yeniden doğuş 18. bölüm

16 2 2
                                    

≠2 hafta sonra ≠

sera iyiydi fakat ameliyattan çıktığından beri uyanmamıştı.
artemis yanından 1 saniye bile ayrılmıyordu. sadece kişisel ihtiyaçlar için çıkmış onun dışında yemek bile orda yemişti. gerçi sera yokken boğazından geçmiyordu. felix de sürekli ordaydı fakat günün çoğununda tuba ile birlikteydi tuba ona iyi geliyordu.
kral yanlarına 2 haftada sadece en fazla 2 kere uğramıştı. kraliçe sürekli geliyordu.
tuba hem abisini hemde felixin umutlarının gitmemesinin tek sebebiyi. tuba ve felixin arasında da bir bağ oluşmaya başlamıştı ama ikiside daha farkında değildi.
zaten böyle bir durumda akıllarına bile gelemezdi.
canı ile boğuşan seranın durumu stabildi.
artemis serayla sürekli konuşuyordu ve o an gözlerinden gitmiyordu.
hayla pişmanlığını yaşıyordu.
krala olan öfkesi de gitmemişti.
ayrıca artemis kimsenin üstü aranmadan odaya almıyordu.
Sera bir melek gibi uyuyordu.
Artemis ona uyuyan güzelim diyordu.
Bunun sebebi olan adam ise hayla iğleşememişti...

