DÖRTÜNCÜ BÖLÜM
⏳️
♣︎ŞARKI : Son Seslenişim ♣︎
Keyifli okumalarr♥︎♠︎
İnsanları anlamıyorum, hayattan; güç ,başarı , saygı istiyorlar ,dünya için gerekli olan şeylerden üçü bunlardı ama bunları her şeyden ,herkesten daha çok , her şeyden önce istemeleri ,beni şaşırtıyor. Bazen insan yalnız kalmamayı istemeli , sevilmeyi , ait hissedilmeyi ,özel olduğunu hissedilmeyi , memuluna kavuşulmayı ,mutlu olmayı... istemeliydi her şeyden önce; ruhumuzun doyurmamız gerektiğini bilmeliydik .
Belki bunlar benim ihtiyaç duyduğum isteklerdi, ondandır öncelik hâline getirmem. İhtiyaç duyduklarım , ruhumun aç olduğunu hissettiriyordu bana. Evet bu yaşlı ruhum , en küçük hücresine kadar açtı ,doyurmuyorlardı , doyurmuyordum , yaşlı ruhum genç bedenimi hak etmiyordu , ruhuma kalkan olan bu genç bedenimi ruhumla eskitiyordum... ben öyleydim işte. Sahiplenmiyordum hiç bir şey gibi , kendimi bile sahiplenmeye acizdim. Yabancı olmuştum hem bedenime hem de ruhuma ve bana ait olan her şeyi gibi...
Annemin sesi geliyordu . Kahkahalar atıyordu . Gülüyordu , babamla gülüşüyorlardı . Beni gördü , tanımış gibi bana sesleniyordu
"Mila kızım hadi ama uyan artık hadi kızım uyan "
diyordu ,sesi şefkatliydi ,sesi mutluydu , sesi beni seviyordu, sesi beni tanıyordu ... odamdan çıkıp merdivenlerin korkuluklarından aşağıya baktığımda ,annem buradaydı beyaz bir elbise içinde buradaydı . Babamla dans ediyorlardı. İkisi çok mutluydular, babamın yüzünde dişleri görünür bir şekilde kocaman bir gülümseme vardı . En son ne zaman onu öyle gördüğümü bile hatırlamıyordum .
İlk annem beni fark etti "kızım hadi neden orda bekliyorsun? yanımıza gelsene " diye aşağıdan sesleniyordu bana, ben yerimden kıpırdamıyordum bir türlü . Yanlarına gitmek istiyordum , yanlarına gitmek için can atıyordum ama gidemiyordum, annem babamın yanından ayrılıp yalın ayaklarıyla merdivenlerden yukarı çıkarken koşuyordu.
Uzun, dalgalı, kahverengi saçları koşuşturmalarıyla ahenkle dans ediyordu, hala genç kızlara taş çıkartacak bir fiziği vardı ve hala çok güzeldi . Neyse ki yanıma varmıştı artık , karşımda durduğunda annemle aynı boyda olduğumu fark ettim . Kehribar rengi gözleri bana sevgiyle bakıyordu, dolgun pembe dudakları, beyaz teni vardı .
Anneme öyle bir dikkatle bakmıştım . Ona o kadar çok dikkatli baktım ki anneme ne kadar benzediğimi fark ettim. Annem ellerimi tutup kocaman gülümsedi gülüşüne eşlik eden derin gamzeleri belirginleşti , o güldüğünde kanayan yaralarımın kanı durmuş gibiydi .
"kızım niye burada kaldın hadi benimle gel"
dedi , sesinden şefkati hissetim , sesinden bir annem oluğunu ve terk renge dönüştüğünü hissetmiştim . Annem ellimi sımsıkı tutmuştu sanki hiç bırakmayacak gibiydi bu el tutuşu . Annem babamın odasına doğru gidiyordu ve benide yanında götürüyordu . Birlikte babamın odasına yürürken hiç görmediğim bir şekilde kıkırdayıp gülüyordu , gerçi ben hiç annemin gülüşünü görmemiş ve duymamıştım ki .
Bakışlarımı annemden ayırmıyordum , ona büyük bir özlem ve hayranlıkla bakıyordum. Babamın odasına vardığımızda annem kapıyı açıp , içeri girmemizi sağladı, içeriye girdiğimizde odanın hiç değişmediğini fark ettim çocukluğumda bir kez girdiğim odaydı . Annem ellimi bırakıp etrafında dönüp gülüyordu, ellimi tekrar tutup kocaman kitaplığın yanına götürdü, kitaplığa bi süre baktığımda Pablo Neruda 'nın kitabını gördüm .
![](https://img.wattpad.com/cover/360020513-288-k76338.jpg)
ESTÁS LEYENDO
MEMUL
General Fiction"Relicta, anlamı ne?" "Terkedilen" "Bazı insanlar terkedilir kiraz çiçeğim" "İnsanlar terkeder Arel"