Bana bir o kadar şaskınlıkla bir o kadar da zafer kazanmış gibi bakıyordu... Bu sefer dudak yapışan kişi Tom oldu. Bir kere daha çektiler. Ayrıldık. Bana baktı ve sarıldı. Bir fotoğraf daha...
Tom: Ölene dek bereberiz değil mi?
Olivia: Ölüm bile bizi ayıramaz Tom. Ben seninim, sen de benimsin...
Bırakmadan önce son bir kez daha kokumu içine çekti. Taaki üstümüze şampanya patlatılana kadar...
Tom: ANANI DÜLEYİM NOLUYOR?
Olivia: ŞAMPANYA MI PATLATTINIZ AMINAKODUKLARIM.
Herkes gülerek bize baktı. Sinirli halimizi de fotoğrafa aldılar. O kadar komik gözüktüğümüze inancım arttı. Toma baktım ve güldüm. O da güldü.
Olivia: Her yerim mahvoldu ya!
Bill: Yanlız olmayacaksınız!!!
Dedi ve bir şampanya daha çıkarıp Emma ya patlattı. Emma önce bolduğunu anlamadı ama hem gülerek hem söverek Billi kovalamaya başladı. Gülüyorduk. 5 saniye bile olmadan herkes hirbirine şampanya patlattı. Bu da demek oluyor ki şampanyalı gezeceğiz...
...
Etraftakilere dalga konusu olmamızdan tut, her yerimiz yapış yapış ve buram buram şampanya kokuyorduk. Ama eğlenceli ve komik anılarımdan bir tanesiydi...
...
Yakınlarda pahalı bir takıcıya gittik. Tom'un elini tutuyordum. Yapış yapıştık tamamen. Tom bir kolye beğendi. İki tane... İçinde Eyfel kulesinin resmi olan ve birbirine yapışan ayrık kalpler onu tamamlıyordu. Bir kısmı onda, diğer kısmı da bende olacaktı...
Tom: Beğendin mi? Ayrı durduğumuzda birbirimizi hatırlayalım buluştuğumuz da ise bu kalbleri birleştirelim ki tamamlanalım... Öyle değil mi?
Olivia: Çok beğendim! Almalıyız.
Hemen kolyeyi ödeyip çıktık. Diğerlerini beklerken Tom hem kendi kolyesini taktı ve kolları ile benim olan kolyeyi boynuma takmıştı. Bu mıknatıslı kalpleri birleştirdik. İşte bizim bir anımızın olduğu o Eyfel kulesi! Bu anı asla unutamazdık...
Yaklaştım ve dudağını öptüm.
Olivia: Sen benim sonsuzluğumsun Tom...
Tom: Birbirimizd aitiz.
Georg ikimizinde boynuna atladı.
Georg: Lunaparka gidiyoruz!!!
Tom: Tamam tamam, azcık daha durursan düşeceğiz!
Olivia: Dayanamıyoru-
Dedim ve yere düştüm. Georg da üstümüzde olduğu için o da düştü ve yanına da Tom'u almayı unutmadı...
Bill: Çocukla- LAKSOSKSKS NAPIYORSUNUZ YERDE LAN!
Tom: Ananı sikeyim Georg! Kalk üzerimden.
Georg gülerek kalktı. Biz de kalktık.
Bill: E hadi artık yeter bu kadar.
Emma: Gidelim lunaparka fıldır fıldır gezelim.
Cameron: Ay evett!
Herkes heyecanlı heyecanlı motorlarına bindi ve lunaparkın yolunu tuttu.
...
[?!?!]
...
Gelmiştik bile. Çok güzel aletler vardı.
Bill: Önce neyden başlayalım?