≠tubadan≠
Sabah 11.00 gibi uyandım üstümü giyinerek saçlarımı yaptım renkli giyinmek içimden gelmiyordu sanki cenaze var gibi Herkes çok üzgündü Çünkü bunun nedenini de anlayabiliyordum. o yüzden herkes simsiyah giyiniyordu Krallık resmen yasa boğulmuştu. Mutfağa giderek bir kahvaltı tabağı aldım ve doğru direk felix'in odasına gittim.
Kapıyı İki kere tıklattım ses gelmedi. yine tıklattım yine gelmedi.
En sonunda seslendim.
"Felix... içeride olduğunu biliyorum."
Cevap gelmedi.
"Biraz daha ses vermezsen içeriye gireceğim."
Birkaç kere daha seslendim fakat hiç ses gelmedi en sonunda bir şey olduğunu sandım ve korktum.
Elimde tabakla hızlıca içeriye girdim.
Felix tam Kapının karşısında duran yuvarlak pencerenin önündeki minderlere oturmuş kulaklığı ile dışarıya doğru bakıyordu.
Ben içeriye girince irkildi ve hemen kulaklığını çıkardı bana doğru bakınca derin bir nefes aldı.
"Sen miydin? korktum birden girince."
"Sana seslendim ama duymadın bende içeriye girdim..."
"Üzgünüm duymadım müzik dinliyordum."
"Sorun değil."
Elimdeki tabağı havaya kaldırarak gülümsedim.
"Sana kahvaltı getirdim."
Felix burukça gülümsedi.
"Teşekkür ederim yemek istemiyorum. Biliyor musun ablamda ben üzgün olunca hep böyle yapardı."
Yutkunamadım.
" Şimdilik ben varım olmaz mı? Ablan uyanacak Sonuçta yakında. Uyandığı zaman o da sana getirecek yeniden."
"Aç değilim. Teşekkür ederim."
"İnatçı."
Kapıyı kapatarak yavaşça felix'in yanına gittim ve ayak ucuna oturdum yanımızda Duran masaya tabağı koydum.
Elimi dizine koydum.
"Seni anlıyorum. Ama lütfen umudunu yitirme ablan uyanacak."
"Biliyorum. Yani öyle hissediyorum. Bor tarafım her an uyanabilecekmiş gibi hissediyor ama artık sabır gösteremiyorum.
"Yakında uyanacak"
Diyecek başka bir şey bulamadım sadece susmak geldi elimizden.
Sessizliği bozmak için Masadaki tabaktan Bir çatal peynir aldım ve ona uzattım.
"Aç ağzını"
"Yok artık şaka yapıyorsun herhalde çocuk muyum ben?"
"Ne var ya?"
Çatalı ağzına doğru daha çok yaklaştırdım o da dudaklarının birbirine bastırarak kafasını çevirdi.
Oturduğum yerde doğruldum ve ona doğru eğilerek kafasını kendime doğru çevirerek çatala yaklaştırdım dirense de bana zarar vermemek için çok çabalamıyordu yine dudaklarını birbirine çok sıkı bastırmıştı.
"Zor oynuyorsun ha!?"
Çatalı hemen yanımıza koyarak bir elimle burnuna doğru uzandım ve burnunu kapattım ağzını açmasını bekledim ama uzun bir süre nefesim tuttu.
"Yuh insan biraz açar ağzını!"
Yanaklarından bastırarak ağzını açtırmaya çalıştım fakat yine açmadı.
Biraz daha yaklaştım ve tam onu kendime çekecektim ki dengemi kaybettim ve düşüyor gibi oldum tam o sırada duvardan destek aldım. Ve o ani bir hareketle belimden tuttu.
- oyuk şeklinde bir cam var,camın önünde minderli bir oturma yeri var, Felix duvara yaslanmış halde bir bacağı aşağıya doğru sarkıyor bir bacağı ise kendine çekmiş , Tubanın ise bir bacağı felixin bacağının arasinda diger bacağında yere basıyor felixin üstüne eğiliyor.-
Heyecandan birden nefesim kesildi ve ikimizde donup kaldık. Farkına varınca hızla kendimi toparladım.
Ve Ayağa kalktım. Felix ise şok olmuş bir halde bana bakıyordu.
"Ben artık gideyim sen yemek ye."
Felix cevap bile veremedi ve ben hızla odadan çıktım.
Odama giderek kapıyı kapattım.
Papatya kokan odadaki yumuşak yatağa attım kendimi. Yastığa suratımı gömerek bir çığlık attım. Sonra sırt üstü döndüm ve tavanı izledim. Bu hissettiğim neydi bilmiyorum.
Çok garipti içimdeki bu his.
Ne yapacağım bilmiyorum.
Böyle bir durumda böyle hissetmem yanlış mıydı.
Tam olarak ne hissediyordum ve ya oda böyle hissediyor muydu.
Yatakta sürekli dönüp durdum ve bunu düşündüm. Abimin yanına gidemedim Çünkü böyle bir durumda onunla Bunları konuşmak çok bencil bir hareket olurdu. Sera bu haldeyken Abim bu kadar kötüyken bunları onunla konuşamazdım Aslında böyle hissetmek bile yanlış geliyor böyle bir  durumda.
Bunları konuşmak için en iyi kişinin yine Felix olduğunu düşündüm ne olduğunu bile bilmediğim duyguları O da hissediyor mu diye konuşmak istedim.
En kötü gidip sadece özür dilerdim ve sonra odama yine dönerdim bu işleri de ya İçime gömerdim ya da anladıktan sonra yine gelirdim.
Kalktım aynada kendime baktım hızlıca saçlarımı düzelttim ve üstüme daha şık bir şeyler giydim içimdeki bu kelebek hissi ve bu heyecan tarif edilemezdi bana ne oluyor  böyle.
Hızlıca odadan çıktım ve hızlı adımlarla
Felix in odasına gittim.
Tam kapıyı çalacaktım ki durdum derin derin nefes aldım çalıp çalmamak arasında kaldım kapıyı.
Birkaç kez elim tam kapıya gidecek gibi oldu fakat durdum düşündüm.
En sonunda tüm cesaretimi topladım ve kapıyı çaldım.
"Felix... gelebilir miyim?"
Bir süre ses gelmedi ondan sonra felix'in sesini duydum.
"Gel."
Yeniden derin bir nefes aldım ve kapıyı açarak Odaya girdim.
Felix ayakta beni bekliyordu elleri cebindeydi ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
"Konuşmalıyız."
"Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim."
Tam hislerimi ona söyleyecektim ki derin bir nefes aldım ve odaya aniden bir muhafız girdi.
" Efendim rahatsız ettiğim için çok özür dilerim ama prenses Sera uyandı bilmek istersiniz diye düşündüm!"
İkimiz de şok olmuş bir şekilde muhafıza baka kaldık.

yasak krallıkWhere stories live. Discover now