çatlak gelin.

904 64 38
                                    

Oylar ve yorumlar yapılmaya başlandıysa, başlayalım mı canlarım?

Keyifli okumalar...

"Neredesin sen?" Mutfağa girdiğim gibi Bawer'in annesi yani yeni kayınvalidem Zaza annenin yaşlılıktan titreyen sesi yükseldi.

Kadın böyle değildi. İki sene önce görmüşüm ben bunu,bir düğünde. Vallahi bir gelin almış,iki yılda karıyı ne hâle getirmiş. Tch,ne gelinler var kaynanam,ben sana şifa olacağım şifa.

Arkamdan kimse geliyor mu diye kontrol etti fakat kimse gelmeyince iki elini beline koyup kafasını yukarı dikti. "Sabah sabah ağa oğlumun koynundan çıkıp nereye gidersin?"

Şöyle bir mutfağa göz gezdirdim. E ana, herkes buraya toplanmış zaten arkama niye bakıyorsun.

Eltilerim(şüpheli),
Görümcelerim,
Yardımcılar(üzerlerinde fistan var tam emin değilim),
Benim kayınvalidenin iki görümcesi ve onların da iki kızı yanındaydı.

Eltilerim ve görümcelerimin 4 tane olduğunu söylemiş miydim? Benim kaynanam 10 tane çocuk doğurmuştu. Anam hemde ikisi düşük olmuş. Mübarek,sıkılmış doğurmuş.

İki görümcem ve 4 kaynım evliydi. Bir kaynım ve iki görümcem evli değildi.

Sesimi çıkarmadan yanına yanaştım, yanaştım derken bir anda yanağını öptüm. "Sana da günaydın ana." Yanağını öpmemin şaşkınlığı ile bana bakakaldı.

Arkadan ayıplarcasına sesler çıkmaya başladı. Ne yapsaydım? Elinden öpsem kadın yaşlı hissedecekti kendini.

"O senin anandır! Arkadaşın değil? Elini öp hemen!" Arkadan kayınvalidemin görümcesi çatlayan sesi ile bağırırken aptal aptal gülümsedim.

"Anamsa madem,ben anamı hep yanağından öperim. Genç hissettirdiğini söyler hep yanağını öptüğümde. Sen yaşlı mısınki ana? Hem memnun olmadıysan, elini de öperim."

Elini zorla yakalayıp ilk önce dudaklarıma sonra da alnıma götürdüm. Hâlâ şoktaydı kadın. Ne yaptık,bir yanağından öptük he.

Karşımda ki kadın ilk defa görüdüğü muamele karşısında kızardı. Utançtan mı yoksa kızgınlıktan mı bilmem ama (kesinlikle kızgınlıktan) pek takmadım.

"Yaşlı mı duruyorum oradan bakınca! De haydi! Yürü hamur açılacak." Beni sırtımdan bir kaç kez itekleyerek yer sofrasının önüne getittirdi. Memnuniyetle oturdum ve sofrabezini üzerime aldım.

"Bir şey diyeyim mi? Harika börek açarım. Ama öyle böyle değil. Parmaklarınızı yersiniz." Bütün kadınlar (yardımcılar da dahil) sedirlere oturmuş beni izliyorlardı.

Yüzümde keyifli bir gülümse, dudaklarımdan kaçan bir pop müziği ile mırıldana mırıldana hamuru açmaya başladım.

Âdettendir,gelin ilk gecenin sabahı gelinlik görevini o sabah ki kahvaltıyı hazırlayarak yapar. Benim sabah erkenden kuyumcu kuyumcu gezmem şoku..

Böreğimi açtım,kat kat yağlayıp üst üste dizdim ve fırına yolladım. "Ana, yeni mi bu? Reklamlarda gördüm, buharla pişirme özelliği de varmış, pişirir miyiz? Ben yaparım." Hevesli hevesli buhar haznesi ile oynadım.

"Sen çocuk musun?" Diye bir ses yükseldi arkadan. Durmak zorunda kaldım. Tükürüğüm yavaş ve zorlayıcı bir şekilde boğazımdan indi. Bütün keyfim kaçmıştı.

Evet,çocuktum. 18 yaşındaydım ben. Çocuk sayılmaz mıydım? Mahkum bırakıldığım hayattı bu benim. Sizin mahkum bıraktığınız hayatımdı. Ve şimdi bana, neşemden ve merakımdan dolayı çocuk mu deniyordu?

SİSUWhere stories live. Discover now