1.6

202 14 21
                                    

"Nasılsın hasta güzeli?" Dedi Çınar kapıya yaslanmaya devam ederken.

Cevaplayıp içeri almazsam, orada durmaya devam edecekmiş gibi bakıyordu gerizekalı.

"Hasta bir insan nasıl olursa öyleyim Çınar, sağol." Deyip içeri geçmesi için yer açtım. O da gülümseyip geçti.

Çınar mutfağa girdi ve tabak çıkarmaya başladı, bütün dolapları karıştırmıştı tabak bulmak için.

"Tavuklu ve sebzeli çorba yaptım, İnstagram'da karşıma çıkmıştın, sanırım en sevdiğin çorba bu. İçmen için vitamin ve ilaç getirdim. Ondan öncesinde, zencefilli ve ballı ilacı da unutmayalım. Bunları alırsan ve dinlenirsen hastalığından eser kalmayacaktır hasta güzeli." Dediğinde ağzım beş karış Çınar'a bakıyordum.

Ulan annem bu kadar detayına girmezdi be.

Çınar bana doğru döndüğünde, sırıttığını fark ettim. "Ağzını kapat bence, maazallah yemekten önce başka bir şey falan kaçar Allah korusun." Dedi Çınar imayla.

İmansız, islamsız, müminsiz, putperest, şerefsiz, göt, pezevenk.

Nasıl bir bakış attım bilmiyorum ama Çınar'ın gülerek önüne dönüp tabaklara çorba koyduğunu gördüm.

Yanında pekmez ve tahin de ekledi son kez dolaptaki zencefil, limon ve balı çıkartıp ıhlamur tarzı şeyi yaptı ve masaya çorbayla birlikte koydu.

Bundan iyi ev hanımı olur Hira.

Ev hanımı?

Pardon ev adamı.

İkimizde masaya oturduk ve çorbayı yudumlamaya başladık. Çorbayı içerken gözüm sürekli Çınar'ın dudağına kayıyordu.

Ne yapayım yani? Bizde de kalp var. Hemde şerrefsiz olanından. Bunun dudaklar dolgun olunca, dayanamıyor insan.

"Dudaklarıma bakmayı kes ve çorbanı iç."

Şerefsiz emir veriyordu. "Emir kipi kullanmazsak yalnız daha iyi olur." Dediğimde bütün şerefsizliği ile bana bakıyordu.

Tamam korkmadık değil, ama biz klavye delikanlısı değiliz assssslan parrrrrçası.

"Çorbayı ben yaptım beğendin mi?"

Ne yalan söylüyeyim çorba mükemmel olmuştu ve ben hamarat erkeklere bayılırdım. Ama aynı zamanda ben pezevenk bir insanım.

"Hiç beğenmedim Çınar, çok kötü olmuş. Beceremiyorsun bu işi." Demiştim ama bana pek inanmış gibi bir hali yoktu.

Egolu göt.

"Hmhm, aynen, evet, kesinlikle kötü oldu." Deyip çorbasını yudumlama devam etti.

Bende çorbamı içtim ve Çınar'ın bana yapmış olduğu ıhlamur tarzı şeyi yudumlamaya başladım.

Allah belamı vermesin, normalde ıhlamurdan nefret ederim falan ama bu niye bu kadar güzel olmuştu onu sorguluyordum. Kesin büyücü bu putperest.

Hamarat erkekte çok severim.

"Beğendin mi ıhlamuru?" Çınar'ın bana yönettiği soru ile ona döndüm, cevap istercesine bana bakıyordu.

Mağlubiyet ile nefesimi verdim. "Yalan söyleyip çarpılmak istemiyorum. Ne diyeyim fazla güzel olmuş, ama hala büyücü olduğundan şüpheliyim!" Deyip baktığımda Çınar kahkaha atmıştı.

Zalımın oğlu çok güzel kahkaha atıyor. Kahkaha fantazisi oluştu of.

Gözlerim fazla kahkasında takılı kalmış olacak ki Çınar da bana aynı şekilde bakmıştı.

Öpüşürlerse kusarım.

Sus şeref yoksunu iç ses.

Çınar daha çok derin baktığında, kendini durduramayacağını anlamış olacak ki artık dinlenmem gerektiğini söyleyip beni odama yönlendirmişti.

(Yazarnotu: ÖPÜŞME VERECEĞİMİ Mİ BEKLEDINIZ, YOHĞK YAA)

Odama doğru giderken Çınar konuşmaya başladı. "Hadi güzelim artık dinlenmen gerek." Dedi ve o da odama benimle geldi.

Güzelim mi??

Hitap şekilleri yüzünden hemen kucağına bayılabilirdim.

Aslında düşününce kucağına bayılmam benim için daha kârlı olurdu. Neyse.

O an götüm nasıl yedi hiç bir fikrim yok ama hayatımın dönüm noktası o cümle ağzımdan çıkmıştı.

"Sende benimle, benim yatağımda, uyur musun Çınar?"

_________

OBUUAHAHAHHAHA NABER LOO

Neyse bölümü yazmak eğlenceliydi niye hiç bir fikrim yok

VE SİZE İNAT PİÇLİK OLSUN DİYE ÖPÜŞME KOYMADIMMM NASIL İYİ ETMİŞİM DİMİİİ

Birde şöyle bir şey var, bölümleri az yazıyorum bu yüzden affola aşırı yoğun oluyorum bu kitapzaten çerezlik bir kitap

Neyse görüşürüz dostumlar Allaha emanett

Ney Değil Zurna! | -TextingWhere stories live. Discover now