1. Kısım / 4. Bölüm (KAFAMDAKİ SESLER)

45 10 20
                                    

BÖLÜM 4: Kafamdaki Sesler

Bölüm şarkısı: Every Breath You Take - The Police

Bölüm şarkısı: Every Breath You Take - The Police

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

---

1 Ocak 2150

Saat 9.45

*

Hayat enteresandı. Hiçbir şey düşündüğünüz gibi ilerlemiyor, sizinle resmen oyun oynuyordu. Rüzgarın sizi bir oraya bir buraya savurmasına aldırmıyor, daha da şiddetli sallıyordu. Duvarlarınızı bir bir yıkmıyor, deprem etkisiyle hepsini altüst ediyordu ve sizi bir enkazın altında bırakıyordu. Size ne kadar dayanıksız olduğunuzu hatırlatmaktan hiç mi hiç yorulmuyordu. Şimdi ise korkunç bir anda evimiz sallanıyordu ama bu sefer ne deprem ne de bir fırtına sallıyordu. Biz sallıyorduk, acımadan tüm gücümüzle yıkıyorduk evimizi.

Elimde hastanede bulduğum bir kitap, karşımda kardeşim, ona uyurken kitap okuyordum. Belki beni duyar, sakinleşir ve güvende olduğunu hisseder. Yarım saattir kitabı "Güneşi Uyandıralım" adlı bu kitabı okuyordum ve 33. sayfaya çoktan gelmiştim bile. Ama bir cümle hızımı kesmeme neden oldu.

"Yavaş yavaş unutacaksın, ileride hatırladığında her şey o kadar uzak gelecek ki acı duymayacaksın." 

Olası mıydı bu? Gerçekten zaman bir şeyleri dindirmeye yetecek miydi, ya da gerçekten öyle bir zaman var mıydı? Aklıma annemin hep tekrarladığı bir söz geldi, "Zaman değişmez, zaman durağandır. Değişen insanlar, düşüncelerdir." . O zaman ya değişmezsek, o zaman acı da mı geçmeyecekti? Ama tabii, herkes değişirdi bir yerden sonra. Öyle söylenirdi hep. Değişmemek imkansızdı. Hüzünler, kırgınlıklar, yaşanmışlıklar... Bunların hiçbirini hissedemediğimiz zaman, insanlığımız elimizden alındığında, o zaman sonumuz gelirdi. Tüm acılar yerli yerinde kalır, bize her gün hatırlatırdı kendini. Gerçi, nasıl hatırlardık ki? Hatırlamak için unutmak gerekmez miydi sizce de?

Birkaç sayfayı atladım. 64. sayfaya gelince durdum. Gözüme ilk çarpan cümleyi dışımdan okudum.

"Derler ki insan yüreği acımasızmış, ama benimki acıyor..."

Zézé, belki yakında o duyguyu da unuturuz.

Sayfa 80.

"Bir karar verdin, asla dönüp arkana bakma..."

Ah, zor olan da bu değil miydi zaten? Bir hedefe doğru yürürken maziye dönmemek... Oysa ayaklarımızın adım adım ilerlediği tek yön, önümüzdü. Arkaya bakmak neye yarardı?

Sayfa 98.

"Mutluluk olduğu yerdedir, olmasını istediğimiz yerde değil."

GARDENYA -Buzul Durağı-Where stories live. Discover now