Bölüm 5 ☀️✨🧚🏻‍♀️

409 50 13
                                    

Selaaammm 🙋🏻‍♀️ nasılsınız bakalımm hadi bölüme dalıınnnn 🏊🏻‍♀️ cıp cıp

☀️

Özenle giyilmiş okul forması, kolundaki kırmızı şerit, yüzündeki sert ifadesi ile üç senedir olduğu gibi yine bahçe kapısının yanındaydı Kim Seungmin. Her şey her zamanki gibiydi ama tek farkla o da kıvırcık saçlarıydı. Rüzgarda savrulan kıvırcık saçları onu daha sevimli ve daha az sert gösteriyordu. O farkında değildi tabii.

"Sen onu yap sana götümü vereceğim." Elinde tuttuğu iki kahve ile Jisunga omuz atarak konuştu Chan. Kurduğu cümle kısa olanı sinirlendirirken ters bir bakış atıp, sevgilisinin yerine cevap verdi.

"O koca götünü kesersem görürsün Chan."

"Kanka mecaz."

"Sikerim mecazını." Bacağına tekme atmak için hareketlenmişti ki Jeongin bıkkın ifadesini üzerlerine dikip konuştu. "Zerre kadar uyumadım eğer o kahvem dökülürse ikinizin de elimden çekeceği var."

"Ay sabah sabah ne bu gerginlik ya sakin olun biraz. Changbin, dudak kremimi verir misin?" Kolları ağrıdığı için Changbin, inatla çantasını elinden almıştı şimdi ise her şeyin olduğu çantada mavi renkli kremi arıyordu. "Nerede yavrum ya? Ön göz mü arka göz mü?"

"Ver bana çantayı."

"Olmaz sen söyle ben bulurum." Jisung ve Changbin aralarında konuşurken Chan da banklarda gördüğü Minho ile Jeongine döndü. "Jeongin saçım nasıl lan?"

"Götüm gibi."

"Minhonun yanına gideceğim ciddi soruyorum." Omuz silkip baş parmağını hava kaldırdı. Chan memnuniyetle gülümseyip resmen koşarak yanına giderken derin bir nefes verdi. Yanındaki çifte kumruları ardında bırakıp kapıdan içeri girdi.

"Yang Jeongin dur orada."

Boş olduğunu düşündüğü bahçede ona kimin seslendiğini çözemediği için arkasını döndü hızlıca. Ve yemin ederdi ki soğuktan burnu, yanakları kızarmış, kıvırcık saçlı, kızmaktan çok sevimli bir ifade ile ona bakan Seungmini beklemiyordu.

"A başkan napıyorsun burada?"

"Jeongin sanki her sabah burada beklediğimi bilmiyor gibi şaşırıyorsun bir de. Her neyse senin okul kıyafetinin hali ne böyle?" Evet, bilmiyordu çünkü genelde sivil gelirdi bu yüzden okulun arkasındaki duvardan atlayarak okula girerdi. Eh blok değiştirmek biraz zor olsa da kombinlerini herkese göstermeliydi.

"Sana diyorum." Seungmin ona doğru bir adım attığında yan bir sırıtışla üzerine yürüyüp boylarını eşitledi. Gözlerini gözlerine kenetledikten sonra burnunu diğerinin burnuna sürttü. "Ne varmış halimde?"

Anlık bir stres yükselişi ile Seungmin tıpkı bir domates gibi kızarırken geriye doğru bir adım attı. Ancak adımları birbirine girdi ve kısa süreliğine dengesini kaybetti.

Jeongin fırsattan istifade uzun parmaklarını ince beline ve bileğine sarıp olası bir kazayı engelledi. "Azıcık yaklaşmamla bu hale geldiysen seni öpseydim bayılırdın herhalde. Ben de cezadan kurtulurdum. Aslında fena fikir değilmiş gel seni bir öpeyim."

Seungmin hızlı bir şekilde toparlanıp onu itti. "U-uzak dur benden! İsmini buraya yazacağım müdür yardımcısı ile konuşursun ceza meselesini salak." Çatık kaşları ve hala kırmızı olan yüzü ile omzuna çarpıp hızlı hızlı okula yürümeye başladı. Sarf ettiği salak kelimesi ile siyah saçlı olan daha çok gülmüştü.

Jisung, koşarak arkadaşının yanına geldiği gibi ensesine vurup güldü. "Ne oldu lan az önce?"

"Hiç, sadece onunla uğraşmak istedim, hadi gidelim."

You made me shine ☀️ SeunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin