SPELL OF THE WARRIOR | aegon targaryen.

2. BÖLÜM

Elaeryn Targaryen hayatı boyunca birçok olaya şahit olmuştu. 

Beş yaşındayken ejderhası Nightfyre çok sevdiği kuşu Limon'u gözlerinin önünde tek lokmada yutmuştu. Yedi yaşındayken annesi ölmüş, babası ise onu terk etmişti. Sekiz yaşına geldiğinde kendisine hizmet eden kızlardan biri olan Yvonne'u, kendi yatağında, büüyükamcasına şarap dolduran çocukla yakalamıştı. Ne olduğunu anlamadığı için olanları ona anlattığında ise Lord Loras ona hiçbir şey dememişti. Ancak sabah olduğunda hizmetçi çocuk da Yvonne da kalede değildi.

Ancak başına gelen hiçbir olay bugün olacaklar kadar tuhaf değildi.

Büyükamcasının yanında, ellerini önünde birleştirmiş bir şekilde sessizce duruyor, üvey annesinin cenaze törenini izliyordu. Yeşil gözleri hayatında ilk defa gördüğü bu yeri inceliyor, dudakları hoşnutsuzca kıvrılıyordu. Etrafta sudan, birkaç kasabadan ve bir kaleden başka bir şey yoktu. Eski Şehir'e kıyasla tezat bir görüntüydü. Kulübeler bile Eski Şehir'dekilerin aksine mimari bir değer taşımıyorlardı, başlarını sokabilecek bir yer olması amacıyla inşa edilmiş barakalar gibiydi. Anlaşılan Lord Corlys zenginliğini kendi kalesi için harcamış, halkına hiçbir yardımda bulunmamıştı.

Kral Viserys ve Kraliçe Alicent çocukları Prens Aegon, Prenses Helaena, Prens Aemond ve Prens Daeron ile beraber duruyor, cenaze törenini sakin ve ciddi bir yüz ifadesiyle izliyorlardı. Prenses Rhaenyra, Sör Laenor ve oğulları Prens Jacaerys, Prens Lucerys ve Prens Joffrey ile onların hemen sağ tarafında duruyordu. Prens Daeron. kraliçenin yeşil elbisesinin eteğine tutunuyorken prensesin oğulları ise annelerine yakın duruyor, kendilerine yargılayan bir ifadeyle bakan Sör Vaemond ve ailesinin bakışlarından kaçınmaya çalışıyorlardı.

"Riña laena tēmbi lanta true-born daughters va se rāenion."

(Leydi Laena, arkasında iki meşru kız çocuğu bıraktı.)

Lord Corlys'in erkek kardeşi Sör Vaemond Velaryon yeğeni Laena'nın külleri denize dökülmeden önce, Velaryon Hanesinin cenaze geleneklerini yerine getiriyordu.

Bir Targaryen öldüğünde bedeni yakılırdı, bir Velaryon öldüğünde ise külleri denize dökülürdü. Yarı Targaryen yarı Velaryon olduğunuzda ise bedeniniz önce yakılır sonra da denize dökülürdü. Denizden gelmişti Velaryonlar, ve öldüklerinde gidecekleri yer ise, yine deniz olacaktı.

"Though pōja muña kessa daor return hen zirȳla voyage, kessi mirre umbagon bound hēnkirī isse ānogar."

(Anneleri yolculuğundan geri dönmeyecek olsa da, kanla bağlı kalacaklar.)

Leydi Laena'nın küçük ikiz kızları Baela ile Rhaena başlarını öne eğmiş sessizce duruyorlardı. İkisi de üç dört yaşlarında görünüyordu. Yaşları küçüktü, fakat Tanrılar için annelerini kaybetme acısına katlanacak kadar büyüklerdi. Kız çocukları annelerinin ölümünden sonra olgunlaşırdı, olgunlaşmak zorunda kalırlardı.

"Lopor courses rȳ velaryon ānogar. Īlvon dakogon qumblie. Īlvon dakogon drēje. Se īlvon ēdruta dōrī vasrie."

(Tuz, Velaryon kanından geçer. Bizimki kalın. Bizimki doğru. Ve bizimki asla incelmemeli.)

Sör Vaemond konuşmasını bitirdiğinde, Prenses Rhaenys'in dudaklarından küçük bir hıçkırık kaçtı. Annesi Leydi Baratheon'dan miras aldığı siyah saçları her zamanki gibi topuz değildi, örülüydü. Laena küçükken leydi annesinin kuzgun karası saçlarını çok sever, onlar örmek isterdi. Prenses Rhaenys ise buna izin verir, anne kız arasında tatlı anlar yaşanırdı. Artık ölü olan kızının anısına saçlarını örmesini istemişti hizmetçi kızdan.

Henüz kırk yaşlarında olmasına rağmen son bir haftada on yıl yaşlanmış gibiydi. Kızının küllerinin denize dökülmesini izlerken acı ve kederle kıvrılmıştı dudakları. Bir annenin en büyük korkusu çocuklarının cenazelerine katılabilecek kadar uzun yaşamaktır. Prenses Rhaenys ise, ilk doğan çocuğunun cenazesine katılacak kadar uzun yaşamıştı bile.