16. Aşk Var Eldiven Taktırır, Aşk Var Ferrari Yaktırır.

12 2 0
                                    

Ellerimi sıkıca tutmuş ve beni koltuğun ortasına sabitlemişti. Tamamen ona doğru dönmüştüm çünkü Yusuf'u görmek istemiyordum. Utançtan ölecektim artık. Bir de doktoru bekliyordum. 

"Özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim. Senden boşanmadım çünkü babamın ne işler karıştırdığını bilmiyorum ve korktum." dedi. Yavaş yavaş sakinleşmeye başladım. 

"Sence de çok garip değil mi? Babam seni benimle zorla evlendirdi. Şimdi neden boşanmamıza destek olsun ki. Ayrıca ben senin babanla ve ailesi ile barışmanı istedim. Gerçekten niyetim sadece seni kızdırmak değildi. Ama bir daha o konuyu açmayacağım çok sinirleniyorsun ve hazır değilsin anlıyorum. Yani... Babam senin aileni eve getirirken benimle anlaştı, yani bana yardım etti. Sonra sen boşanacağını söyleyince bana çok kızdı. Neredeyse dövecekti beni. Ona tabi senin o insanları görmek istemediğini söylemedim bana yardım etsin diye ama neyse... Yani sonuç olarak. Ben... Senin aksine... Şöyle düşünüyorum... Ben seni kurtarabilmek için biraz çok tehlikeli şeyler yaptım. Ve babam galiba Ruslarla anlaşma yaptı. Benim hayatıma karşılık seni Ruslara vermek istedi. Ama ben buna izin veremem. Çünkü sen kızımın manevi annesisin. Seni de kaybetmesine izin veremem!" 

"Ben hiç böyle düşünmemiştim!" dedim içim ürperirken. Gerçek ve hayali ayırt edemediğimi düşünürken yine Mahir Bey'in kayda alınmış sesi kulaklarımda çınlamıştı. Gerçekten olmuştu o zaman. Ben Doktor'a hiç güvenmediğim için ona ufak bir imada bile bulunmaktan kaçınmıştım. 

"Gidersen seni yine kaçırabilirler. Bu sefer öldürmeyi başarabilirler. Sen kaçırıldığında biz neler yaşadık tahmin bile edemezsin. Ruslar seni diri diri yaktıklarını söylediler. Seni asitle erittiklerini söylediler. Bir sürü şey söylediler. Verdikleri konumlarda aralıksız seni aradık ama hep bulamadık! Bir onu ara bir bunu ara, her şey birbirine girdi ve kabus gibiydi. Seni diri bir halde bulabileceğimize olan inancımı kaybettim ben. O zaman bulduk seni. Oyun oynadılar benimle. Çok korkunç bir oyundu. Babam bir anda fikrini değiştirdi ve senin tarafını tuttu. Yani... Babam bir işler çeviriyor eminim. Ama ne işler çevirdiğini bilmiyorum. Bu yüzden onun istediği hiçbir şeyi yapmamalıyım diye düşünüp senden boşanmadım." 

"Ben kaçırılınca sen ne yaptın?"

"Aklımı kaybettim. Neler yapmadım ki! Çok korktum senin için! Yusuf'a sor istersen! Emirler yağdırdım, şirketteki tüm güvenliği ayağa kaldırdım. Babama meydan okudum. Çok kızmış olabilir buna tabi. Seni bulabilmek için bütün servetimizi harcamaya hazırdım."

"Anladım. Belki de baban bana aşık olduğunu düşünüp korkmuştur."

"Amacı zaten bu değil miydi? Sana aşık olmamı sağlayıp burada kalmamı sağlayacaktı sen söylemiştin bunu?"

"Hayır hayır! Öyle değil. Sendeki aşk başka boyutta. Aşk var eldiven taktırır, aşk var Ferrari yaktırır! Bu öyle bir şey! Senin Ferrarini bırakıp parayı yakarak ısınan aptal bir keşiş olmandan korktuğundan benden kurtulmak istemiş olabilir. Bence mantıklı. Benim bu kadar servetim olsa ben de çocuğumun bir kız uğruna tırnaklarımla kazıyarak elde ettiğim servetimi hiç etmesini istemezdim." 

"Saçma. Hem eldiven taktırır ne? Böyle bir söz yok... Sen uydurdun!" 

"Bilmem. Kiraz ile sık sık kullanırız biz bu deyimi." dedim kafam karışırken. 

"Ne için kullanıyorsunuz peki? Anlamı ne ki?" Gözlerimi kıstım. Sonra düşündüm. 

"İlk okuldayken İsa ve Kiraz sürekli kavga ederlerdi sonra da aşık oldular falan. Kar yağarken dışarıda oyun oynarken İsa Kiraz'ın üşüyen ellerini ısıtmak için ellerini tutmuştu. Sonra bizim sınıfta Nergis vardı bir tane. Hep tiksinirdi ve eziklerdi sevgilileri. 

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin