14.BÖLÜM

776 25 1
                                    


Timdeki birkaç kişi beraber kantinde oturmuş sohbet edip çay içiyorlardı. Sohbet mükemmeldi. "Sana güvenip yola mı çıkıcaz ?" Deyip hunharca güldü Selim. Gökhan ise boş gözlerle Selim'e baktı "Sanki ben dedim, albay dedi" dedi.

Albay, Pusat'ın hastaneden çıktığını öğrenince pikniğe gitmeyi teklif etmişti. Albay tüm timleri severdi ama enkaz timinin yeri ayrıydı. Özellikle Pusat ve Emre'nin yeri albay Fatih'de çok ayrıydı. Nedeni büyüktü, Pusat timin adının enkaz olmasını boşuna istememişti. Derin bir anlamı vardı...

Selim "Albay niye gideceğimiz yeri seçme işini sana bıraktı ?" Diye sordu. Albayın gördüğü ilk kişi Gökhan'dı gördüğünde yanına çağırmış ve piknikden bahsetmişti, nereye gideceklerini düşünmediği için sen düşünürsün bişeyler, demişti.

Gökhan "Siz söyleyin komutanım nereye gideceğimizi, oraya gidelim" dedi. Diğerleri nereye gideceğini tartışırken Ege gözünü tek bir yere sabitlemiş oraya bakıyordu. Nereye baktığını bilmiyor öylesine bakıyordu. Mert gözleriyle Ege'yi işaret edip "Noldu buna ?" diye sordu. Albayla gideceklerini öğrendiğinden beri durgunlaşmıştı.

Gökhan sırıtarak yanında oturan arkadaşının omzuna kendi omzuyla vurmaya başladı ve "Sana diyo Ege" dedi. Ege gözlerini daldığı noktadan çekip arkadaşlarına baktı ve başını ne oldu der gibi iki yana salladı. Mert "Sen hayırdır ?" Diye sordu. Ege "Neyden bahsediyosunuz komutanım ?" Diyerek soruya soruyla cevap verdi. Mert birşey demeden Volkan "Ege komutanım son birkaç gündür falan gereğinden fazla düşüncelisiniz nedeni nedir ?" Diye sordu Ege ise ciddiyetle Volkan'a dönüp "Sanane Volkan" dedi. Mert "Devlet sırrı mübarek" deyince Gökhan gülmeye başladı. Gülüşü gittikçe büyüyordu. Ege ise göz derirken "Yok bişey ya ne abarttınız sizde" dedi, Gökhan ise kollarını göğüsünün üzerinde bağlamış ses çıkartmadan oturuyordu fakat gözleri yalan söylüyor diye bağırıyordu.

Masadakilerin merakı gittikçe artmıştı, ki şuan masada Emre ve Pusat haricinde herkes vardı. Mert "Ege hadi söyle kardeşim vallaha çok merak ettim" dedi. Merakı cidden büyümüştü timdekiler birbirinden pek birşey saklamazdı. Timdekilerin asıl kafalarına takılan soru Ege'nin özellikle albay lafı geçtiğinde konuşmaları dikkatlice dinlemesi ve sonrada durgunlaşması. Neden ?

Ege "Konuşmama joker hakkımı kullanıyorum" dedi. Selim "Yok öyle bi hakkın" dedi. Gökhan "Ya cidden içim şişti aşık oldum de bitsi-" dediğinde Ege kocaman açılmış gözler ile Gökhan'a baktı ve "Ne diyon lan sen ?!" Diye çıkıştı.

Gökhan "Napıyım bilader iki saatir bunu demeni bekliyoruz sanki yabancı biri var ne kastın ya" dedi rahat tavrıyla. "Vay be Ege" dedi Selim. Mert devam etti "Kim bu şanslı hanımefendi ?" diye sordu. Ege "Albayın..." dedi. Devam edemedi. Olmadı.

Diğerleri anlamamıştı ve boş gözlerle Ege'ye bakıyordu. İlk aydınlanma yaşayan kişi Mert oldu "Kızı mı ?" Diye sordu hayretler içinde. Ege yavaşça başını aşağı yukarı salladı. Selim "Yok artık" dedi, Volkan "Yandık" demekle yetindi. Durum için kısa bir özet denilebilirdi.

"Başka birini mi bulamadın manyak herif, adam seni kurşuna dizer" dedi Mert. Haklı olmadığı söylenemezdi, hastaneye geldiği gün bile kızını yanından ayırmamıştı kızına verdiği önem az çok bilinirdi.

Ege "Biliyorum" dedi, o kadar salak değildi, geberme ihtimali olduğunun farkındaydı. Ama aşk böyleydi önce sevdirirdi sonrası sopaydı. O sopa her an kurşuna dönüşebilirdi. Ege'nin oyu kesinlikle sopayaydı.

Ege için aşık olduğunu kabul etmek o kadar zor değildi komutanlarına söylemek istememesinin tek sebebi yayılmasını istememesiydi.

Aynı sözler Gökhan için söylenemezdi. Yasemin ara sıra aklına geliyor, kısa bir süre düşünüyor sonra ise umursamadan tekrar kafasından bu düşünceleri atıyordu. Bakalım hayatından da atabilecek miydi ?

YEŞİL'İMOnde histórias criam vida. Descubra agora