6. Deli Et, Sakin Kal, Çıldırtmanın Zevkine Var

23 4 1
                                    


Eve geldiğimizde evde bir telaş vardı. Mis gibi yemek kokuyordu. Ben odama kapanıp dinlenme hayalleri kurarken Fadik Teyze:

"Bugün aile yemeğini burada vereceğiz kızım. Mahir Bey bütün aileyi evliliğinizi kutlamak ve geçmiş olsun dileklerinde bulunmak için buraya davet etti!" dedi. Moralim sıfırlanmıştı eksilere düştü. Melis fırladı sonra içeriden.

"Selam, naber zoraki gelin!" diye neşeyle çığırmıştı.

"Selam?"

"Düğündeki muhteşem başarımdan dolayı senin özel stilistin ve ailenizin organizasyon şefi olarak daimi işe seçildim! Sevindin mi?" derken dans ediyordu.

"Üzüldüm!" dediğimde şok olup doğruldu.

"Neden?" diye haykırdı.

"Seçtiğin kıyafetler çok sıkıcı!" diyerek merdivenlere yol aldığımda güldü Melis.

"Bu seferki seçimime bayılacaksın o zaman!" demişti. Sonra odamın çatı katında olduğunu öğrendim.

"Fadik Teyze önce Işık'ı görebilir miyim?" dediğimde Fadik Teyze gülerek Samet'in odasına gitti. beyazlar içinde çok tatlı bir şekilde çıktı Işık. Gerçekten ışık gibi olmuştu. Beyaz gelinlik gibi elbisesinin üzerinde sarı ışıltılar vardı.

"Ne olmuş sana böyle, yokluğumda büyümüşsün hemen!" dedim şaşkınca onu kucağıma alırken. Melis de:

"Ben hazırladım onu da!" diye çığırmıştı. Birlikte çatı katına çıktık.

Bu sefer giydiğim beyaz elbise gerçekten de çok hafifti. Tesettürümü de sağ olsunlar abartmadılar. Dinlenmem gerekirken yine bir düğüne hazırlandığıma inanamıyordum.

Aşağı indiğimde cenazede gördüğüm her kes buradaydı. Bütün aile üyeleri. Samet ile kol kol girdik ve her bir aile üyesi ile görüştük. Takılar, altınlar havada uçuştular. Bir yemek masası kurdular yetmedi. Salondaki bütün eşyaları atmışlar üç sıra sofra kurmuşlar. Görevliler koşuşturup duruyorlardı falan.

Kiraz ve Bedir geldiler sonra. Çok şaşırdım. İş yerimdeki insanlar gelmeye başlayınca yerin dibine girdim. Şirkette bir zamanlar basit bir getir götürcüyken patronlarının gelini olmuştum. Hakkımda kim bilir neler düşünüyorlardı. Benim gibi daha üniversite bitirmemiş bir kız ve koskoca doktor. 

Başkaları neyse de kendi kendime de böyle saçma düşüncelerle kendimi küçük gördüğüm için çok kızıyordum. Kiraz'ın beni soru yağmuruna tutması gerekiyordu ama bana kızmamıştı bile. Yani normalde yakın arkadaşlar sorarlar değil mi? Ona Samet hakkında tek kelime etmemiştim ben. Samet ile tanıştığımı da bilmiyordu. 

Aslında Kiraz'a biraz darıldım da. Doğrusu onu görene kadar varlığını bile unutmuştum. Yaşadığın onca şey az buz şey değildi nasıl hatırlayacaktım ki. Hastanede yattığımı bile duyurmamışlardı magazinlere. Işık'ın öz annesi bir aile yakını olarak defnedilmişti. Ben de kötü bir evlilik yaşayıp yurda dönen Samet ile evlenen bir kadındım. 

Saçma sapan bir gün geçirdik. Günün sonunda da takılar sayıldı, kontrol edildi ve kasaya sığmadı. Samet:

"Benim kasama koyalım kalanları!" dediğinde:

"Asla!" diye haykırdım. "Benim altınlarım bunlar, benim takılarım. Üzerine konamazsın. Benim! En ufak bir hakkın bile yok onların üstünde." diye cırladım. Melis bile şok oldu. Güldü hafif ortamı yumuşatmak için.

"Kadınların en büyük zevkidir takılar Samet Bey, kişisel algılamayın." dedi.

Sabaha kadar uyumadım, sabah takıları alıp bankaya gidip yerleştirdik Sebo ile. Milyoner, milyarder falan olmuş olabilirdim. Tam 3 setim vardı elmaslı. Elmas kaçakçılarının bile bu kadar zengin olduğunu zannetmiyordum.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin