25

362 31 10
                                    

Voteleri unutmayın.

***

"Yeterince hastasın zaten mile."

Elimde hissettiğim ele baktım, mile elimle oynuyordu.

Gözüm tekrar köprücük kemiğine kayınca yutkundum.

"Ben halimden memnunum." 

Elimdeki eli tişörtümün içinden belime temas edince titrediğimi hissettim. Belimde gezdirdiği elinin sıcaklığı içindeki kelebeklere göbek attırıyordu.

Belimdeki elini tuttum ve tişörtümün içinden çektim.

Milenin yüzüne bakmadan tuttuğum elinden çekiştirerek odaya geçtim.

Tuttuğum elinden hamle yaparak bedeninin karşıma geçmesini sağladım. Tam yatağın önünde duruyordu, dudaklarına sertçe yapıştım.

Alt dudağını emiyordum, üst dudağına geçtimde eliyle çenemi kavramıştı.

Şehvetle öpüyordum belini kavradım ve öpmeyi bırakmadan yatağa yatırdım.

Belindeki elimi kalçasına getirdim, hafif hafif sıkıyor ve okşuyordum.

Öpmeyi bıraktım, çıplak gövdesine ıslak öpücükler kondurdum. Her temasımda vücudu geriliyordu, dudaklarım arasında gerildiğini hissedebiliyordum.

Hafif hafif iniltiler çıkmaya başlamıştı dudakları arasından, ben aşağı indikçe inlemesi derinleşiyordu.

Pijamasını kavradım bacaklarından destek alarak kalçasını havaya kaldırınca pijamasını aşağı indirdim.

Pijaması bacaklarını hâlâ kapatıyordu, ama kasıkları açıkta kalmıştı.

Parmak uçlarımı kasıklarında gezdiriyordum, delirdiğini biliyordum çünkü kıvranıyordu, ama birşey demiyordu.

Tekrar hedefimi yukarı çıkarıp dudaklarını öpmeye başladım.

Aynı hız ve şehvetle karşılık veriyordu, dudağımda hissettiğim acı ile anlık duraksadım. Mile bilerek yapmış gibi duruyordu.

"Çok mu acıd-" sözünü dudaklarımla kestim. Elimle belini okşuyor aynı zamanda öpüyordum.

Elimi kasıklarına ordan bacak arasına götürdüm. Kilodu üzerinden okşamaya başladım.

Okşamayı bırakmadan dudaklarından boynuna geçtim. Daha geçmeyen izlerine öpücükler kondurdum ve hafif hafif emdim.

Elimin arasında kıvranmaya başladığı sırada sırtımdaki ellerini tişörtümün ucuna getirdi.

"Çıkar şunu." dedi sinirle. Elimi de dudaklarımı çektim ve doğruldum. Tek hamlede tişörtümü çıkarttıktan sonra tekrar boynuna eğildim.

Kilodundaki ıslaklığı fark edince boynunu öpmeyi bıraktım ve odağımı aşağıya indirdim.

Beline öpücükler kondurdum, ıslak ıslak öpüyordum. Mile de saçımı okşuyordu.
Belinden kasıklarına indiğimde milenin saçımdaki elleri okşamadan çok saçımda duruyordu.

Ne kadar geriliyorsa ellerimi saçımda hareket ettiremiyordu.

Kasıklarını öptüm, kilodunun üstünden öpücük kondurdum ve kiloduyla birlikte pijamasınu tamamen çıkarttım.

Zaten ıslanmış bacak arasını ellemeye başladığımda kıvranması hızlanmıştı.

İnlemesi arttıkça hareketim hızlanıyor,hareketim hızlandıkça inlemesi artıyordu.

Her hareketimde saçımdaki elleri sertleşiyor,resmen saçımı sıkıyordu.

Elimin arasında titremeye başlamıştı bedeni.

Elimde hissettiğim yoğun ve sıcak sıvı ile titremesi durmuştu.

Dudaklarına tekrar geçtiğimde ıslak elimle kalçasını sıkıyordum.

O da çıplak sırtımda ellerini gezdiriyordu.
Altımda olan oydu ama zevkten deliren bendim sanki.

Uzun süre dudaklarını öptükten sonra bu sefer parmağımı bacak arasına soktum.

Yavaş yavaş git geller yapıyordum, kafam boynuna gömülüydü. Kokusu derin bir tutkuydu benim için.

Git gellerim hızlandıkça nefesi alış verişi derinleşiyor ve inlemeye başlıyordu.

Bir süre parmaklarımla gitgel yaptıktan sonra tekrar parmaklarıma gelen sıvıyla durdum.

"Durma." dedi tekdüz çıkan sesiyle.

Dediği gibi yaptım ve parmaklarımı tekrar bacak arasından içeri soktum.

Çıplak bedenim bedenine değiyor ısılarımız dengeleniyordu.

Bu kadar azmış olması beni daha çok delirtiyordu.

Ellerimi o kadar hızlandırmıştım ki, her bir darbe o kadar hızlıydı ki altımda bedeni kıvranıyordu.

*kapı sesi

Duyduğum kapı sesi ile bir anda hareketimi kestim. Mile de kesmemden rahatsız olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

Kapıyı açmadan kim gelmiş diye camdan bakmak için milenin üzerinden kalktım.

Cam kapıya bakıyordu kimin geldiğini görebilirdim,cama doğru yaklaştım.

*bölüm sonu

Bölüm yazmadığım için azar yiyorum o yüzden tekrar smut yazdım, iyi yapmış mıyım.

Ebrarın baskınlık şaka değil.

Keko ve KarakurtWhere stories live. Discover now