime,aslında ne zaman kendi kendime uyansam hep aynı zamanda, aynı saatde,güneşin henüz daha yeni-yeni doğduyu vakite gözlerim açılıyor.

Garip deyilmi?....Hah bu daha ne ki?

Neyse önce uyandım,biraz gün doğuşunu izledim,ellerimi ve yüzümü yıkadım ve yatağıma tekrar geri döndüm.

Oh hadi ama herkesden erken kalkıp sofrayı hazırlayıp,aile fertlerini uyandırma zahmetine girişmekmi?......Yok teşekkürler ben almayayım.

Neyse bu ıvır-zıvırları geçiyorum,işte uyandırıldım,ailemle kahfaltı yaptım ve hepimiz-ben,kardeşim ve abimle babam-evden ayrıldık.Ben ve kardeşim okula,babamlar ise işlerine gittiler yani sıradan bir rutin işte anlarsınız.

Ah ve bu arada okul hakkında ne mi düşünüyorum?

....Cehennem.

Ama yanlış anlamayın universiteye giden ben için bu bazen o kadarda cehennem gibi olmuyor. Ya da eyer okulumuz büyük bir kütüphaneye ve yine oldukça büyük bir spor salonuna sahip olmasaydı beni hiç bir kuvvet buraya getiremezdi de diyebiliriz.

Ahhh orası tam bir cennet~.......Tabi bir kitabı eve okumak için götürdüyünüzde bir hafta içinde geri getirmeye mecbur olmanızı saymıyorum ve ya spor salonunda karate turnuvalarının haftada sadece bir kez yapıldıyına.Allahım cidden bir kitabı bir hafta içerisinde bitirmekmi?.E peki ben o telaşla nasıl kitabın içeriyini ve yansıttıyı duygularını anlaya bilirim?Oh ve ayrıca bakmayın karate diye tutturduyuma aslında bir çok dövüş sanatı hatta gimlastikde bile iyiyim.Ancak malesef aptal müdürümüz okulda sadece haftada bir yapılan karete turnuvalarına bile sıcak bakmıyor.

Ve evet babam ve abimin sayesinde(babam Japonyanın ünlü modellik şirketinin müdürü,abimse onun yanında modellik yapıyor)çok ünlü ve bir o kadar pahalı bir universteye gidiyorum.Kardeşimse(-benden sadece 1 yaş küçük ama ben ona hep abilik taslıyorum)bir koleje gidiyor.Neyse evet size bu sıkıcı günlük rutinimi anlatıp sizi bezdirdiyim için üzgünüm.

Hadi şimdi en az bunun kadar sıkıcı bir şey hakkında sizi bilgilendireyim.....

Tabikide kendim hakkında!!~

Merhabalar,Bendeniz harika ve bir o kadarda sakar,kurnaz,piskopat(-ki olduyuma hiç inanmıyorum,bu sevgili arkadşlarımın düşüncesi-)öhöm neyse,ve evet bir o kadarda kitap,manga(en çok manga),roman kurdu,yine bi okadarda yetenekli,dövüşde rakip tanımayannnnnnnnnnn.................

CHUUYAAA~

Evet Bendeniz Chuuya Nakahara.

Kendim hakkındaysa belirte bilirimki ehm.....yani 17 yaşındayım(-18 olmasına az kaldı) universteye gidiyorum,sıradan bir öyrenciyim,okuldan-eve,evden-okula.Aynız amanda okumaya ve dövüşmeye meraklıyım,boş zamanlarda resim fln çizerim,ancak genellikle boş zamanım olmaz çünki kendime hep uğraşacak bir şeyler bulurum,.....bulmak zorundayım..

Çünki yalnızlıktan nefret ederim.Ne zaman yalnız olsam düşünürüm,ve düşündüyümdede......

İçinde bulunduyumuz bu karmaşayı düşünürüm.İnsanların kendilerine ve bununlada yetinmeyip doğaya,dünyaya vahşicesine verdikleri zararlar hakkında düşünürüm..

Her gün haberlerde,televizyonlarda insanların umursamaz,kibirli,ahmakca,cahilce verdikleri kararları ve yıkımları görürüm.Genellikle sonunda hiç bir kazananı olmayan,sırf bir avuç toprak parçası için milyonlarca ölen askerlere ve sivillere tanık olurum..

Ben Chuuya ve hiçte sıradan bir çocuk deyilim.Daha çok küçükken,yaşıtlarım parklarda,eylence merkezlerinde mutlu bir şekilde oynarlarken ben hep o beyaz dört duvar arasında,adına hastane denilen ve genellikle yine beyaz önlüklü doktorların verdikleri acı haplarla büyüdüm.Ve daha o zamnlardayken anlamak için daha çok küçük olduyum şeyleri anladım.Hayatın ve İnsanoğlunun ne kadar alçala bileceklerine şahit oldum.Bebeklerle ya da diyer şeylerle oynamam gereken yaşta dünyadaki kötülükleri çıplak gözlerle gördüm.

O zaman anladım.

Bu hayatın ve yaşamın özelliklede insanın nefes alışının bir sonu,ve o sonunda bir başlangıcı var, ancak bazıları bunu görmüyor ya da bilmiyor ya da görüpde bilmemezlikten geliyorlar.

İşte tam o zaman bütün kabuslarıma önderlik eden ses bana seslendi.

"Ohh heyyyyy~"

İşte tam böyle.

"Hadi ama biliyorsunki beni görmezden gelmen umrumda deyil,bu beni durdurmicak~!"

-Kapa çeneni.

"Yok teşekkürler ben almayayım"

-Hahaha.Komiklik abidesi.

"Ne zamana kadar sorunlarından ve benden kaçıcaksın?"

-Kes sesini.

"Ne zamana kadar sende o pislikler gibi insanoğlunun hayatı bir cehenneme çevirdiyini görmezde geleceksin?"

-Çok konuşuyorsun ama sanırım duymuyorsun,kapa çeneni dedim.

"Hadi ama senin onlar gibi olmadıyını biliyorum~"

-Son kez söylüyorum kapa o lanet olası ağzını.

"Biliyorum sen biliyorsun,görüyorsun,anlıyorsun,anlamayada bilmeyede,görmeyede devam edeceksin kabulleneceksin,Kabullenmek zorundasın."

-SUS DEDİM.

"Susmamı isteseydin benimle inatlaşmaz her zaman yaptıyın gibi benden ve her şeyden kaçardın"

-...........

"Artık beni duymamazlıktan,çevrendekileride görmemezlikten gelemezsin.Biliyorsun deyilmi?"

-..Biliyorum..








'Biliyorum....'Where stories live. Discover now