Giriş/İhanet

105 16 28
                                    

İlk bölümler sıkıcı olabilir, ancak diğer bölümlerde bu bölümlere ait paragraflar olacak ve diğer bölünlerden zevk alacağınızı düşünüyorum. Diğer bölümleride okur musunuz?
❣️❣️

Bugün yine sıkıcı bir gündü. Evde kitabımı ve kahvemi yanıma alıp camın yanına oturdum. Dışarıda yağan yağmurun sesi içime huzur dolduruyordu. Kahvemden birkaç yudum aldım ve kitabımı okumaya başladım.
Kitap okumak, insanı bu dünyadan alıp, başka bir dünyaya götürmek gibiydi. Kitap okumayı çok seviyorum. Boş zamanlarımı kitap okuyarak geçiriyorum.

Bugün de yeni bir kitaba başladım. İsmi, kendi karanlığının yıldızı ol. Kitap çok hüzünlü, bir o kadar da güzeldi.kitabı okumaya başladım.kitap güzeldi,bir o kadarda hüzünlüydü. Kitap sayfaları ilerledikçe ağlamak istiyordum, ama ağlayamıyordum. Kitabı bir süre daha okuduktan sonra yanımda ki masaya bıraktım. Kahvemi elime alıp bir kaç yudum içtim, ve telefonumu elime aldım.

Bir cevapsız arama vardı. Bildirimin üstüne tıkladım, sera aramış. Sera ya geri döndüm.

"alo. Sera." dedim.
karşıdan cevap gelmedi, tekrar seslendim
" alo, duyuyor musun? "dedim.
Bir ses geldi.
" y-yeliz,y-ar-dım et."dedi.
çok birşey anlamadım. Endişeli bir şekikde
" Sera sen misin? "diye sordum. Karşıdan bir ses geldi
" e-"
daha birşey demeden telefon kesildi.tekrar aradım
" alo Sera iyimisin? "diye sordum.
sesi titrek ve tedirgindi
" y-yeliz yardım et."dedi.
sakin kalmaya çalışarak odanın içinde dört dönerek
" tamam. Neredesin,yanında kim var bana herşeyi anlat."dedim
sakin kalmaya çalışıyordum ama sera için de endişeliyim.
Sera'nın hızlı nefes alışını duyuyordum. Ve konuşmaya başladı.

"Yeliz, biz ormana gelmiştik. Mine,Oğuz,Keskin, Deniz ve ben. Dağa çıktık, Sen bize, Ayça dağda ki evinde yaşıyor dedin. Bizde onun yaşadığı dağa çıktık,evine geldik.
Ayça ilk normaldi, ama sonra ben size kahve getiriyorum dedi ve odadan çıktı. Aradan 5 dakika geçti, 10dkika geçti. Ama kimse gelmedi, Mine Ayça'yı aradı telefona cevap vermedi. Sonra biz pencereden kaçmaya karar verdik. Oğuz, Deniz ve Keskin camı kırmak için eşya bulmaya çalıştılar. Sert eşyalarla camı kırmaya çalıştılar, ama cam kurşun geçirmez olduğu için çizik bile olmadı. Sonra da ben seni aradım bu Ayça neyin nesi. Bize yardım et"dedi.

Donup kaldım, Ayça öyle bir insan değildi. Ne yapmam gerekiyordu hiç bilmiyordum. Sakin kalmaya çalıştım ve konuştum

"tamam sakin olun, ben Ayça'ya ulaşacağım. Siz sakin kalın. Ben telefonu kapatacağım sonra tekrar döneceğim"dedim
ve kapattım. Ayça'yı aradım. Telefonu 20 saniye sonra açtı.
"alo, Ayça." dedim.
Ayça sakince cevap verdi.
"alo, Yeliz sen misin?" diye sordu. "evet benim" diye yanıtladım.
Ve konuşmaya devam ettim
"Bugün sana misafirliğe birisi geldi mi? "diye sordum.
Ayça" hayır bugün evde yalnızdım."diye yanıtladı.

Nasıl yani? Yalan atan birisi var ama kim? Tekrar konuştum
" tamam ben bugün sana geleceğim"dedim.
Ayça"tamam gel, ben müsaitim."dedi.

Telefonu kapattım ve hemen çantamı aldım, anahtarımı aldım, telefonumuda aldım ve evi kilitleyip, evden çıktım. Hızlı adımlarla arabaya doğru ilerledim. Çantamı sağ koltuğa koyup arabayı sürmeye başladım. Hızla Ayça'nın evine doğru yol aldım. Çok az kaldı, neredeyse vardım, arabayı parketmek için bir yer bulmaya çalıştım. Yolun kenarına doğru yaklaştırdım, ve durdum. Dağın başına doğru çıkmaya başldım. Sert yollardı. Telefonumun sesini duydum. Sera arıyordu.

"yeliz neredesin?" diye sordu.
"Ben Ayça'nın evine doğru çıkıyorum, geliyorum siz beni bekleyin" dedim. Ve telefonu kapattım. Hızlı adımlar atmaya başladım. Birkaç adım sonra artık ev karşımdaydı. Kapıya doğru yaklaştım ve kapıyı tıklattım.

GECENİN IŞIĞINDAWhere stories live. Discover now