11. bölüm

305 28 44
                                    

Adam kanlar içerisinde yerde bayılmak üzereydi ama Ronas hala hiç durmadan adamın yüzüne yumruk atıyordu.

Korkmaya başlamışdım Ronas'ı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Korkudan ellerim ve bacaklarım titremeye başlamışdı. Hiçbirşey yapamıyorum. Nefes alışlarım hızlanmışdı. Neden bu kadar çok sinirlenmişdi? Adamı gözlerimin önünde öldürüyordu.

Mekandaki herkes korkudan burayı terk etmişti. Arkadan adım sesleri gelince arkamı döndüm. Lucas Bir eli cebinde diğer elinde de içkisini tutmuştu. Rahatsız edici bir yavaşlıkda geliyordu.

Gelip karşımda durduğunda içkisinden bir yudum alarak yerde adamı döven Ronas'a bakdı. Ben korkudan titrerken Lucas'ın bu rahatlığı iyice korkmama sebep oluyordu. Lucas elindeki bardağı yanında duran masaya koyup yere diz çöktü. Ronas'a bakdığımda daha fazla sinirlenmişdi Lucas onun yakasını kavrayarak hızlıca çekip ayağı kaldırdı.

Ronas ayağıya kalkar kalkmaz Lucas'ın dudağına sertçe yumruk attı. Lucas yediği yumrukla geriye doğru sendelenirken dengesini koruyup o da Ronas'ın yüzüne sertçe yumruk attı. Ronas Lucas'ın darbesiyle başı sağına düşdü. Ronas kafasını yavaşça kaldırınca kaşından akan kan yüzüne yayılıyordu. Çatılan kaşlarının altından Lucas'a bakıyordu. Bakışlarımı biraz aşağıya indirdiğimde beyaz gömleğinin her tarafı kan olmuşdu. El boğukları soyulmuş ve kanıyordu. Başımı kaldırıp bu seferde Lucas'a bakdığımda dudağının kenarı kanıyordu, eliyle dudağında ki kanı silerken onunda bakışları Ronas'dan farklı değildi.

Korkudan şoke olmuş onları izliyordum. Yerde yatan adamın acı dolu iniltilerini duyunca başımı eğerek ona bakdım. Yüzü tanınmayacak hale gelmişdi. Üzülmüştüm adam yerden yavaşça doğrulurken hemen yere çöküp kalkmasına yardım ettim. Elimi adamın beline koyduğumda o da kolunu omzuma koydu. Onu yavaşça yerden kaldırdığımda Ronas'ın sinirli bakışlarıyla karşılaştım.

Bana ölümcül bakarken adamın suratına diğerlerinden daha sert yumruk attı. Adam tekrar yere düşünce başımı eğip adama bakma fırsat bile vermeden benim kolumu hızlıca kavrayıp beni peşinden sürüklemeye başladı. Lucas'la dövüşücekdi ama benim adama yardım etmemle onun dikkatini kendime çekmiştim.

Mekandan dışarıya çıktığımızda onun pençelerinden hızlıca kolumu çekerek "Ne Yapıyorsun!?" Dediğimde başımı kızaran kolumdan kaldırıp onun yüzüne bakdım. Kaşındaki yara yavaş yavaş iğleşmeye başlamışdı ama halan kaşından oluk oluk kan akıyordu. Ben bu vampirlere hala alışamadım. Bir yerden okumuştum vampirlerin yaraları birkaç dakika içinde iyileştiğini ama inanmamıştım.

Mavi hareleri bana ölümcül bakışlar atarken "asıl sen ne yapıyorsun? O adama neden yardım ettin!?" Soru sormuşdu ama sesi cevap bekliyor gibi çıkmamıştı. Ona cevap vermedim, vermek istemedim. Başımı aşağıya eğip oynadığım parmaklarıma bakmaya başladım. Bu hareketim onu daha çok sinirlendirmiş olacak ki çenemi sertçe tutarak baktığım yerden kaldırdı. Çok yakındır bir birimize yüzleriniz birbirine değmek üzereydi. Ondan bakışlarımı kaçırarak başka bir tarafa bakmaya çalışdım ama nafile çok yakın olduğumuz için onun yüzünden başka bir yer göremiyordum.

"Gözlerime bak" dediğine sesi çok soğuk çıkmışdı. Korkum iki katına çıkarken onun gözlerine bakdım. Gözleri yüzümün her detayını izlerken bakışları dudağımda kenetlendi. Bakışlarını daklarımdan ayırmadan "cevap ver!" Dedi. Dudaklarımı birbirine bastırdıma bu kadar yakın olmak beni geriyordu. Dudaklarım kuruduğunda için biraz aralayıp dilimle ıslatırken Ronas'ın yutkunduğunu gördüm. Gözlerini dudaklarımdan ayırmadan boşta kalan eli belimi kavradı. Beni kendine daha fazla yaklaştırırken vücudum irkilmişdi. Yüzlerimiz birbirine bu kadar yakınken dudaklarını yavaşça araladı. Dudaklarından sıyrılan sıcak nefesler dudaklarıma değiyordu.

SANA TUTSAKWhere stories live. Discover now